"...bir yerde insanların nasıl yaşadıkları anlaşılmak isteniyorsa önce korkularına bakılmalıydı. "
Kısa , bir öğleden sonra başlayıp hemen bitirebileceğiniz kitap kısa olmasına tezat oluştururcasına çok etkileyici.
Bir silah patlaması duyar genç adam. Etrafa bakar bir tuhaflık vardır ama ne olduğunu anlayamaz. Babasının yanına gider. Babasının bakışllarında da okuduğu anlamını çok çözemediği bir şey vardır. Sonradan fark eder ki o duyduğu silay onu vurmuştur. Göğsünde bir delik vardır ve artık kalbi atmıyordur....
O artık bir ölüdür. Yürüyen , konuşan bir ölü. Bedeni ölü olabilir ama ruhu inatla onu terk etmemektedir. Anne ve babası çok zor olsa da bu duruma alışırlar , peki ya çevredekiler...
İnsanlar bilmedikleri , anlamadıkları olaylar karşısında korkarlar. Onu yok etmeye çalışırlar. İşte bizim ölümüze olan da budur. Ondan korkan kaçan insanlar sonra onu aziz ilan ederler. Ne zordur şu toplumda farklı olmak , Çoğunluktan olmamak olamamak. ..
Yalnız toplum mu ona zorluk çıkaranlar.... Bürokratik işlemlerde de zorluk çıkar. Hastaneye ilk gittiğinde kimse ne yapacağını bilemez . Karşılarında farklı birisi vardır. Yaşayan bir ölü... Doktor , polis ,savcı , hakim... Farklı otoriteler vardır fakat ortada bir sonuç yoktur. Herkes bu genci kimin öldürdüğüne değil onun yaşayan bir ölü olmasına konsantre olmuştur... Nasrettin Hoca'nın deyimi ile hırsızın hiç mi suçu yok!...
Sonuç nefes alıp almamak değildi. Sınırlara bölünmüş bir dünyada kurallarla yaratılan daha küçük sınırların ölü veya diri herkesi boğmasıydı. Ara sıra kurallar gevşetilir ya da görmezden gelinir , birey de hiç olmazsa bir nebze nefes alırdı.
Kitabı okurken çok eğlendim eğlenmemin yanında da çok düşündüm. Basit cümleler ve cümlelerin arkasındaki derin anlamlar... Bu kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kafka'nın dönüşüm kitabını okuyup çok sevdiyseniz bu kitabı da çok seveceğinizi düşünüyorum. Tavsiyemdir....
Kitabın Adı :Bir Ölünün Düşleri
Yazar :Barış Ceylan
Yayınevi :Sola Yayınları
Sayfa Sayısı :112
Hayır! Beni bencillikle suçluyorsunuz… Hayır bayım! Bu söylediklerimin hiçbiri bencilce değil! Asıl bencillik sizin ‘iyi’ diye dayattığınızda, isteklerinizde ve dünyayı kendi istekleriniz doğrultusunda çekip çevirme çabanızda… Daha iyinin bile ne olduğunu bilmeden ona çizdiğiniz sınırlarınızda…
Siz bayım!
Ciğerlerinize çeke çeke bir özgürlük tanımı yapabilir misiniz? Daha bunu yapamazken iyinin saflığını nasıl tanımlamanızı beklerim ki sizden? Bu denli açgözlülük içinde bilgeyi doğuracak ebe gibi görüyorsunuz bir de kendinizi.
Öldü o hayalperest adam artık! Tanrı’yı öldürdükleri gibi öldürdüler onu da. Şimdi size ise, onun çanak yalayıcılığı düştü. Ne de kötü bir kader böyle sizinkisi. Kendinize biçilen rolü oynamak zorunda olmak…
Madem böyle bırakın bir mekanizma belirlesin rolünüzü. Hiç değilse suçlamazsınız kendinizi. Elinizin kolunuzun bağlı olmasına da bir kılıfınız olur. Daha da mutlu olursunuz, inanın!
Barış Ceylan akıcı anlatımıyla toplum eleştirisini metaforik bir roman yoluyla aktarıyor. Bir ölünün düşleri kara mizahın seçkin örneklerinden biri olacaktır.
konusu enteresan şu an başladığım kitapta da benzer konu işleniyor, sevdim ;)
YanıtlaSilSenin kitap hangisi ruh ikizim :)
SilBu tarz konulardan korkarım bitanemm öyleki fotoğrafta bile aslında konudan uzaklaşmam için yeterli sebep hihi :D Şaka bir yana çok güzel özetlemişsin bitanemm, emeğine sağlık <3 :)
YanıtlaSilNilüfercim ne değişik bir kitapmış?
YanıtlaSilYazdığın alıntılar da muhteşem. Madem de kısa o zaman okunur? Sayende yerli yazarlardan güzel kitaplarla tanışıyorum harikasın.
Ama en çok kuru kafanı sevdim 😃
Sevgiler