Merhaba arkadaşlar , şubat ayında Gecenin Hikayesi Aylema kitabını kazanan Işın Onur olmuştur. Kendisine mail ile de bildireceğim . En kısa zamanda iletişim bilgilerini bekliyorum.


Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.
Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.
Sen de kendi farkındalık yolculuğuna hazır mısın?
Çünkü bu kitap, seni sana senin pusulanla yaklaştıracak. Kaybedilmiş değerleri tekrar hatırlatarak, hayata geçirilmesine ışık tutacak. Hiçbirimiz doğduğumuz günkü saflıkta kalmayız. Büyüdükçe kalbimizin sesi, aklımızın sesine yenik düşer. Kendimizi dünyanın maddi girdabına kaptırırız.
Zamanla girdabın içinden çıkma isteğiyle "Ben kimim?" sorusunu sormaya ve içimizdeki o saf çocuğun fısıltısını tekrar duymaya ihtiyaç hissederiz.
Sen de kim olduğunu merak etmeye başladıysan ya da farklı bir bakış açısı arıyorsan, bu kitap o soruya, çocuksu saflığın ışığında cevap aradığın için yazıldı.
İçindeki güzelliğe pusula olsun diye...
***
Şeftali Ağacı lafı hiç dolandırmadı, hemen sorusunu sordu
: "Bu dünyaya hepimizin bir geliş nedeni olmalı değil mi?" "Benim geliş nedenim ne olabilir acaba?"Serçe "Hepimiz zaman zaman bu soruyu kendimize sorarız. Ancak bazılarımız cevabını bulabilir. Evet, dünyaya gelişimizin bir amacı vardır ve her birimizin nedeni farklıdır. Ayrıca tüm canlıların bir de ortak nedeni vardır," dedi.
"Nasıl yani, hem hepimizin dünyaya geliş nedeni aynı, hem de farklı mı?" diye sordu Şeftali Ağacı."Benim geliş nedenimi de biliyor musun?"
"Bunu ancak sen bulabilirsin. Senden başka kimse bilemez," dedi Serçe.
Virginia Woolf ve Ahmet Hamdi Tanpınar üzerine yazılmış güçlü bir kitap.
Biri dalgalar'ın kollarında zamanın saçlarında savrulan bir kadın; diğeri zaman'ın ötesinde dalgalara meydan okuyan bir adam. İkisi de yazarlıklarının ortasına şiir'i oturtan iki güçlü isim: Virginia Woolf ve Ahmet Hamdi Tanpınar. Biri şiir ile romanı birleştirirken, diğeri şiiri ve romanı musiki ile harmanlar.
Bu çalışmada, Modern İngiliz edebiyatında 'kendine ait bir oda'nın büyüsünde kalemini 'dalgaların yüreğine' saplayan sıra dışı bir kadın yazar olan Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway'i ile Türk edebiyatında zaman kırıntıları'nı avuçlarında sıkıp yekpare, geniş bir anın parçalanmaz akışında rüya seline kapılıp giden 'bir hülya adamı' Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur adlı romanlarına 'zamana vuran dalgalar'ın kıyısında bilinçsel bir yolculuk yapılıyor.
Mor Cepkenliler Ahmet Zeki Muslu Yitik Ülke Yayınları 440 sf.
30 yılda yazılan unutulmaz bir efe romanı! Yörük Ali Efe ve Kıllıoğlu Hüseyin Efe'nin "Mor Cepkenliler"i! İzmir'in işgalinden "Milli Mücadele"ye geçiş dönemi, Kurtuluş Savaşı'nın önemli bir evresidir. Bu dönem, eşraf ile din adamının, yurtsever subay ile aydının el ele verdiği arayış dönemidir. Ve bu dönemin en önemli öznelerinden biri de kuşkusuz "mor cepkenli" Batı Anadolu zeybekleridir. Onlar saf ve gerçek bir yurtseverlikle hareket ettiler. Gecikmeden silaha sarılıp Yunan işgalini durduran, bu mor cepkenlilerin verdiği mücadele, Türk romanında gerektiğince yer almadı. Dahası onları savaşmaya iten nedenler ve bu saf gerçek toplumsal bellekten ha silindi ha silinecek. Anımsayalım, örgütlenmede, Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Kozalaklı Mehmet Efe ve Demirci Mehmet Efe gibi her biri birer eşkıya olan bu mor cepkenlilerin, köylü kitleleri üzerindeki nüfuzundan yararlanılmaya çalışıldı. Kuvayi Milliye adı altında toplanan bu birlikler, Denizli yönünde ilerleyen Yunan ordusunun karşısına demiryolu boyunca dikildiler. Yörük Ali Efe ve Demirci Mehmet Efe, iki farklı dünyanın iki efesi.
Ahmet Zeki Muslu, işte bu direnişi ve coğrafyayı, otuz yıllık bir araştırmadan sonra "Mor Cepkenliler"de anlattı. Pek çok kişiyle konuştu, onlarca yazılı kaynağı taradı. Kitabın ikinci cildiyse "Menderes'in İki Yakası" adını taşıyor. Yazarımız, işgal ordusuna ilk kurşunu sıkan, Çineli "Kıllıoğlu Hüseyin Efe" ekseninde, onları ve "Kurtuluş Savaşı"nın bu cephesini, bir kez daha ölümsüzleştirdi.
O Anda
Melike İnci
Yitik Ülke Yayınları
Basım Yılı:2014
256 sf.
Melike İnci'den kadına ve hayata dair çarpıcı bir ilk roman.
Bir süre konuşmadan kutuya baktılar. Yasemin aynı Murat gibiydi. Şimdi karşısında oturan Murat olsaydı, aynı şekilde, kutu açılsın mı açılmasın mı, diye saatlerce beklerdi.
Selim Yasemin'in onayını beklemekten sıkıldı. Kutunun içinde ne olduğunu çok uzun zaman merak etmişti. Pandora'nın Kutusu değildi ki bu. Zübeyde Anneden bir kötülük gelmezdi ki.Selim tam anahtarı eline aldığında, Yasemin elini tutup, "İçimde nedense kötü bir his var," dedi. Nasıl iyi bir his olabilirdi ki? Kocası gitmişti. Romanını bitiremiyordu. Davetsiz bir misafir gelmişti. Selim anahtarı Yasemin'in eline bıraktı. Kadehleri doldurup, birini Yasemin'e uzattı
. "Seni hiçbir şeye zorlamayacağım."
Zübeyde Hanım'ın eve sakladığı sedef kakmalı kutunun yıllar sonra ortaya çıkmasıyla geçmiş ve bugünün yeniden şekillenmesine hazırlar mıydı?
İlişkilere, aşka, dostluklara, sınırlara, tabulara, ileri atılmalara, geri çekilmelere, dürüstlüğe, ihanete ve en önemlisi kadına dair bir roman.