3/20/2018

# Çağdaş Dünya Edebiyatı # Drina Köprüsü # Ivo Andriç # İletişim Yayıncılık

Drina Köprüsü - Ivo Andriç || Kitap Yorumu


Drina Köprüsü - Ivo Andriç

  Biz, sıradan insanlar, yalnız bir sefer ölürüz. Ama büyük adamlar iki sefer ölürler. Birinci sefer bu dünyayı bırakıp gittikleri, ikinci sefer de bıraktıkları eserler, yıkılıp kaybolduğu zaman.

   Drina Köprüsü, İvo Andriç'in  Temmuz 1942 - Aralık 1943 tarihleri arasında Belgrad'da yazdığı  ve ilk defa 1945'te yayımlanmış olan eseridir.  Diğer okuduğum romanlardan farklı olarak bu romanın baş karakteri bir köprüdür. Çağlar ve insanlar değişse de köprü dimdik ayakta kalmış ve sessiz bir şekilde olanlara şahitlik etmiştir.

  1577'de Sokullu Mehmet Paşa'nın isteği ile yapılmış bir Mimar Sinan eseri , on bir gözlü bir köprüdür Drina Köprüsü. Her ne kadar resmi kaynaklarda Mimar Sinan'ın adı geçse de kitapta bahsedilmez ünlü mimardan.
Köprü hakkında daha fazla bilgi almak isteseniz Atlas Dergisinde harika bir yazı yayımlanmıştır , buradan okuyabilirsiniz.

  Yugoslav yazar İvo Andriç " Drina Köprüsü " ile Nobel ödülü almıştır. Yalın anlatımı ile farklı ve okuyucuya o coğrafyayı gezme hissi uyandıran bir kitap Drina Köprüsü. Belki de bir köprüyü anlatması farklı ve çekici geliyor. Baş karakterlerin bir canlı olmasına alışmış olan okuyucu farklı bir baş karakter ile karşılaşınca önce şaşırıyor, sonra ne yazmış bu yazar diye meraklanıyor ve sayfalar ilerledikçe kitap daha da ilginç hale geliyor. Hiç sıkılmadan okunan 350 sayfa vaat ediyor bize kitap. Kitabın sonuna bulunan ve kitabın Sırpça aslında kullanılan Türkçe kelimeler bölümü de bence çok bilgilendirici olmuş. Ayrıca kitabı okumak isteyenler için önsöz kısmını da okumadan geçmelerini tavsiye ederim. Çok bilgilendirici olmuş.

   Üç padişahın döneminde sadrazamlık yapmış olan Sokullu Mehmet Paşa Bosno civarında Sokoloviç kasabasında doğmuştur. İstanbul'a çocuk yaşta götürülürken Drina Nehri'in üzerinden salla geçmiştir. Yıllar geçse de topraklarını ve Drina Nehri'nı unutmayan sadrazam bu nehrin üzerine bir köprü yaptırmıştır ve bu Drina Köprüsüdür. Köprünün yapım aşamaları ile başlayan kitap tam 450 yıllık bir tarihi anlatır bize. Körü etrafındaki yaşayanları , yaşananları ve tarihi ,efsaneleri kaleme alır İva Andriç. Musevi ,Müslüman ve Hristiyan halk bu bölgede beraber ve barış içinde yaşamaktadırlar. Köprünün yapımı ile değişen ve gelişen  hayatlar , insan manzaraları , iç savaş , Osmanlı'nın bölgeden çekilmesi , teknolojinin gelişmesi ve insanların verdiği tepkiler, milliyetçilik akımının gelişmesi ve dostlukların zamanla bozulması köprünün etrafında anlatılıyor. Hayat  , insanlar ve şartlar değişse de Drina Köprüsü her şeye inat sapasağlam ayakta kalıyor.

   Yazar her karakteri başarı ile oluşturmuş ve yararlandığı efsaneler ve kullandığı dil sayesinde de masalsı bir anlatım , sıkmayan bir roman olmuş. Okurken tarihten ve köprüden esinlenmiş bir roman olarak okudum. Bir tarih kitabı olmadığı için içindeki bazı bölümlerinin gerçekliği benim için şüpheli. Yine de okurken köprünün üzerinde dolaşmak ve çağlayan suların seslerini hissetmek çok güzeldi.

Drina Köprüsü - Ivo Andriç


Kitaptan alıntılar :

 * Halk, çok kolay masal uydurur ve onu çok kolaylıkla yayar. Bu hikâyelere tuhaf ve ayırt edilemeyecek bir biçimde gerçekler de karışır.

* Hayat anlaşılmaz bir mucizedir , boyuna harcanır , erir , buna rağmen yine dayanır , sürüp gider . Tıpkı Drina'nın üzerindeki köprü gibi .

* ....onların tutkusu büsbütün başkadır . Kadınlara aşırı düşkünlük , içki , şarkı söylemek ve doğdukları ırmağın kıyısında başıboş gezerek hülya kurmak ... İnsanoğlunun her şeyde yeteneği sınırlıdır. Bunda bile ... İnsanoğlunun her şeyde yeteneği sınırlıdır . Bunda bile... Onun için de tutkular birbirleriyle çatışır , birbirini iter , çoğu zaman da biri ötekini bastırır.

* İnsanlar ikiye ayrılmışlardı: İzleyenlerle izlenenler.

* Bir hükümet, bir bildiri ya da ilan vasıtasıyla halka barış ve refah vaat etti mi, tam tersini beklemek gerekti.

* Bir çağ gelir onu bazı insanlar yapar , yine bir çağ gelir , başkaları yıkar . 




   Kitabın yorumunu yazdıktan sonra Drina Köprüsü  hakkında  eklemek istediklerim var. Bu bölgede 1992 yılında insanlığa sığmayacak , vahşice olaylar yaşanmıştır. Vişegrad 92 Kayıp Aileleri Derneği Başkanı Hediya Kasapoviç , bu köprüde katliamın yaşandığını, köprüden insanların ve çocukların diri olarak Drina nehrine atıldığını ifade eder. Kasapoviç, "Bu insanları birleştirmesi gereken bir köprüydü ama maalesef dünyanın en kanlı köprüsü oldu" demiştir. Drina Köprüsünden bahsedince bu acı olayı ve suçsuz yere öldürülen insanları anmadan olmazdı....


Drina Köprüsü - Ivo Andriç
Kitabın Adı :Drina Köprüsü
Yazar :Ivo Andriç
Yayınevi :İletişim Yayıncılık
Orjinal adı :na drini cupriji
Çevirmen :Hasan Ali Ediz , Nuriya Müstakimoğlu
Sayfa Sayısı : 354


Drina Köprüsü, şüphe yok ki, geçtiğimiz yüzyılın en büyük romanlarından biri. 1961'de İvo Andriç'e layık görülen Nobel Ödülü, edebiyat dünyasında, özel olarak bu kitaba verilmiş gibi kabul edildi; kitap o yıllarda Türkiye'de de büyük ilgi gördü. Drina Köprüsü, hiç eskimeyecek değerinin ötesinde, kırk-elli yıl sonra 1990'ların Yugoslavyası'nda yeniden güncellik kazandı. Acı bir vesileyle: ülkedeki çok milletli, dinli, çok kültürlü hayatı tahrip eden iç savaşlar silsiseyle... Bu eseri savaşın hemen bütün tarafları bir şekilde sahiplendiler. Kimileri de, Sırpların, Hırvatların, Müslümanların birarada olamazlığının belgesi gibi 'okuttular' bu romanı. Drina Köprüsü, eski Bosna'nın, orada yaşayan herkesin paydaş olduğu hayatınadair, bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğine dair bir roman. Belki de bir romans demek lazım - bir millete, cemaate değil de bir ülkeye, bir vatana adanmış bir aşk romanı. Diğer eserlerini de yayıma hazırladığımız Ivo Andriç'in bu başyapıtı, Osmanlı'da farklı toplulukların nasıl birarada yaşadığını geniş bir görüşle ve incelikle tasvir ediyor. Anlatılan ne müthiş bir uyum hikayesi, ne de mutlak bir zulüm hikayesi. Kimliklerin, dinlerin, devletlerin ve de her şeyin ötesinde, içinde insanların olduğu, karmamış, zengin bir hayat tablosu. Zaten Drina Köprüsü'nü büyük roman yapan da bu: Osmanlı, Bosna, Sırplar, Müslümanlar vs. meselelerini okura tamamen unutturabilen bir büyük roman.


                                                            Kozmokitap

5 yorum:

  1. Bazen bazı kitapları okurken bana da olur,ya olayın kahramanı olarak hayal ederim kendimi yada yaşanılan olayları yaşamış gibi hissederim..Şu söz de güzelmiş büyük insanlar 2 kere ölür,ne güzel...

    YanıtlaSil
  2. Okumak istediklerim arasında. Emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  3. Yine güzel bir tavsiye canım. Drina Köprüsünde yaşamdanlar çok acı...

    YanıtlaSil
  4. Büyük blog takip etkinliğinden geliyoruz.

    Sizi de blog sitemiz ikizgezegen.blogspot.com.tr ye bekleriz. :)

    YanıtlaSil
  5. Çok beğendiğim ve etkilendiğim bir romandı.Yazar müthiş sosyolojik gözlemler yapmış.
    Tarihi akışın içinde yüzlerce yılı köprüyle beraber yaşıyorsunuz.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(

Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.