Çarpışma kitabını okuduktan sonra kalemini çok sevdiğim Tuğba Sarıünal'ın yeni kitabı Fil Saati'ni yine çok sevdim hatta Çarpışma'dan daha çok sevdim.
Kitabın konusuna ve kitap yorumuna geçmeden önce kitaba adını veren Fil Saati'ndan bahsetmek istiyorum. Bundan 9 asır önce El-Ceziri tarafından tasarlanmış filli su saati.
El Cezerî kimdir derseniz İslam'ın Altın Çağında çalışmalar yapan Müslüman Arap mucit ve mühendistir. Sibernetiğin ilk adımlarını attığı ve ilk robotu yapıp çalıştırdığı kabul edilen El Cezeri'nin Leonardo da Vinci'ye ilham kaynağı olduğu düşünülür.
Filli Saat ise 2 buçuk metrelik bir saattir ve günü 24 eşit parçaya ayırır ve işaretini her yarım saatte bir verir. Bu kompleks yapı şamandıra sistemiyle işler. Filin sırtında bulunan katip her yarım saati elindeki kalemi çizelge üzerinde kaydırarak belirtir. Yarım ve tam saatleri birbirinden ayırmak içinse filin üzerindeki bir figür tam saatlerde sağ, yarım saatlerde sol elini kaldırır. Bu yarım saatlik ara tamamlanınca bir ip yardımıyla kuleden bir küre bırakılır. Küre, saate yerleştirilen figürlerin hepsini hareket ettirmeye başlar. Bir kuş döner, kulenin üstündeki adam ellerini kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder. Son olarak filin boynundaki katibin sağ eliyle file sol eliyle trompete vurmasıyla da düzenek diğer yarım saatlik bölüm için ilk haline çevrilmiş olur. (Bu bilgiler Tarihhaber.net sitesinden alınmıştır )
Tarihi bir saatti de içeren , polisiye , bilim kurgu , fantastik öğeler ve tasavvufu da içinde barındıran harika bir roman Fil Saati. Bütün öğeler öyle bir harmanlanmış ki şu da olsa daha iyi olurdu ya da bu da olmasaydı diyemiyorsunuz. Bu noktada yazarın hayal gücüne hayran oldum ve kalemini bir kere daha takdir ettim.
Güneş psikolog genç bir hanımdır . Bir gün bir kitapçıda etkileyici genç bir adamla tanışır ve tanıştıkları gün gözlerinin önünde vurularak öldürülür bu genç adam . İşte tam da bu noktada başlıyor kitabımız ve böyle bir başlangıçtan sonra da kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
Çok karakterli ve çok olaylı bir kitap Fil Saati . Cinayetler işleniyor ve polis katil olduğunu düşündüğü/tespit ettiği katilin peşinden gidiyor. Katile götüreceğini düşündükleri tek kişi ise küçük bir çocuk. Anne ve babası ortadan kaybolunca yurda yerleştirilen Eren. Tesadüf bu ya Eren'in psikologu da Güneş. Olayların peşini bırakmayan Komiser Merih . Olaya karışan başka karakterler de var da onları da okumak isteyenlere bırakıyorum. Niyetim kitabın özetini çıkarmak değil. Bilgi verip bana hissettirdiklerini aktarmak.
Kitabı okurken teoriler oluşturmayın benim gibi. Zihninizi serbest bırakın ve bütün olasılıklara açık olun. Çünkü bu kitap gerçekten şaşırtacak . Beni şaşırttı ve işte benim aradığım kitap tarzı dedirtti.
Bazı olaylardan görünenin ötesi vardır . Bu kitaptaki olaylarda da görünenin ötesi var. Okurken izlediğim bir film aklıma geldi ve umarım onun gibi değildir dedim.Bu film Predestination'dı . Bir çok insan çok beğense de filmin mantığını sevmemiştim. Neyse ki kitabın dayanağı daha farklı çıktı. Tam bu beni çok şaşırttı derken sonunda yine ters köşe yaptı yazar. Kitabın devamı da gelecek . Çünkü öyle bir şekilde bitti ki olacakları ve kitabın bizi nereye götüreceğini çok merak ediyorum . Hazır filmlere benzetmişken belirteyim ki son kısım biraz bana İnvasion filmini hatırlattı. ( İnvasion filmini merak ediyorsanız burayı tıklayabilirsiniz. ) Filmle aralarındaki benzerliğin boyutu devam kitabını okuyunca netleşecek aklımda. Umarım yazar beni ve benim gibi kitabı çok sevenleri fazla bekletmez umarım.
Kitabın Adı : Fil Saati
Yazar :Tuğba Sarıünal
Yayınevi : Destek Yayınları
Sayfa Sayısı : 192
Her şey tek bir sorudan evrilir, gelişir ve değişir:
“Bu dünyadaki yerim nedir?”
Elmasın kömürde, ipliğin pamukta gizli olduğu dünya burası.
Sır hem gözünün önünde hem de gören gözün sindiremeyeceği kadar derinde.
Aldığı nefesi kendi içinde kaybettiğini bilmeyen insan, kendi dışında arasa da neyi bulacak sanki?
Hareket ediyoruz. Karşılaşıyoruz. Hatırlıyoruz. Unutuyoruz. Görünmeyeni arayan hareket hali içinde, yalnızca kendimizden kendimize doğru ilerliyoruz.
Kâinat kocaman bir ayna.
Hakikati aramak, kendini bulmak...
Sevginin nefrete dönüşmesi de bunun yokluğundandır. Yeşeremeyen kararır.
“Çok iyi, çok başarılı ve doğrudan yazılmış, büyük bir takdirle okuduğum sarsıcı bir roman.”
Prof. Dr. Uğur Batı
Tuğba Sarıünal Kimdir?
18 Mart 1988 yılında dünyaya gelmiştir. Ankara Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu. Bir süre yüksek lisans düzeyinde eğitimine devam etti.
Ardından Drama İstanbul Senarist Geliştirme Okulu’nda yaratıcı senaristlik eğitimi gördü. Reklam ve TV programı metin yazarlığı yaptı. İlk romanı Nakil 2011 yılında yayımlanmıştır.
2012 yılında katıldığı Best Model yarışmasında en iyi fizik ödülünü aldı. Dinle Sevgili, Türk’ün Uzayla İmtihanı dizilerinde ve İncir Reçeli 2 filminde rol aldı. Günümüzde senaristlik ve yazarlık yapmaya devam eden Sarıünal’ın yayımlanmış 6 romanı ve 2 senaryo projesi mevcuttur.
Tuğba Sarıünal'ın Okuduğum Diğer Kitapları:
* Çarpışma
Merak ettim listeme de ekledim :)
YanıtlaSilBeni de çok etkilemişti, yorumunu okurken yeniden aklıma geldi abla. Devamını da merakla bekliyorum :)
YanıtlaSilListemdeki kitaplardan. Kitap aldığımda öncelik vereyim. Sağol canım:)
YanıtlaSil