Her ay yaptığımız 1 nobel 1 klasik etkinliğinde bu ay Savaş ve Barış okuduk . En büyük on kitap arasında gösterilen Savaş ve Barış , Tolstoy 'un üç dev eserinden ilkidir. Diğerleri de Anna Karenina ve Diriliş ... İki cilt ve göz korkutan bir kitap olarak bilinse de şahsi tecrübelerime dayanarak kitabın rahat okunduğunu söyleyebilirim. Bu benim ikinci okumam oldu Savaş ve Barış 'ı. İlki kitapları ilk aldığımda , 15 sene önceydi. İkinci okuma bana ayrı bir tat verdi . Zaten Tolstoy defalarca okumaktan sıkılmadığım bir yazar .
Savaş ve Barış, ilk kez 1869 yılında yayınlanmıştır. “O bir roman değil. Bir destandan daha azı. Tarihsel bir günlükten de daha azı. Savaş ve Barış, ifade edildiği biçimle, tam da yazarın ifade etmek istediği ve edebildiği şeydir.” diye tanımlıyor Tolstoy Savaş ve Barış’ı . Kitabin filmi ve mini dizisi çekilse de kitabin verdiği tadı hiçbirisi vermiyor .
Tolstoy, Savaş ve Barış 'ta kendi doğumundan önceki yıllara gidiyor ve bize o zamanı anlatıyor . Kitabı yazmadan önce bolca araştırma yapıyor yazar . Bu araştırmalarının yanında kendi savaş tecrübesi - Tolstoy Kırım' da savaşa katılmıştır. - ve yine kendi çevresinden bildiği sosyete hayatına ait detayları da kitaba başarı ile uyarlıyor .
Oldukça kalın olan bu kitabı okumak okuma hızınıza bağlı olarak iki hafta ya da bir ay sürer. Yazarın kitabı tamamlaması ise yıllarını almıştır , tam beş yıl . Okuyucunun aklında eksiklik bırakmamak için itina ile yazan Tolstoy 'u bir kere daha takdir ettim .
Savaş ve Barış 'ta bir tek ana karakter yok . Çok karakterli kitabı okurken kafam karışır mı ya da sıkılır mıyım diye düşünenler için belirteyim sayfalar ilerledikçe karakterler oturuyor ve karıştırma olmuyor. Sade bir anlatım ve başarılı karakter yaratımı sayesinde kitap bir film sahnesi gibi gözünüzde canlanıyor . Savaşın anlatıldığı bölümlerde biraz sıkılabilirsiniz sadece çünkü ben sıkıldım. Okuyan arkadaşlarımın da aynı bölümlerde sıkıldığını gördüm. Onun dışında karakterlere ne olacak , yazar kitabı nasıl bağlayacak merakı kitabı okutuyor .
Kitapta çok fazla karakter olduğunu belirtmiştim. Aynı yaşamın kendisi gibi ... Yazar yaşamdan bir kesit sunuyor aslında bize . Bir tarafta savaş ve onun getirdiği vahşet, üzücü olaylar , diğer tarafta ise normal yaşama devam eden seven , aşık olan insanlar ... Kitapta yazar öyle bir anlatıyor ki her karakteri olduğu gibi kabul ediyorsunuz . Sınır bozucu davranışlarını bile onun karakteri bu diyerek yadırgamıyorsunuz . Sürekli ilgiyi üzerinde hissetmek isteyen ve şıpsevdi olan Nataşa , yanlış bir evlilik yapan ve karısından nefret eden Piyer , hayatında mutluluğu yakaladığı an elinden kaçıran Andrey , sosyeteyi ve insanları yönetmeyi bilen Ellen ... gibi . Tabii savaş sahnelerindeki Napolyon ve komutanları da unutmayalım. Tek tek bütün karakterler hakkında yazmak istediğim o kadar şey var ki aslında. Okumayanlar için kendimi tutuyorum .
Aşk , entrika , savaş , üzüntü , hasret , acı , siyaset ... kısaca hayata dair her şey ve dönem Rusya'sının durumu uzun uzun anlatmış kitapta . Kitapta dikkatimi çeken bir diğer nokta da aristokrat sınıfının arada Fransızca konuşması ya da konuşmaların arasına Fransızca kelimeler katmaları . Aynı Osmanlının son dönemlerinde olduğu gibi. Fransızlarla savaşıyorlar , onların işgali altında birçok şehirleri ama aristokrat geçinenlerin arasında mon cher 'ler ma cher 'ler havalarda uçuşuyor ... Yorumu size bırakıyorum . Kitap için ise herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle tavsiyemdir ...
Savaş ve Barış Kitabından Alıntılar :
"... kendini bir kadına bağlarsan , tıpkı zincirlenmiş bir mahkum gibi tüm özgürlüğünü yitirirsin."
"Burada Moskova'da politikadan çok akşam yemekleri ve skandallarla ilgileniyoruz ,"
" Ahlaksızlıkların iki kaynağı olduğunu iddia ederdi - aylaklık ve boş inanç ve yalnızca iki erdeme inanırdı - güç ve akıl."
" Evet ! Bu sonsuz gökyüzünden başka her şey boş , hepsi yalan dolan . Ondan başka hiçbir şey, hiçbir şey, hiçbir şey yok. Hatta o bile bir hiç .Barıştan ve sessizlikten başka hiçbir şey yok. "
" Konuşanın Napolyon - kahramanı - olduğunu biliyordu ; ama gözlerini alamadığı, üstünde bulutlar uçuşan sınırsız gökle kendi ruhu arasında kurduğu bağla karşılaştığında Napolyon ona çok küçük , gereksiz bir yaratık gibi görünüyordu. "
" Ama ya "aptallık" başarı ile kotarılan böyle soirèèler için birincil ihtiyaç olduğundan, ya da tüm bu kandırılan insanlar aldanmaktan büyük bir haz aldığından ,kimse bu hilenin farkına varmıyordu."
"Savaş kibarlık taslanacak bir eğlence değildir; hayattaki en acımasız şeydir; bunu anlamalı ve savaşla oyun oynamamalıyız."
" Aşk ölümü engeller . Aşk yaşamdır. "
" Evet , o ölümdü . Öldüm ve uyandım .Evet , ölüm bir uyanış ... "
" ... ruh yarası - bedende açılmış bir yara gibidir - bazen ölümcüldür , bazen kendiliğinden kapanır . Ama sızısı hep duyulur ... "
" Artık yaşamak için bir amacı yoktu çünkü şimdi inancı vardı. "
Kitabın Adı : Savaşve Barış
Yazar : Lev Tolstoy
Yayınevi :Bordo Siyah
Orjinal adı :войнаимир
Çevirmen :Birgül Oğuz
Sayfa Sayısı :
Cilt 1 : 340
Cilt 2 : 440
Yedi yıllık bir çalışmanın ürünü olan Savaş ve Barış, Lev Tolstoy’un üç dev eserinin ilkidir. Yazar romanında tarih, savaş ve savaşın aktörleri konusunda kendine özgü kavrayışını sergiler. Tolstoy, kendisinin de mensubu olduğu Çarlık Rusyası aristokrasisinin zaaf ve çelişkilerini, Rus halkının bakış açısından ele alır. O, bu sınıfın hem içinde hem dışındadır. Savaşın yıkımlarını, soylu sınıfın geçirdiği sarsıntıyla bağlantılı olarak sunarken, tarih birey ilişkisinde, bireye hep acıların düştüğünü söyler. Ona göre, "İnsan Tanrı’ya inanmıyorsa, bu acılara katlanması olanaksızdır." Tarih ve savaşlarla inancın evrenini karşı karşıya getiren bu anlayış, bu romanı bitirdikten sonra ilk ve en derin bunalımını yaşayacak olan Tolstoy’un kendi bölünmüş dünyasının da bir yansımasıdır.
Savaş ve Barış: Lev Tolstoy’un tarih ve savaşın aktörleri konusunda çok tartışılan görüşlerini yansıtıyor.
2020 de mutlaka okuyacağım ben de
YanıtlaSilSavaş ve Barış gerçekten de dev bir eser. Savaşın çirkinliğini, kötülüğünü iliklerine kadar hissediyorsun.
YanıtlaSilmihenk eselerden ben de çok severim, mutlaka okunmalı ufuk açıyor.
YanıtlaSil