" Bence gerçek ölüm , yaşarken ölmek... Yaşamı unutup, insanın kendi elleri sayesinde yarattıklarıyla ölümü silmeye çalışması. Yaşamın anlamını yok etmesi. Ruh da sıkılıyor , beden de. Bir sebep arıyor gitmek için, buluyor da. Bazısı kaldıkça daha çok acı çekiyor, isyanı başkaldırıya dönüşüyor, boşluğu doldurmak için başkalarının yaşamını yok ediyor. Dolaylı ya da dolaysız..."
Uzun zamandır kitaplığımda bekleyen Gitme Zamanı'nı okuma zamanının geldiğini hissettim sonunda ve kitaba başladım. Her kitabı okumanın belli bir zamanı olduğuna inanırım. Zamansız başlanan kitaplardan zevk alamayız ve hatta bu kitapları bitirmekte de zorlanırız. Bu bahsettiğim kitaplar çerez kitaplar değil elbette. Çerez kitaplar bazen kafa dağıtmak bazen de hoş vakit geçirmek için okunur. Gitme Zamanı ise bu gruba girmiyor. Felsefe ve kurgunun harmanlandığı, düşünmeye sevk eden bir kitap.
Batın ile zahir arasında gidip geliyor insan...
Kitap batın ile zahir arasında gidip geliyor. Görünen, çevremizde gördüklerimizden oluşan bir çevre ve görünmeyen ,fantastik , felsefi öğelerle dolu bir evren.... Zahir bölümünde Selim anlatılıyor kitapta. He zaman farklı birisi olmuş ve derinliği olan bir adam Selim. Eşi Burcu'nun kendisini aldattığını öğrenince sorgulama dönemi başlıyor Selim için . Kendisini, eşini, evliliğini ve hayatı sorguluyor Selim. Eşi fiziksel olarak kendisini aldatmamış olsa bile yaptığı bir dönüm noktası olur. Çoktandır çatırdayan bir evlilik sonunda kopma noktasına gelmiştir. Bu noktadan sonra Selim değişim sürecine başlarken biz de çevresindekileri ve birbirlerini etkileşim süreçini okuyoruz kitapta.
"İnsan hem şimdide, hem gelecekte hem de geçmişte bulunabilir: Yaşadığımız şimdi , aslında bir öncesinin geleceği ve aynı zamanda bir sonrasının geçmişidir. Geçmiş ve gelecek yoktur, sonsuz bir şimdi vardır."
Batın kısımlarında ise Yunus Emre'den Mevlana'ya , hristiyanlıktan müslümanlığa birçok felsefi şahsiyet ve dinler örnek olarak verilirken okuyucuya yol gösteriyor. bu iki bölümden birbirlerinden bağımsız ilerliyor gibi görünürken kitabın sonunda aslında ayrı olmasıklarını görüyoruz.
"Hayatın sana verdikleri değil , senin hayata ne verdiğin gerçek olandır. "
Dört ciltlik bir serinin ilk kitabı Gitme Zamanı. Serinin ikinci kitabı Siyah Gözyaşı da elimde ve onu da şubat ayında okumayı düşünüyorum. Normal bir roman ya da kurgu bekleyenler kitabı okurken hayal kırıklığına uğramasınlar diye hatırlatmak isterim ki kitap felsefe ve kurgunun bir araya getirilmiş hali. Kitabı okumaya karar verirken bu özelliğini göz önünde bulundurmalısınız.
Kitabın Adı :Gitme Zamanı
Yazar : Aret Vartanyan
Yayınevi :Destek Yayınları
Sayfa Sayısı :400
"Gök ile yer arasında köprü kuran asa misali, Bâtın ile Zâhir arasında gidip geliyor insan..."
"Hazır mısın?"
"Hiçbir zaman hiçbir şeye hazır olmadım."
"Korkuyor musun?"
"Korkmadığım anım da olmadı."
"Neden buradasın?"
"Nerede olduğumu hiç bilmedim. Belki de olabileceğim başka bir yer yoktu."
"Başlayalım mı?"
"Her başlangıç bir son… Yeni bir sona başlayalım."
***
Bir yanda Zâhir, bir yanda Bâtın… Bir yanda görünen dünya, bir yanda insanın ötesi, evrenin varoluşu… Bir yanda bireyin günlük yaşam akışı içinde kendini, çevresindeki karakterleri ve bulunduğu yaşamı sorgulayan bir hikâye; diğer yanda felsefik ve ruhani sırları irdeleyen, kadim bilgileri ve bilgeleri bugüne taşıyan gizemli, mistik bir yolculuk… Bir yanda ağacın altında uyuyan Yedi, denizden çıkan çift başlı düalite, zaman ustası saatçi, bilge simyacı, Schrödinger'in kedisi, mahkeme salonuna doluşmuş düşünürler ve daha nice ezoterik kahraman... Diğer yanda aşk, tutku, aldatma, entrika ve yaşam kavgası…
***
Kitapları ve insan odaklı çalışmalarıyla milyonlarca ruha dokunan Aret Vartanyan, daha önce denenmemiş tarzda kaleme aldığı bu romanında yüreğiyle mantığı, gerçekle illüzyon arasında sıkışan insanlığı kendi içinde bir yüzleşmeye davet ediyor.
Bence de her kitabın bir zamanı var. Modumuza uymazsa tadsız gelebiliyor. Bu kitabın şu aralar ruhuma uyacağı kanısındayım :)
YanıtlaSil