Yazarın Semerkant isimli kitabını okurken anlatımına hayran olmuştum. Yazarın hakkında araştırma yaparken ilk kitabı Afrikalı Leo'nun klasikler arasına girdiğini öğrenince mutlaka bu kitabını da okumalıyım diye düşündüm. Yolum kütüphaneye düşüp de bu kitabı raflar arasında görünce " tamam, bu kitap onu okumamı istiyor" diyerekten üstüne atladım.
"Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed 'ın oğlu, ben, Giovanni Leone de Medicana ; bir berberin sünnet ettiği , bir papağan vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anlıyorum, ama Afrika 'lı değilim. Bana Granadalı , Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim. Yolların oğluyum ben, ülkem kervan , yaşamımda yolculukların en beklenmedik olanı. "
"Benim Arapça, Türkçe, Kastilya dili, Berberi dili, İbranice, Latince, sokak İtalyanca’sı konuştuğumu duyacaksınız; çünkü bütün diller ve dualar benim dillerim ve dualarım. Fakat ben hiçbirine ait değilim. Ben yalnızca Tanrı'ya ve dünyaya aidim; ve yakında bir gün yine onlara döneceğim. "Kitabın başındaki bu iki paragraf kitabın geneli hakkında bize ipucu veriyor ve kitabı kısaca özetlemiş oluyor. Kitap gerçek bir karakter olan Afrikalı Leo'nun (Hassan el-Wazzan) gezi notlarından derlenmiştir ve gezgin hakkında çok fazla kaynak olmadığı için, yazar, Maalouf kitabı dönemin önemli olayları ve şahsiyetleriyle donatmıştır.
Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak. Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur! Oğlum, çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister Yahudi olsunlar, seni olduğun gibi kabul etmeliler ya da seni yitirmeyi göze almalılar. İnsanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrı'nın ülkesinin çok geniş olduğunu söyle; O'nun elleri çok geniştir, O'nun yüreği de çok geniştir. Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.
Yazar kitabına doğunun özelliklerini, aile düzenini çok güzel yansıtmış. Kitapta Hasan'ın doğumundan önce anne ve babasının ilişkileri , babasının annesi ve cariyesi arasındaki sıkışmışlığı, cariyesinden bir türlü vazgeçememesi dönem erkeklerinin bir çoğunun sıkıntısını dile getirmektedir.
Biz Granada kadınları için özgürlük, köleliğin aldatıcı biçimidir, kölelikse özgürlüğün kurnazca bir biçimi.Kitap ilk sayfadan itibaren beni içerisine aldı, sıkılmadan ilgiyle kitabı okudum. Bulunduğu ülkeleri, insanların tepkileri, özellikle Osmanlıdan bahsettiği bölümler dikkatimi çekti. Hayata müslüman olarak başlayan birisinin birçok ülkede devam eden hayatı papanın yanında vaftiz edilerek devam ediyor . Her olayda tabiri caiz ise dört ayak üzerine düşüyor karakterimiz. Kötü olayları kendi lehihe çeviriyor ve dikkatimi çeken bir diğer olay ise Afrikalı Leo'nun bulunduğu yerlerdeki güzel kızlar gönüllerini ona kaptırıyorlar:))
Sonuç olarak çok mekanlı , farklı karakter özellikleri ile bezeli , sıkılmadan okunacak bir tarihi kurgu.
“Tanrı’ya beni uğursuzluklardan koruması için dua etmiyorum.. Böyle durumlarda beni umutsuzluktan koruması için dua ediyorum.. İnan, Tanrı bir elini bıraksa öteki elinden tutar..”
Kitabın Adı: Afrikalı Leo
Yazar: Amin Maalouf
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orjinal adı:Léon l'Africain
Çevirmen: Sevim Raşa
Sayfa Sayısı: 373
'Afrikalı Leo', gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşamöyküsü: "Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği" Hasan ibn Muhammed el-Vezzan ez-Zeyyati alias/namı diğer Giovanni Leone de Medici'nin, Leo Africanus yani Afrikalı Leo'nun özyaşamöyküsü -yazmış olsaydı yazacağı gibi...
Amin Maalouf, bu ilk romanında -daha sonra Semerkant (YKY, 1993) ve Tanios Kayas'ı (YKY, 1995) romanlarında da yapacağı gibi- tarihle/tarihten olağanüstü bir halı dokuyor. Bir uçan halı...
Amin Maalouf Kimdir?
Türkiye’de bilinen ismi Emin Maluf 1949 yılında Beyrut’ta doğmuştur. Hristiyan bir ailenin çocuğu olan Amin Maalouf anadili Arapça olmasına rağmen kitaplarını Fransızca olarak yazmaktadır.
Lübnanlı yazar 1976 yılından itibaren Fransa’da yaşamaktadır. Türkiye’de çok okunan yazarlar içerisinde yer alan Amin Maalouf 1993 yılında Goncourt Akedemi Edebiyat ödülünü almıştır.
Dünya çapında kitapları 40’ın üzerinde dile çevrilmiş, neredeyse her dilde geniş bir okuyucu kitlesi edinmiştir.
Ekonomi ve toplum bilimi okuduktan sonra gazetecilik yapan Amin Maalouf iç savaşın çıktığı 1975 yılına kadar ülkesinde yaşadı.
Bundan sonra Paris’e yerleşen yazar hala Paris’te yaşamaktadır. Yayın organlarında yöneticilik yapmasının yanı sıra köşe yazarlığı da yapan Amin Maalouf artık gününün çoğu zamanını kitap yazmakla geçirmektedir.
Amin Maalouf kitaplarında sıklıkla Asya ve Akdeniz kültürüne dair unsurlar kullanır. İlk kitabı olan Arapların Gözüyle Haçlılar eseri ile tanınmıştır. Bu kitap her çevrildiği dilde büyük ses uyandırarak büyük başarılara imza atmıştır.
1986 yılında yayınlanan kitap aynı sene Fransız-Arap dostluk ödülüne layık görülmüştür. Yazarın ikinci kitabı ve ilk romanı olan Afrikalı Leo bugün dünyada bir klasik olarak kabul edilmektedir.
1988 yılında yayınladığı bir diğer romanı Semerkant’ta sevilerek okunan eserlerden biri olarak birçok dilde çevrilmiştir. Daha sonra sırası ile Işık Bahçeleri ve Beatrice’den Sonra Birinci Yüzyıl kitaplarını yayınlamıştır.
Doğunun Limanları ve Ölümcül Kimlikler denemelerini yayınladı. Yüzüncü Ad- Baldassare’nin Yolculuğu isimli romanını yayınlandı. Amin Maalouf eserlerinde genellikle doğu kültürüne ait öğeleri işler. Kitaplarında Osmanlı ve Türkiye üzerinde sıklıkla durmaktadır. Roman tarzında yazılmış eserler olsa da sosyolojik öğeleri çok sıklıkla kullanır.
Amin Maalouf'un Okuduğum Diğer Kitapları :
* Semerkant
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(