"... Bilge insanlar herhangi birinin mükemmel olduğunu düşünmenin akılsızlık olduğunu , sevmeye ve sevmemeye gelince, herkesle arkadaş olmamız ama kimseye tapmamamız gerektiğini söylerler. "
İngiltere doğumlu olan Charlotte Brontë, kadınların yazar olarak kabul edilmediği bir dönemde eserler vermiştir. Yazarın en ünlü eseri "Jane Eyre"dir. Kitap ve kitaptan uyarlanan filmler çok sevilmiştir . Brontë’nin yayınlanan romanları şöyledir; “Jane Eyre” (1847), “Shirley” (1849), “Geçmişin Gölgesinde Villette” (1853) ve “Profesör ” (1857). “Profesör ” kitabı, “Jane Eyre”den daha önce yazılmış ancak hiçbir yayınevi tarafından basılmak istenmemiştir. Kitap Brontë’nin ölümünden sonra, 1857’de basılmıştır. Kitapları yazarın hayatından izler taşımaktadır. Yazarın okuduğum üç kitabını da ayrı ayrı çok sevdim. Okumadığım bir tek " Shirley " kaldı. Umarım kısa sürede bu kitabı da temin edip okurum.
Geçmişin Gölgesinde Villette 'de baş karakter Lucy Snowe'dur. Lucy ailesini kaybettikten sonra bir süre yakınlarının yanında kalsa da kimseye yük olmak istemeyen özgür bir ruhtur. Ayaklarının üzerinde durmak ve kimseye muhtaç olmamak için ülkesi İngiltere'yi terk ederek Avrupa'daki Villette adında bir kasabaya gelir. Burada bir okulda mürebbiyelik yapmaya başlar.
Lucy' nin yaşamı ile döneme kısa bir ziyarette bulunuyor ve dönem insanının yaşayışını, hayata bakış açısını öğreniyoruz.
Her ne kadar bir aşk hikayesi olarak bahsedilse de kitap bana göre dram özelliği daha ağır basıyor.
Mürebbiyelik yaptığı dönemde genç kızların hal ve davranışlarını anlatırken Lucy olgun birisi gibi gözümde canlandı. Fakat fark ettim ki o dönemde sadece 23 yaşında imiş. Bana göre çok genç olsa da dönemine göre evde kalmış oluyor ...
Yine okulda kaldığı dönemde geçmişinden gelen karakterle karşılaşması da yalnızlık çeken Lucy'e umut oluyor.
Yazar yine sakin ve naif anlatımı ile gönlümdeki yerini sağlamlaştırdı.Kitapta yaşam , duygular, aşk ve gizem öğelerine yer vermiş yazar. Bu gizem ve belirsizlik ana karakteri korkutsa da okuyucu olarak ben bu işin arkasından neler çıkacak diye merakla okudum. Kitapta bazı yerler daha kısa yazılabilirdi kitapta. Öyle ki biraz daha uzasa sıkıcı olacak nitelendirebilirdim. Dönem kitaplarını özellikle de Brontë kitapları sevenler bu kitabı da okumalılar diye düşünüyorum.
Geçmişin Gölgesine Villette 'ten alıntılar :
" Hayaller şeytanın sanrılarıdır. "
"Tam yerinde bir soğukkanlılık gereksiz bir duyarlılıktan daha iyidir. "
"Hissetmek ve birinin ne hissettiğini anlamak farklı özelliklerdir; çok az insan ikisine de sahiptir, bazıları ise hiçbirine. "
"Sadık kadınlar, Tanrı'nın içinde bir tek kendilerinin sadık olduğunu düşünerek yanılırlar."
Kitabın Adı : Geçmişin Gölgesinde Villette
Yazar : Charlotte Brontë
Yayınevi : Kırmızı Kedi Yayınları
Orjinal adı : Villette
Çevirmen : Nevhiz Aksunkur
Sayfa Sayısı : 552
Charlotte Bronte’nin kendi hayatından yola çıkarak yazdığı bu roman, hem yazarın en önemli kitaplarından biri hem de çağının gerçeklerini en iyi anlatan yapıtlardan biri olma özelliğini taşıyor.
Lucy Snowe, genç yaşta ailesini yitirince vatanı İngiltere’yi terk eder ve kıta Avrupası’ndaki Villette kentinde bir yatılı kız okulunda öğretmenlik yapmaya başlar. Lucy burada yalnızca geçmişin hayaletleriyle değil, geride bırakmayı arzu ettiği, kaçındığı duygularla da yüzleşecektir. Okulu sık sık ziyaret eden Doktor John’a karşı içinde yeşeren duygular, kendisine karşı hep zalimce davranan edebiyat öğretmeni Mösyö Paul ile Müdire Madam Beck ve Villette sosyetesiyle mücadelesi, okulun öğrencileriyle ilişkileri Lucy Snowe’un kendini ve dünyayı tanımasında büyük rol oynar. Protestan bir genç kadın olarak Katoliklerin dünyasında tek başına verdiği yaşam savaşı Lucy Snowe’u nereye götürecektir? Lucy Snowe’un her zorluğu göğüsleyen güçlü karakteriyle bu sorulara verdiği yanıt, mutlu sonla ilgili genel kabulleri altüst ediyor. Charlotte Brontë, çalkantılı ve sürprizli bir yolculuğu anlattığı son romanı Villette ile Jane Eyre’de ulaştığı edebi çıtayı yükseltiyor. Brontë’nin bu otobiyografik romanı, Viktorya dönemi Avrupası’nda, sesini henüz kimseye duyuramayan kadının tek başına ve dimdik ayakta durabileceğinin kanıtı.
Gecen gün esimle Jane Eyre den konusurken lafi gecti. Cok sevdigim bir yazar. Bu kitabi okumadim not alayim 😊
YanıtlaSil