Bu kızdaki bastırılmış ihtiras, uyanmayı bekleyen volkanlarda olabilirdi ancak.Uzun bir zaman sonra romantik bir kitap okumak iyi geldi bana. Bu sıralar o kadar farklı türlerde kitap okudum ki biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Zihnin ve ruhun dinlenmesi için romantik bir kitaptan daha iyisi yoktur.
"Günah kadar karşı konulmazsın," dediğinde kim günaha girmeden durabilirdi ki?
Bu kitabı bilerek mi seçtiğimi sorarsanız " Hayır!.." . Rita Hunter daha önce okumadığım bir yazar. Bu zamana kadar niye okumadığımı da bilmiyorum. Belki de sebep kitapların kapaklarıdır. Ben roman karakterleri hakkında hayal kurmayı, onları kafamda şekillendirmeyi severim. Kapak resminde karakter resimleri varsa bana diretme gibi geliyor ve hoşlanmıyorum. Bu tarz kitapların kapağına da bakmamaya çalışıyorum.
"Kıskanıyor musun Emily?"
Hem de deli gibi. " Hayır, sadece aptal yerine konmak istemiyorum."
Rita Hunter ile bu kadar geç tanıştığıma üzüldüm çünkü kitap bir harikaydı... Kitapta olan olaylardan çok hissettirdikleri ve verdiği duygular çok güzeldi. Yazar duyguları okuyucuya hissettirmeyi, onu etkisi altına almayı başarmış. Bundan sonra mı ? Rita hunter kitapları okumaya devam....
Emily'nin düğün günü ile başlıyor kitabımız. Emily çok güzel bir kız olmasa da kendine has bir çekiciliği vardır. Ailesi onuı kendisinin neredeyse iki katı yaşında bir vikont ile evlendirirler. Annesin gerdek gecesi ile ilgili anlattıkları yüzünden endişeli olan Emily odasına çıkarken yanından geçen yabancıdan bazı titreşimler alır. Bu yabancı daha sonra öğrendiği üzere eşinin ortağı, Marcus'tur. Onu karanlık olarak niteler Emily. Gerdek gecesi ve sonrası da Emiliy için acılı bir süreçtir. Eşi iktidarsız ve acımasız birisidir.
Ortaçağda İngiltere'de geçen kitabımızda da bu dönemi anlatan birçok kitabın ortak özelliği olarak kadınlar geri plandadır. Önce babasının baskı ve dayaklarına maruz kalan Emily sonra da kocasının dayak ve aşağılamasına maruz kalmaktadır. Evde başına gelen bazı olaylar sonucu Marcus'a karşı bir çekim hisseden Emily bir hanımefendi olarak yetiştiği için eşine asla ihanet etmez. Onun ,ktidarsız olduğunu da kimseye söylemez.
İçkici aynı zamanda da uyuşturucu kullanan Emily'nin eşi bu alışkanlıkları yüzünden bir gün aniden ölür. Emily artık bir duldur. Kocasının yerine geçen Vikont da Emily ile evlenmek istemektedir. Emily'nin babası ise para için kızını bu adama vermek ister. Pek çok zaman herşeye boyun eğen Emily bu durum karşısında sessiz kalamaz ve evden kaçar....
Daha alçak sesle özür dilemeni ve bunu yüreğinden gelerek söylemeni istiyorum. Ama her şeyden çok aşkını istiyorum. Seni sevdiğimin yarısı kadar bile olsun beni sevdiğini bilmek istiyorum. Tutkunu istiyorum ama şefkatini de istiyorum. Bir bebeğimiz olacağını söyleyebilmem için beni cesaretlendirmeni istiyorum. Bana dokunmanı istiyorum ama baştan çıkartman için değil... Bana dokunmadan duramadığın için parmaklarını yüzümde hissetmek istiyorum. Beni öpmeni ve bir daha asla üzülmeyeceğimi söymeni istiyorum.
Son derece sürükleyici ve başladığım zaman elimden bırakamadığım bir kitap Siyah Kadife. Sabah başladım kitaba ve öğleden sonra bitmişti. Bittikten sonra da kitabın etkisinden kurtulamadım. Neden sürekli okurken bir sonraki olayı merak ederken sayfalar hızlıca çevrilir de bitince hiç bitmeseydi denir? Her güzel kitapta bu olay tekrarlanır?
" Seni bana bağlayan şey soyadımdan çok daha fazlası, Emily... Kan kadar kuvvetli..." Elini Emily'nin hızla çarpan kalbinin üzerine koyup bir fısıltıyla sürdürdü sözlerini. " Ve bunun kadar gerçek..."
Marcus her ne kadar bazen gıcık bir tip olup duygularını saklasa da ben onu sevdim. Emily bilgili ve akıllı bir kız. Fakat ona sürekli aptal muamelesi yapılmış ve karşı gelmesi fikirlerini söylenmesi engellenmiş. Onun zaman zaman bu kendini kapatması ve tepkisiz kalması beni sinir etti. En çok da Emily'nin kocası William ve babasına sinir oldum kitapta...
Historical sevenler mutlaka okuyun....
Kitabın Adı : Siyah Kadife
Yazar : Rita Hunter
Yayınevi : Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı : 479
Asla Sahip Olamayacaklarını Hatırlatan Bir Hüzün… Ve Simsiyah Kadifemsi Bir His…
Kusursuz bir leydi olmaya adanmış bir hayat, çoğu zaman dışına çıkılması güç sınırlarla çevrilirdir. Fakat bazı anlar gelir ki, bastırılmış bir tutku ve cesaret, kalıpların tutamayacağı bir okyanusa döner. Emily, kurallar ve baskı içindeki gösterişsiz hayatının en önemli gününde, yeni yaşantısını sürdüreceği odaya korkakça ilerlediği sırada gördü o adamı. Karanlık varlığını gölge gibi arkasından sürükleyen yabancı, Emily'yi hem korku hem de fırtınalı duygularla baş başa bırakarak yanından geçip gittiğinde kaderleri çoktan mühürlenmişti...
Hayatına aniden giren bu esrarengiz adam dünyasını sarsarken Emily ne ondan kaçabiliyor ne de ona dokunabiliyordu. Biliyordu ki Marcus onun için günahtı… O ise Marcus için ihanet…
Ve zaman geldi, şartlar değişti…
Marcus artık umuttu… Emily ise aşk…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(