Kimberley Freeman 'ın anlatım tarzını diğer kitaplarından biliyor ve çok da seviyorum. Yazarın yeni kitabı çıkınca ve ilk okuyanlardan birisi olunca resmen havalara uçtum...
İlk olarak kitabın kapağından bahsetmek istiyorum. Bana göre kapak çok güzel. Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan kapaktaki insan resimlerini koymadıkları için çok mutlu oldum. O tarz kapakları sevmiyorum. Kitabın kapağı ise içerisine girip bahçede gezinme hissi uyandırıyor bende..
Kitaba gelirsek tek kelime ile ba-yıl-dımmm... Julia, Tilly ve Nell... İki farklı zamanda yaşamış kadınlar. Olayları , devamında ne olduğunu öyle merak ediyorsunuz ki kitabın içerisinde kayboluyor ve olan bitenden haberiniz olmuyor.
Yıl 2012... Nina, çok satan kitap yazarı. Kor Adası'ndaki evi ( ki bu ev eskiden büyük büyükannesinindir) kiracıları tarafından terk edilince adaya gelir. Amacı hem eve bakmak, hem de çevresindekilere uzaklaşmak ve yeni yazdığı kitabına konsantre olmaktır. Bu evin duvarları arasında Nina'yı geçmişe götürecek anahtar saklıdır...
Yıl 1891...Tilly ailesi öldükten sonra büyükbabasının yanında büyümüştür. Hayattaki ntek isteği sevip-sevilmek ve huzur dolu bir evdir. Jasper adında genç bir beyefendi ile evlenir. Ancak hayat her zaman bizim istediğimiz yönde ilerlemez. Bazen mutluluğu ulaşabilmek için diken tarlasından çıplak ayak ile geçmek gerekir.
" Onun ismini söylemeyi seviyorsunuz. İsmini söylerken tıpkı olgun bir şeftaliyi ısırırmış gibi tat alıyorsunuz."
Tilly akıllı ,öfkesini zor zapteden bir genç hanım. Onu sevmemin yanında beni sinir eden birçok özelliği de mevcut. Bir insan nasıl bu kadar kör olabilir ve etrafında olanları bu kadar geç farkedebilir!... Bazı insanların öğrenebilmesi için bizzat yaşamaları gerekir.
Jasper! Kitapta sinir olduğum ve bir kaşıkta boğabileceğim tek karakter ya da karaktersiz...
Nell. Nina'nın büyük büyük annesi. Çok çok zeki bir kız . Zeki olmasının yanında çok da uyanık! Nell'i çok sevdim.)
" Gerçekler hiçbir şeyin ilacı değildir....... Gerçekler, ağır bir yüktür."Üç kadının da buluşma noktası Kor Adası... Tamam büyükşehirlere bira uzak ancak doğa ile iç içe , az insan olan böyle bir adada yaşamak isterdim:))
Kurguyu, olayların anlatılış biçimini çok sevdim. Okurken bütün görüntüler, olaylar , karakterler gözümde canlandı . Kitap bittiği zaman ise " bu kadar mı?" dedim. " Nasıl yani bitti mi?" Daha merak ettiğim konular yazılacak hikayeler vardı bana göre. Sanırım yazar o konuları da bizim hayal gücümüze bıraktı:)))
Yazar: Kimberley FreemanYayınevi: Arkadya YayınlarıOrjinal adı: Ember IslandÇevirmen: Duygu ParsadanSayfa Sayısı: 480
Göz ardı ettiğiniz gerçekler
er ya da geç çıkar karşınıza tamamlanmak için.Yüzleşin ki ruhunuz arınsın.
1891 yılının İngiltere'sinde Tilly Kirkland, rüya gibi bir evlilik yaptığını düşünürken kendini bir kâbusun tam ortasında bulur. Yaşadığı talihsizlikler onu Avustralya'ya, Kor Adası'nda bir malikâneye getirir. Burada bir yerel cezaevi müdürünün kızına mürebbiyelik yapacaktır. Aslında her günbatımında adeta bir kora dönüşen bu adaya hayatının cezasını çekmek için geldiğini anlayacaktır…2012 yılında ünlü yazar Nina Jones, kafasını toparlamak ve yazmakta sıkıntı çektiği yeni hikâyesine odaklanmak için Avustralya'ya büyük büyükannesinden kalma malikâneye gelir. Ancak Starwater Malikânesi'nin duvarları, onun yıllardır sakladığı büyük sırrının kanıtlarıyla doludur. Keşfettiği her kanıt ise Nina'nın büyük bir gizemi çözmesini sağlayacaktır.Üçüncü kitabıyla hayranlarının kalbine bir kez daha kazınacak olan Kimberley Freeman'ın romanı Kor Adası, yarım kalan gerçeklerin sonsuza kadar saklı kalamayacağını ve ne olursa olsun kalbimizin sesine kulak vermemiz gerektiğini anlatıyor.
Yazarın blogumda yer alan kitapları:
Zümrüt Şelaleleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(