Bana Her Şey Seni Hatırlatır bir aşk hikayesi. Sarah Jio'nun kitaplarından alışık olduğumuz tarzda yani geçmiş ve günümüzdeki olayları sıra ile anlatıyor yazar. Fakat Sarah Jio ile yarışamaz... Bu tarz kitaplara alışık olduğum için beni rahatsız etmedi. Beni en çok rahatsız eden şey kitaptaki yazım hataları oldu. Bazı bölümlerin ise +18 olduğunu belirteyim. Bana kalırsa böyle bölümlere gerek yoktu. Hele ki 16 yaşındaki çocukların aşklarını anlatırken....
Kitaptaki baş kahramanımız Erin. Sırası ile onun 1985'teki 16 yaşındaki hayatından bir kesiti ve günümüzdeki 30'lu yaşlardaki halinin hayatından kesitleri okuyoruz. Erin 16 yaşında Nate adlı bir delikanlı ile çıkmaya başlar. Nate onun ilk aşkıdır. Erin kendisi de hemen fark etmese de Nate çok bağlanmıştır. Fakat o yaşlarda ne yapması gerektiğini henüz kavrayamadığı için yaptığı hatalarla Nate'i kaybeder.
Günümüzdeki Erin ise 15 yaşında bir kız annesi olan bekar bir annedir. Rick adında yakışıklı bir adamla çıkmaktadır. Parti organizasyonu ile uğraşır. Rick'in 16 yaşındaki kızı ile Erin'in kızı çok yakın hatta kardeş gibidirler. Bir akşam yemeğe çıktıklarında Rick , Erin'e evlenme teklif edince Erin'in aklına ilk aşkı Nate gelir ve aklı karışır. O andan sonra Erin'in yaşamı allak bullak olur. Sürekli geçmişi ve Nate 'i düşünür. HAyat ona daha ne sürprizler hazırlamıştır...
Kitap yıllarca kalbin derinliklerine hapsolmuş ve asla unutulmamış bir aşkı anlatıyor. Böyle söyleyince çok romantik ve etkileyici bir kitap gibi görünüyor. Fakat kitabı okurken çoğu yerde ben bu duyguyu alamadım maalesef:( Kitap sürükleyiciydi tamam ancak çok fazla da eksikleri vardı. İyi ki indirimden almış oldum kitabı yoksa çok üzülürdüm. Boş zaman geçirmek için iyi bir kitap olabilir fakat okuyucuya bir değer kattığını düşünmüyorum. Bana göre ortalamanın altında kaldı.....
Bana Her Şey Seni Hatırlatır Beth Harbison Çeviri: Çiğdem Samsunlu Yayınevi: Yakamoz Yayınları Basım Yılı: 2014 400 sf.
Sen aşkın gerçek olup olmadığını bilebilir misin? Eğer bilirsen Onun için her şeyi bırakabilir misin? Yirmi yıl önce, Erin Edwards hayatının aşkını bulduğundan emindi: Nate Lawson. Onun ilk aşkı. Her şeyini paylaştığı -gelecek ve çocuk hayallerini, sonsuza dek sürecek planları- … Onunla kalan bütün hayatını birlikte geçirecekti.
Ta ki Erin'in, Nate'in asla affetmeyeceği bir hata yaptığı geceye kadar. Erin bu aşkın yasıyla başbaşa kalmış ve asla unutmamıştı. Şimdilerdeyse çok harika bir adamla mükemmel bir ilişkisi, başarılı ve heyecan verici bir kariyeri vardı. Peki, erkek arkadaşı ona evlenme teklif ettiğinde neden aklına ilk gelen şey 'Nate Lawson' ismi olmuştu.
Bana Her Şey Seni Hatırlatır bir kadının hiç aklından çıkmayan ilk aşkının isminin kulaklarında çınlaması; 'Acaba şimdi nerededir?' ve 'Şimdi hayatımda o olsaydı…' sorularının beyninde yankılanmasıdır.
Blog keşiften geliyorum izleyicinim :)) bana da beklerim..
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum. Ben de sizi takibe aldım:))
Sil