2/10/2021

# Can Yayınları # Kitap Yorumu # Umberto Eco

Foucault Sarkacı - Umberto Eco

Foucault-sarkacı



Foucault Sarkacı , Umberto Eco 'nun ikinci romanı. Benim de okuduğum ikinci kitabı. İlk olarak Gülün Adı  ile tanıştım kendisinin kalemi ile. Kurgu muhteşem olduğu gibi yazar bilgi birikimini de konuşturmuş aynı zamanda. O da Foucault Sarkacı gibi kalın bir kitaptı. İkisi arasındaki konu hariç en büyük fark onun okunmasının daha kolay olmasıydı.

Foucault Sarkacı 912 sayfalık kalın bir kitap . Bunun 848 sayfasını roman oluşturuyor. Kalan sayfalar ise sözlük , kaynakça ve dip notların olduğu bölüm. Kitapta geçen yabancı kelimelerin anlamları sayfanın sonunda değil kitabın sonunda yer alıyor bu da okumayı oldukça zorlaştırıyor .

Kitap bir çok türü içinde barındırıyor, yazara özgü bir tarz. Çevirmen Şadan Karadeniz 'in tabiri ile bir "ecoroman".

Kitaba başlayınca ilk bir - bir buçuk bölüm çok ağır ilerliyor. Sabırla okumaya devam ettikten sonra ise açılıyor. Oldukça yoğun bilgi yağmuru yüzünden beynim yanma noktasına geldi ve kitabın yarısında bir gün mola verdim. Araya hafif bir kitap alarak dinlendim ve bu kitabın devamı için beni motive etti, yenilendim. Kitap 600. sayfadan sonra daha da hızlandı ve kitabın tanıtımlarında bahsedilen gerilim bu sayfalarda yer alıyor.

Foucault Sarkacı

 

Bu kadar ön bilgiden sonra kitabın konusuna geleyim. Casaubon kitabımızın anlatıcısı. O , Belbo ve Diotavalli bir yayınevinde çalışırken Tapınak şövalyeleri , gül-haç kardeşliği hakkında araştırma yaparken ellerine bir belge geçer. Başta bu belgedeki eksikleri tamamlama üzerine araştırma ve tahmin yürütürken sonra bu iş bir oyuna dönüşerek geçmişi araştırmaya ve eksik kalan noktaları bazen sadece fikir yürüterek tamamlamaya çalışırlar. Başta bir oyun gibi başlasa da sonu farklı olacaktır.

Kitap boyunca farklı mekan ve yerlere götürüyor bizi Eco. Üç arkadaş ve araya katılan farklı kişiler ile geçmişe, ortaçağa uzanıyoruz. Burada sadece tapınak şövalyeleri ya da gül-haç kardeşliği değil, büyüler, medyumlar , kabala, Hristiyanlar, Yahudiler , Müslümanlar, cizvitler , haşhaşiler de yer alıyor. Ayrıca tarihe damga vurmuş bir çok isim de karşımıza çıkıyor : Barbara Cardland, Joyce, Proust, İbni Sina, Voltaire, Bacon, Shakespeare, Hitler , Hasan Sabbah... gibi.

Özellikle Bacon üzerinden birçok gönderme de yapılmış. Shakespeare 'in eserlerini ise kendi yazmadığı ima ediliyor yine kitapta.

  Kitabın başında müzede Foucault Sarkacının   bulunduğu yerde başlayan kitap sonunda yine aynı yerde bitiyor ve sarkaç ile kitabın bağlantısını en sonunda anlamış bulunuyoruz. 

Dediğim gibi çok yönlü bir kitap. Hangi konuyu açıp yazsam bilemiyorum. Kitabı okurken resmen bilgi bombardımanına tutulduğumu hissettim. Anlatılanların bir çoğunu duymuş ve okumuş olmam , bahsedilen yazarlar ve tarihi şahsiyetleri tanışmam benim için avantaj oldu.  Bilgi birikimime rağmen araştırdım ve notlar aldım . 

Kapsamlı ve güzel bir kitap olmasına rağmen bazı yerlerin uzatıldığını düşünüyorum .  Buna rağmen iyi ki okudum diyorum . Buna rağmen herkese tavsiye ederim diyemiyorum çünkü herkese hitap eden bir kitap değil. Kararınızı siz verin :))


Kitaba adını veren Foucault Sarkacı hakkında da kısaca bilgi vermek istiyorum: 

 Foucault Sarkacı, adını Fransız fizikçi Léon Foucault’dan alan, ilk defa deneysel olarak Dünya’nın kendi ekseni çevresinde döndüğünü kanıtlayan sarkaç düzeneğidir. 

Foucault sarkacı



Bir sarkacın asılma noktası değiştiği halde salınımı değişmediğini gözleyen Foucault, yeterince büyük bir sarkaç harekete geçirildiğinde, bunun salınım düzeninin değişmeyeceğini, fakat yerin, yani dünyanın hareket edeceği kuramını geliştirmiştir. Eğer dünya dönüyorsa, dünya ile birlikte sarkacı izleyen gözlemciler de dönecekler, buna karşın sarkacın salınım düzlemi hareketsiz kalacaktı. Bu nedenle sarkacın salınım düzlemi gözlemcilere göre yavaşça hareket ediyor gibi görünecekti. Gerçekte ise, gözlemcilerin dolaysız bir yolla izlemiş oldukları olay, dünyanın kendi etrafında dönmesinin bir sonucuydu.




Düşünceleri ile toplumda büyük bir ilgi uyandıran Foucault’ya imparator III. Napolyon, deneyini Paris’teki büyük kubbeli Panthéon binasında yapmasına izin vermiştir. Foucault, kubbenin ortasına 67 metrelik çelik telle 28 kg ağırlığında bir demir top asmıştır. Topun alt tarafına sivri bir uç takılarak, yere serili ince kum tabakasında, bu ucun bıraktığı izlerden yararlanarak, sarkacın salınım düzlemindeki değişimin gözlemciler tarafından izlenebilmesi sağlanmıştır.Bu tarihi deneyi izlemek için Pantheon’a büyük bir kalabalık toplanmıştır. Foucault’nun sarkacı hareket ettirmesinden bir saat önce, titreşim ve hava akımlarına engel olmak üzere, gözlemcilerin hareketsiz ve sessiz olmaları temin edilmiştir. Sessizce salınımına başlayan sarkacın salınım düzleminde, bir süre her hangi bir değişim gözlenmemiştir. Bu sessiz bekleyişin ardından gözlemciler, kumun üzerindeki izlerin yavaşça değiştiğini görmüşlerdir. Sarkacın salınım düzlemi gözle görünür biçimde dönmektedir. Bu topluluk, tarihte ilk kez dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğüne tanık olmuştur. 

Foucault’nun 1851’de, bu deney sırasında Pantheon’a yerleştirdiği bu sarkaç hala aynı yerde asılı durmaktadır.




  Dünya'daki pek çok kurum, müze ve laboratuvarlarda, Foucault sarkaçları bulunmaktadır. Hatta Güney Kutbu'nda da bir Foucault sarkacı bulunur. Türkiye'de Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi binasında, Ege Üniversitesi Rasathanesi'nde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gözlemevi'nde, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gezegenevi'nde, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Bilim Deney Merkezi'nde, Ankara'da MTA'ya bağlı müzede ve Isparta Belediyesi Halı Kilim ve Etnografya müzesi'nde Foucault sarkacı bulunmaktadır.






Foucault Sarkacı

Kitabın Adı :Foucault Sarkacı
Yazar : Umberto Eco 
Yayınevi : Can Yayınları
Orjinal adı :Il pendolo di Foucault
Çevirmen :Şadan Karadeniz
Sayfa Sayısı :912

"Umberto Eco"nun ilk romanı olan "Gülün Adı" gibi, bu ikinci romanı "Foucault Sarkacı" da, bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Belki de en uygunu, onu bir "bilim-roman" ya da "Eco-roman" diye nitelendirmek. "Foucault Sarkacı", çok-katlı, çok değişik düzlemlerde okunabilecek bir roman. Bu da romana, değişik açılardan yaklaşmamıza olanak veriyor. "Foucault Sarkacı", kısaca, irrasyonel düşüncenin 500 yıllık tarihinin 500 küsur sayfalık bir serüveni: Pozitif bilimin yanısıra, uzantıları günümüze dek süregelen, gizli bilimlerin, Ortaçağı da kapsayan çok uzun bir zaman dilimi içinde bilim-büyü kardeşliğinin öyküsü. Okuyucuların, bu çetin, ama keyifli okuma serüveninden nice hazlar derleyecekleri umuduyla. - Şadan Karadeniz- 










                                                     

2 yorum:

  1. Gulun Adı okurken de zorlamıştım bilmediğim seyleri araştırıp öğreneceğim diye o yüzden foucault sarkacı biraz daha beklesin

    YanıtlaSil
  2. Oldukça kalın bir kitapmış. Gülün adını sevmiştim bu da aynı seviyedeyse beğenirim sanırım ☺️

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(

Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.