10/31/2014

Bilinmeyen Kadını Portresi - Vanora Bennett

Ekim 31, 2014 0 Yorum
                                                kozmokitap
     Tanıdığımız karakterlerden oluşan bu kitap elimde biraz süründürmeme rağmen nihayet bitti. Tanıdığımız karakterler kim mi, Thomas More, Prens Richard, Henry  Tudor, Anne Boleyn. Tarihi gerçeklerden kurgulanmış bir roman Bilinmeyen Kadının Portresi.

    1962 doğumlu bir  İngiliz yazar olan Venora Bennett'in ilk romanıdır Bilinmeyen Kadının Portresi. 2007 yılında bu kitabı ile Yazar Kulubü İlk Roman Ödülü için aday olmuştur. Bu romanı yazmadan önce de yazar 1997 yılında Rusya'da yaptığı çalışmalardan ötürü Yırtdışı Basın Ödülü, 2004 yılında ise gazatecilik için İngiliz Orwell Ödülü almıştır. Toplam Dört tarihi romanı yayınlanmıştır yazarın.

10/30/2014

Biraz da nostalji....

Ekim 30, 2014 0 Yorum
kozmokitap

    Kitaplarımı düzenlerken elime lisede okuduğum kitaplarım geçti. Bu kitaplara baktıkça okuduğum okulu, arkadaşlarımı hatırladım. Ben lisede yatılı okulda okudum. Haftada beş gün 7/24 bir arada idik arkadaşlarımla. Lise yılları  cıvıl cıvıl bir dönemdi. Ben en yakın arkadaşımla kütüphane kolu idim - kitap kurtlarından başka ne beklenir ki:) - O dönemlerde pembe dizi kitapları çok severdik, bize romantik gelirdi. Öğrenci bütçesi de belli tabii! Biz de sahaftan kitaplar alırdık, o zaman çok fazla sahaf alternatifimiz yoktu.

10/29/2014

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun....

Ekim 29, 2014 0 Yorum


 Türk milletinin yeniden doğuşu ile kurulan Cumhuriyetin 91. yılını kutlamanın onur ve gururunu yaşamaktayız. Umarım bize verilen bu armağanın değerini bilir, barış ve huzur içerisinde daha nice bayramlar kutlarız. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. 

  Günün anlam ve önemine uygun bir şiir aramıştım yazmak için. Fakat bana göre bu güne  uyan  tek şiir İstiklal Marşı. O yüzden sizlerle İstiklal Marşını paylaşmaya karar verdim.

   Sevgiyle kalın ♥♥♥
     

         İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:
Değmesin ma'bedimin göğsüne na-mahrem eli;
Bu ezanlar --  ki şehadetleri dinin temeli --
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -- varsa -- taşım;
Her cerihamda, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım!
O zaman yükselerek Arş'a değer, belki, başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.

Mehmet Akif ERSOY

10/27/2014

Bana Bir Yalan Söyle - Metin Zakoğlu

Ekim 27, 2014 0 Yorum
kozmokitap


Ünlü tiyatrocu Metin Zakoğlu'nun yazdığı Bana Bir Yalan Söyle okundu , bitti. Kitap iki kısımdan oluşuyor diyebiliriz. İlk kısımda yazar kendi hayatını, tiyatroya başlama ve bugüne gelmesini anlatıyor. Anlatı tarzında bir kitap olduğu için okurken karşılıklı oturmuş yazarla sohbet ediyoruz gibi hissettiriyoruz. Ablası dışında hiç kimse yazarın tiyatrocu olmasını istememiş. Azim, yetenek ve büyük bir istekle yazar başarı basamaklarını tırmanıyor.

Tiyatro koşulsuzluklarla savaşma sanatıdır.
 Kitabın ikinci kısmında ise yazar , bu mesleğe başlamak isteyenlere tüyolar, öneriler veriyor. Çeşitli egzersizliklerle bu mesleğe adapte olmaları ya da kendi yeteneklerini keşfetmelerini sağlamaya çalışmış.

Deneyim insan yaşamında kültürün peşi sıra gelen en önemli  unsurlardır.
Bu mesleğe başlamak isteyenler ya da Metin Zakoğlu'nu merak edenler bu kitabı okuyabilirler. Kitabın içerisinde yer alan Shakespeare'in bir sözü bana göre tiyatrocuları çok iyi tanımlıyor:
Bizler gözü açık rüya gören insanlarızdır.

Sevgilerle...
Bana Bir Yalan Söyle
Metin Zakoğlu
Yitik Ülke Yayınları
93 sf.





10/23/2014

Ben de Dart ödülü aldım:))

Ekim 23, 2014 10 Yorum
kozmokitap


Sevgili Resim Defterimm beni Dart Ödülüne layık görmüş, teşekkür ederim:))) Sonunda benim de bir ödülüm oldu ☺☺

 Bu ödülü almanın bazı şartları var. Bunlar:
* Ödülün fotoğrafını yayınlamak.
*Size ödül veren blogun bağlantısını eklemek
*15 bloga bu ödülü dağıtmak

                Ben de aşağıdaki 15 bloga bu ödülleri dağıtıyorum:


Güller - Leila Meacham

Ekim 23, 2014 2 Yorum
kozmokitap


En büyük pişmanlığınız aşk olsun...

Muhteşem bir kitap daha bitti. Okuduktan donra etkisinden kurtulamadığım bir kitap oldu Güller. Rüzgar gibi geçti tadında harika bir kitap. Bana hissettirdiklerini toparlamak ve yazıya dökmek gerçekten zor oldu.  Bazı hislerin karşılığı maalesef kelimelerle ifade edilemiyor. En çok sevdiğim kitaplar arasında Top 10 listeme girmiş bulunuyor kendileri.

10/20/2014

Geçmişle Dans - Harlan Coben

Ekim 20, 2014 4 Yorum

Harlan Coben

     New York Times  çok satanlar listesinde yer alan bir çok kitap yazmış olan Harlan Coben'in bir kitabını daha okumuş bulunuyorum. Myron Bolitar serisinden değil bu kitap. Oldukça sürükleyici ve heyecanlı bir kitap.Yazarın web sitesine ulaşmak için burayı tıklayabilirsiniz.
Zeka ve ironiyi bir arada kullanan Harlan Coben, düzen ve kaos ikilemini muhteşem bir şekilde yansıtarak, biliçaltımızda yaşadığımız bitmek bilmeyen savaşı başarılı bir şekilde satırlara dökmüş. Publishers Weekly.

10/17/2014

Pembe ve Yusuf - Canan Tan

Ekim 17, 2014 4 Yorum
kozmokitap

Her yeni başlangıç, yeni bir umudu da beraberinde getirdi...

    Usta yazar Canan Tan'ın kaleminden Pembe ve Yusuf tanıtım yazılarında ilgimi çeken bir kitaptı. Tavsiye Kanalı bana hediye olarak gönderdiği zaman çok mutlu oldum. Pembe ve Yusuf okuduğum ilk Canan Tan kitabı oldu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olan yazarın çok sayıda  kitabı ve senaryo çalışmaları vardır. Bir çok ödül sahibi olan yazarın kitaplarını okumak istememe rağmen  nedendir bilinmez

10/15/2014

Yine mimlendim:))

Ekim 15, 2014 1 Yorum
 
mim

    Sevgili Resim Defterimm beni mimlemiş, teşekkür ederim.) Benzer bir mimi instagramda da yapmıştım , o yüzden cevaplar benzer olabilir. İnstagramdan #booktag'ı okumuş olan arkadaşlara duyurulur... Şimdi cevaplarımıza geçelim:

mim

1- İlk Hayranlığım: İlk okumaya başladığımda babamın hediye aldığı masal kitabı Altın Masallar ilk hayranlığımdır. Şu an kitaplığımda bir kopyası bulunmaktadır, kitabın kapağı aynı olsa da maalesef yayınevi içeriğini biraz değiştirmiş:(
cerrah


2- Favori Serim: Seri okumayı severim , ancak hastalık seviyesinde kitap fanatiği olmayı ise sevmiyorum. Favori Serim bir kaç yıldır severek okuduğum ve her kitabını ayrı sevdiğim Tess Gerritsen'in Rizzoli- Isles serisidir.

Rüzgar Gibi Geçti


3- Favori Kitabım: Lise yıllarında iken okuduğum ve hala her bölümünü hatırladığım bir kitap Rüzgar Gibi Geçti. Kendisi henüz kitaplığımın bir üyesi değil. Kendisi indirime girer girmez hemen alınacaklar listemde:)


Rüzgar Gibi Geçti

4- Favori Erkek Karakterim: Rüzgar Gibi Geçti'den  Rhett Butler.

Sessiz Çığlık


5- Favori Kadın Karakterim: Lisa Gardner'ın kitaplarındaki  dedektif D.D. Waren.


saat


6- Favori Okuma Saatim: Her an her yerde okuyabilirim. Benim için okumanın yeri ve saati yoktur:))

Ben de Kitaptan Bayan seni mimliyorum:))



                                                     

Hediyem ( glorrrybooks çekilişinden)

Ekim 15, 2014 3 Yorum
Murat Turan

Son zamanlarda şanslı olduğumu söylemiştim değil mi? İnşallah böyle devam eder. Glorrrybook blogunda çekilişle dört kişiye "Bin Yüz Beş " kitabını hediye ediyordu, ben de şansımı denedim ve kazandım. Bu kazandığım ilk blog çekilişi idi bu yüzden daha önemli benim için. Buradan tekrar Glorrrybooks'a ve yazar Murat Turan'a teşekkürlerimi iletiyorum.  Yazar Murat Bey ( ben onun yazdığını düşünüyorum , çünkü

10/14/2014

Yirmi Gerçek

Ekim 14, 2014 6 Yorum
mim


Sevgili Kitap Keyfimm  tam yirmi gerçek bulmak için mimlemiş beni. Teşekkür ederim:)) Şimdi kara kara düşünme zamanı. bu geçekten zor bir mim. İlk gerçek , mimin zor olaması sayılır mı? ☺☺Şimdi geçekleri sıralamaya başlayalım bakalım 20 tane olacak mı...

1) Kitap okumayı ne kadar seviyorsam kitaplarımı paylaşmayı da bir o kadar sevmiyorum. Çünkü birkaç arkadaşıma kitapları okumak için verdim ve geri gelmedi ya da 3 - 4 sefer istemek zorunda kaldım.

2) Verdiği sözleri tutmayan ve gözünüze bakarak doğruları çarpıtan insanlardan nefret ediyorum.

3) Yüzüme gülüp de canım , cicim diyenlerin sonra da arkadan konuştuklarını duyunca çok sinir oluyorum. Bir daha o insanları değil görmek seslerini bile duymak istemiyorum.

4) Yaşam felsefem  "ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol ". Böyle davranmayanlar benden uzak dursunlar.

5) Çocuklarımın arkasından konuşan, yaşlarına başlarına bakmadan çocuklarla aşık atmaya kalkan yaşı geçmiş insanlara acıyorum. Benim gözümde zavallılar.

6) Yaşamda en büyük önceliğim ailem, evim ve kedilerim ☺

7) Kahve içmeyi çok seviyorum ancak haftada bir fincan ancak içebiliyorum. Kalbim kahveye dayanamıyor:(

8) En büyük stres atma kaynağım kitaplarım. Gerçek dünyadan en iyi kaçış yolu.

9) İnsanlara "hayır " demeyi öğrendikten sonra daha mutlu olduğumu farkettim.

10) Cahit Sıtkı'nın dediği gibi yolu yarıladım...

11) Çocuklarım doğduktan sonra çalıştığım işten istifa ettim ve bunun için hiç pişmanlık duymadım.

12) Alışverişte ayakkabılar ve kitaplar önceliğimdir.

13) Takı almayı severim, takmayı sevmem.

14) Beyaz rengi çok seviyorum. Bu yüzden kızım bazen bana gıcık oluyor, "onu da mı beyaz yapacaksın " diye sitem ediyor.

15) En sevmediğim ev işi camları silmek ....

16) Uyumayı çok seviyorum, biraz azaltsam iyi olacak sanırım:)

17) Çikolatayı özellikle portakallı bitteri çok seviyorum bir o kadar da yedikten sonra pişman oluyorum.

18) Blog açmak , sizlerle tanışmak hayatıma büyük bir renk getirdi. Her sabah büyük bir heyecanla kaç kişi girmiş , okumuş, yeni takipçim var mı bakıyorum

19) Bahçe ve bitkilerle uğraşmayı seviyorum, alerjim olduğu için sonrasında da çok kaşınıyorum ☺

20) Kitap bloglarına olan ilgi makyaj bloglarına olan ilgi kadar olmaması beni biraz üzüyor. Kozmetik firmalarının makyaj bloggerlarına gösterdiği ilgiyi yayınevleri de kitap bloglarına gösterse çok sevinirim...



20 gerçek bulamam derken kelimeler nasıl aktı anlayamadım. Umarım duygularımı iyi ifade edebilmişimdir. Bu mim çok iyi oldu, içimdekileri dökerken aslında ferahlamış oldum Bir kez daha Kitap Keyfimm'e teşekkür ederim. Sayende bugün çok sinir olmuştum, hafifledim...

Ben de Resim Defterimm  ve Glorrrybooks sizi mimliyorum...



                                                     

10/13/2014

Kır Çiçeği Tepesi - Kimberley Freeman

Ekim 13, 2014 3 Yorum
Kır Çiçeği Tepesi

Dünya'da iki çeşit kadın vardır, Beattie: Bir şeyler yapanlar ve kendisine bir şeyler yapılanlar.

     Gerçek adı Kim Wilkins olan Avustralyalı yazar Kimberley  Freeman adı ile kitaplarını yazmaktadır. 1970 doğumlu olan yazar spekülatif,  çağdaş kadın, genç yetişkin, çocuk türünde kitaplar yazmaktadır. Türkiye'de yayınlanan tek kitabı Kır Çiçeği Tepesi. Yazarın sayfası için buraya tık tık... 

     Polisiye-gerilim-fantastik kitaplardan sonra bu kitabı okumak bana çok iyi geldi. Bu tür kitaplar beni

10/11/2014

Hediyelerim... (Yitik Ülke Yayınlarından)

Ekim 11, 2014 6 Yorum


   Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde...... diye başlamak istedim yazıma. Çünkü günümüzde pek rastlanmayan bir duyarlılık örneğini anlatacağım size. Günlerden bir gün bir yayınevi okuyucularının duyarlı olduğunu bildiğinden onlara bitki tohumları verip doğamıza katkıda bulunmaya karar vermiş. Bu az bulunur bir duyarlılıkmış. Çünkü insanlar hep çıkar peşinde koştururken bu yayınevi ve okuyucu dostları kitaplar sayesinde insanların beyinlerine faydalı okurken  bu tohumlar sayesinde de  doğaya faydalı olurlarmış. Bir

Mim....

Ekim 11, 2014 2 Yorum
mim


Sevgili Kitaptan Bayan beni mimlemiş, kendisine teşekkür ediyorum:) Bu sefer mim soruları kitaplarla alakalı değil, birbirimizin hayatını biraz daha iyi tanımaya yönelik. Biraz zor gibi sanki. Neyse mikrofonu eline alan konuştukça konuşur, klavyeyi eline alan blogger da yazdıkça yazarmış:) Çok uzatmadan sorulara geçelim:

Bu aralar hayatında neler oluyor, seni nasıl etkiliyor bu olaylar?

Bu aralar o kadar çok olay oluyor ki hangi birini anlatsam bilemedim. Öncelikle ben bir anneyim ve iki çocuğum var. Onların okul sıkıntıları, koşturmacaları, sorunları beni bazen çok yoruyor. Bu hafta bayram vardı onun ayrı bir telaşı yorgunluğu vardı.Yani kısaca bu sıralar oldukça yoğunum ve yorgunum.

Hayatın senin için ne kadar önem arz ediyor?

Hayat hepimiz için olduğu kadar benim de için de çok değerli. Bir tek hayatımız var . Geçmiş yaşanmıştır, gelecek henüz belirsizdir ve hepimiz sadece şu anda yaşıyoruz ve yaşadığımız her an oldukça değerlidir.

Kendini bir kenara çekip düşündüğün olur mu?

Evet , arada bir hayatta mola vermek , beş dakika bile olsun kendimi dinlemek çok hoşuma gider. Sürekli birileri için yaşıyoruz ve bu yoğunlukta kendimizi ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyorum.

Nefret ettiğin bir alışkanlığın var mı?

Maalesef var , tüm olayların kontrolüm altında olmasını istiyorum. Bu da mümkün değil, herşeyi kontrol edemiyoruz:(

Bu hafta içinde neler yaşadın?

Güzel bir bayram yaşadık, itiraf etmeliyim ki son zamanlarda geçirdiğim en güzel bayramdı.

Hayat?

Hayat bir yudum sudur, tadına doyum olmaz fakat çok çabuk biter. Kimimiz için serinleten bir ferahlatıcı iken kimimizin boğazına durur...

Son zamanlarda bir değişikliğe uğradığını hissediyor musun?

Son 1,5 yıldır değiştiğimi düşünüyorum. Bu hayatta canımızı hiçbir konu için sıkmamamız gerektiğini, kendimizin her şeyden  önemli olduğunu fark ettim. Bazı insanların gerçek yüzleri daha iyi anladım ve duygu sömürüsü ile isteklerini yaptırmak isteyen insanlardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum.

Hayattan beklentin neler?

Huzur, sağlık ve sevdiklerimle birlikte olmak....

Ben de kitap keyfim, seni mimliyorum)


                                                     

10/10/2014

Hediyem ( Tavsiye Kanalı'ndan )

Ekim 10, 2014 2 Yorum

kozmokitap

   Merhaba; Dün gelen ve beni çok mutlu eden kitabımdan bahsetmek istiyorum. Bayramdan önce Tavsiye Kanalı'ndan bir davet maili gelmişti. Canan Tan'ın yeni kitabı Pembe ve Yusuf' u okuyacak ilk 100 şanslı melek ten biri olmak ister miyim diye. Bu etkinliğe twitter aracılığı ile katıldım veee  şanslı meleklerden biri oldum. Siz de tavsiye meleği olmak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz.

    Dün de kargo ile kitabım elime ulaştı. Nasıl mutlu olduğumu tahmin edebilirsiniz.
Canan Tan

Çok okunan yazarlarımızdan olan Canan Tan'ın bu kitabı Doğan Kitap tarafından yayınlanmıştır. Birbirlerine delice düşkün olan iki kardeşin öyküsü Pembe Ve Yusuf. Kitabı en kısa zamanda okuyup fikirlerimi burada paylaşacağım. Okumak için sabırsızlanıyorum:)

Arka kapaktan:

  Törenin kara gölgesi renklerin üzerine çökerken, içlerinde en gariban gördüğü " pembe" ye vermişti önceliği.
Soluğu kesildi "pembe"nin, beti benzi attı. Güzelim rengini yitiriverdi. Varlığını sürdürmekle yok olmak arasındaki ince çizgide asılı kaldı.
Tıpkı yaşamın içindeki gerçek PEMBE'ler gibi...

Sevgiler...

10/08/2014

Gece Odasında - Peter Straub

Ekim 08, 2014 2 Yorum
Gece Odasında


     Okundu , bitti ve tek kelime ile muhteşemdi. Beklentilerimin ötesinde bir kitap Gece Odasında. Yitik Oğlan Yitik Kız kitabını okuduktan sonra devamı olduğu için bu kitap da ortanın biraz üzeri olur diye düşünmüştüm. Çok bir beklentim olmadan okuduğum kitap beni utandırdı. İlk kitaptan üç kat daha fazla sevdiğimi söylemeliyim. (Yitik Oğlan Yitik Kız yazımı buradan okuyabilirsiniz.) Bu kitap güzel dedim , fakat tek başına okunduğu zaman konu tam kavranmayabilir . Bu nedenle Yitik Oğlan Yitik Kız'ı okuduktan sonra bu kitabı okursanız konuyu daha iyi kavrarsınız. Bu kitap bazı yönlerden her ne kadar türleri ayrı olsa da okurken bana Sofi'nin Dünyası 'nı ve isimlerini şu an hatırlamadığım bazı filmleri hatırlattı.

Gece Odasında


    Bir önceki kitaptan hatırladığımız korku romanları yazarı Tim bu kitapta da baş rolde. Gece odası kitabında Peter Straub okuyucuya bir sürpriz yapıyor ve Yitik Oğlan Yitik Kız kitabını aslında Tim Underhill'in yazmış olduğunu öğreniyoruz.  Tim yeğeni Mark'ın kaybolmasını kabullenmeyerek ona kendi çapında iyi bir son vermek için bu kitabı yazmış Tim tuhaf e-postalar almaya başlamıştır. Bu postaları gönderenleri araştırdığında ölmüş arkadaşlarından olduğunu öğrenir. ( Tüyler ürpertici.) E-postalar aracılığı ile bir anlamda öteki taraf ile iletişime geçmiştir ve öteden bir rehberi vardır şimdi. Yazdığı kitaptaki kötü karakter öteki tarafta hakkında yazılanlara kızmış ve şimdi intikam için gelmektedir.

     Willy kocasını ve kızını kaybetmiştir. Şimdi kendisinden yaşça büyük Mitchell ile evlenmek üzeredir. Willy'nin hayatı Mitchell'in odasında gördüğü bazı resimlerden sonra alt-üst olur ve Willy kaçmaya başlar. Willy ve Tim'in yolları Tim'in kitap okuma seanslarından birisinde kesişir ve ikisi gizleri aydınlatmak ve sorunları çözmek için birlikte haraket etmeye başlarlar. Üstelik kitabı okuyunca Willy'nin kim olduğuna inanamayacaksınız.

  Sonuç itibari ile sürükleyici, farklı bir konuya sahip, okuyucuyu şaşırtmayı başaran bir kitap. Gece Odası sevdiğim kitapların arasında yerini aldı ve tavsiye edilir:)







Gece Odasında - Peter Straub
Kitabın Adı : Gece Odasında
Yazar : Peter Straub
Yayınevi :İthaki Yayınları
Orjinal adı : In The Night Room
Çevirmen : Sönmez Güven
Sayfa Sayısı :396


Yitik Oğlan, Yitik Kız ile başlayan dehşet öyküsü Gece Odasında ile sürüyor.

Ödüllü gençlik romanı Gece Odasında'nın yazarı Willy Patrick aklını kaybetmekte olduğunu düşünmektedir... Bir kez daha... Bir gün bir ardiyenin otoparkına umarsızca sürüklenir. Kızı Holly'nin binanın içinde tutulduğunu bir şekilde bilmekte ve onu kurtarmak için karşı konulmaz bir istek duymaktadır. Ancak Willy'nin bu isteğini gerçekleştirmesi mümkün değildir; kızı Holly yıllar önce öldürülmüştür çünkü.

Aynı gün, sorunlu genç bir kadın hakkında yazmakta olduğu yeni kitabıyla boğuşmakta olan Timothy Underhill, dokuz yaşındayken ölen ablası April'ın hayaletiyle yüz yüze gelir. Ardından da, gençliğinde tanıdığı ve tümü ölmüş olan kişilerden tüyler ürpertici e-postalar almaya başlar... Bu kişiler de aynı ablası April gibi, ona acil mesajlar iletmeye çalışmaktadır. Willy ile Timothy'nin yolları garip tesadüfler sonucu kesiştiğinde, Willy'nin trajik kaybı ile Tim'in yazmakta olduğu romanın gösterdiği inanılmaz paralellik, onları çevrelerini saran kötülüğe karşı güçbirliği yapmaya sürükler.

Peter Straub, Gece Odasında ile 'öte diyar'ın kapılarını açıyor ve okuyucuyu hayal etmesi bile imkansız korkularla yüzleşeceği bir yolculuğa çıkarıyor.







Peter Straub Kimdir ? 

Peter Straub
2 Mart 1943'te, Wisconsin'in Milwaukee kentinde doğdu. Wisconsin Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1965 yılında mezun oldu. İzleyen yıl Columbia Üniversitesi'nde aynı dalda master yaptı. 1972 yılında iki şiir kitabı ve 1973 yılında da bir roman yayınlandıktan sonra, yayıncısının önerisiyle 'gotik' türe geçiş yaptı ve bir dizi öykünün ardından korku türündeki ilk kitabı Julia'yı 1975 yılında yazdı. 1979 yılında yayınladığı, daha sonra sinemaya da uyarlanan, Ghost Story (Hayalet Öyküsü) adlı romanıyla büyük bir şöhret kazandı. Peter Straub yirmiden fazla dile çevrilmiş on altı roman yazdı. Lost Boy Lost Girl (Yitik Oğlan Yitik Kız) adlı kitabı 2003 yılı Bram Stoker Ödülü'nü kazandı.                                            





                                                        

10/02/2014

Yitik Oğlan Yitik Kız - Peter Straub

Ekim 02, 2014 0 Yorum
 
Yitik Oğlan Yitik Kız

    Hep aynı tarz kitapları üst üste okumamaya gayet ediyorum. Hep aynı tarz okuyunca keyfine pek varamıyorum. Biraz çeşniyi, baharatı seviyorum sanırım:) Günebakan'ı okuyup duygulanınca biraz da polisiye- gerilim okuyalım dedim ve Peter Straub'un Yitik Oğlan Yitik Kız kitabını aldım elime. Bu kitap bitince devamı niteliğindeki Gece Odasında kitabını okuyacağım. İkisi de elimdeyken okuyayım, bu sefer çeşni olamayacak maalesef.

      Daha önce Peter Straub okudunuz mu bilemiyorum. Stephan King bu kitap için " Straub'un bugüne kadar yazmış olduğu en iyi kitap " demiş. Ben Stephan King'in romanlarını daha çok sevdim açıkçası... Kitaba başlayınca konu biraz ağır ilerliyor. İlk bölümlerde bu yüzden sıkılabilirsiniz. Çok aşırı bir aksiyon yok kitapta, fakat belirsizlik, ne oldu sorusu , gizemli ve fantastik öğeler kitabı ilgi çekici kılıyor.

Yitik Oğlan Yitik Kız

   Korku kitapları yazarı olan Tim ağabeyi Philip'in eşi Nancy'nın bilinmeyen bir nedenden intiharını duyunca şok olur. İntiharın nedenini kimse bilmemektedir. Bu normal bir intihar da değildir. -Ben bu bölümde çok güldüm. - Nancy sıcak küveti doldurmuş  , yirmi adet uyku ilacı içmiş, küvete girmiş, başına naylon poşet geçirip bağlamış ve bileklerini dikey olarak kesmiştir. İşini sağlama almış. Nancy'nin ölümünden bir hafta sonra Tim'in yeğeni on beş yaşındaki Mark ortadan kaybolur. Bunun üzerine Tim yeğenini bulmak için araştırmaya başlar ve bu sayede biz de adım adım Mark'ın yaptıklarını öğreniyoruz. Kasabalarında başka çocuklar da kaybolmuş ve ölü olarak bulunanlar olmuştur. Mark da mı bu caninin elindedir yoksa başına esrarengiz bir olay mı gelmiştir? Araştırmalardan Mark'ın arka sokaktaki boş evi saplantı haline getirip , o evi araştırdığını öğrenirler. O evin de gizemli ve ürkütücü bir geçmişi vardır....

 

   Başlarda sıkılmış olsam da konu ilerledikçe kitabı elimden bırakamaz oldum. İlginç bir konusu olan kitapta yazar her konuyu en ince detaylara kadar  anlatmış. Sonuç olarak kitap aman aman olmasa da sevilmiştir.







Yitik Oğlan Yitik Kız
Kitabın Adı : Yitik Oğlan Yitik Kız
Yazar : Peter Straub
Yayınevi :İthaki Yayınları
Orjinal adı : Lost Boy Lost Girl
Çevirmen : Sönmez Güven
Sayfa Sayısı :351

Korku romanları yazarı Tim Underhill'in ağabeyinin eşi Nancy, bilinir bir nedeni olmaksızın intihar eder. On beş yaşındaki oğlu Mark da, annesinin intiharından bir hafta sonra ortadan kaybolur. Tim'in, bu iki gizemli olaya dair araştırmaları onu, yıllar önce bir seri katilin sığınağı olmuş, metruk bir eve yöneltir. Bu lanetli ev, yıllardır sallanan bir sırrın izleriyle doludur. Tim'in, insanın kanını donduran bir dehşet öyküsüyle yüzleşmesi artık kaçınılmazdır.






Peter Straub Kimdir ? 

Peter Straub
2 Mart 1943'te, Wisconsin'in Milwaukee kentinde doğdu. Wisconsin Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1965 yılında mezun oldu. İzleyen yıl Columbia Üniversitesi'nde aynı dalda master yaptı. 1972 yılında iki şiir kitabı ve 1973 yılında da bir roman yayınlandıktan sonra, yayıncısının önerisiyle 'gotik' türe geçiş yaptı ve bir dizi öykünün ardından korku türündeki ilk kitabı Julia'yı 1975 yılında yazdı. 1979 yılında yayınladığı, daha sonra sinemaya da uyarlanan, Ghost Story (Hayalet Öyküsü) adlı romanıyla büyük bir şöhret kazandı. Peter Straub yirmiden fazla dile çevrilmiş on altı roman yazdı. Lost Boy Lost Girl (Yitik Oğlan Yitik Kız) adlı kitabı 2003 yılı Bram Stoker Ödülü'nü kazandı.                                            





                                                        

10/01/2014

Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.