1/02/2017

Suya Kavuşuncaya Dek - Linda Sue Park || Kitap Yorumu

Ocak 02, 2017 0 Yorum
kozmokitap

    Kırık Çömlek Parçası ile tanıştığım yazarın okuduğum ikinci kitabı Suya Kavuşuncaya Dek.  Yaşanmış bir olaya dayanan kitap duygusal ve etkileyici...

   Sayfa sayısı az ve puntosu büyük olan kitap yazarın anlatım tarzı da eklenince çok çabuk - bir iki saate - bitiyor.

   2008-2009 ve 1985 yıllarında geçen kitap birbirlerini tamamlayan olayları anlatıyor. 1985 yılında Güney Sudan'da Müslüman ve müslüman olamayanlar arasında bir savaş vardır. Her savaşta olduğu gibi su savaşta da masum halk zarar görmektedir. Salva'nın okuluna ateş açılması ile bütün çocuklar oradan ayrılırlar. Kalabalıkla birlikte uzaklaşan Salva evine geri dönemeden savaştan uzağa zorlu bir yolculuğa çıkar.

  2008 yılında Güney Sudan'da küçük bir çocuk olan Nya evlerinde ya da yakınlarında su olmadığı için en yakın su kaynağına her gün bazen de günde birkaç defa su almaya gitmek zorundadır. Burada yaşayan insanlar için en büyük zorluk su bulabilmektir. Buldukları su da sağlıklı olmadığı için çoğu zaman hasta olmaktadırlar.

   Kitapta aynı bölgelerde farklı zamanlarda yaşayan insanların yaşadıkları zorluklar ve yıllar sonra bölgeye getirilen suyun hikayesini anlatıyor Linda Sue Park.

 Çocuklar üzerinden anlatılan hikaye trajik. Bu insanların yaşadıkları zorlukları okudukça elimizin altında bulunanların kıymetini daha iyi anlıyoruz....


kozmokitap
Kitabın Adı :Suya Kavuşuncaya Dek
Yazar :Linda Sue Park
Yayınevi :Beyaz Balina Yayınları
Orjinal adı : A Long Water to Walk
Çevirmen :Tahire Firuze Başar Özkan
Sayfa Sayısı :136


    Güney Sudan'da ailesiyle mutlu bir hayatı varken 1985 yılında iç savaş nedeniyle yerinden yurdundan olan Salva Dut'un gerçek yaşam öyküsü…
    Ailesinden kopan Salva, Sudan'dan Etiyopya'ya, Etiyopya'dan Kenya'ya sürüklenerek yıllarca mülteci kamplarında yaşamak zorunda kalır. Ancak günün birinde tanışacağı İrlandalı yardım görevlisi Michael, Salva'nın hayatını tümüyle değiştirecektir.
   Kitapta Güney Sudan'daki başka bir kabileye mensup küçük bir kız olan Nya'nın 2008'de başlayan öyküsü, Salva'nınkine paralel bir şekilde anlatılıyor. Aslında iki düşman kabileden olan bu iki kişinin yolları, sürprizli bir sonla kesişiyor.


                                                            Kozmokitap

12/31/2016

2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler || Mim

Aralık 31, 2016 10 Yorum
2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler

   Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Şöyle dönüp geriye baktığımda bu yılın çok da fena geçmediğini görüyorum. Yine de bu yıl çok şanslı değildim. Çok çekiliş kazanamadım bu yıl. Kazanamamayı bırakın gönderileceği söylenen 4 kitap da nedensiz gönderilmedi. Kargoya verileceği söylenip ge gelmeyen kitaplar sinir bozukluğunu bir tarafa onu beklerken geçen zaman ve sinir bozukluğu canımı sıktı. Gönderimden vazgeçildi diye belirtilseydi bu kadar sıkılmazdım. Gelmedi mi , ne sorun var bakalım deyip de bir daha geriye dönülmemesi kendinizi nasıl hissettiriyor düşünün.

Bu mime beni davet eden Kore Fenomeni'ne teşekkür ederim. Yılın son gününde yapmak için biraz beklettim mimi.))) Gelelim sorulara:

2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler

 1. Kimse mükemmel değildir ama yine de eksikleri düzeltmek mümkün. Huylu huyundan geçmez mi dersin?

Can çıkar da huy çıkmaz demiş atalarımız. İnsan kendisini biraz törpüleyebilir ancak fazla değiştiremeyeceğini düşünüyorum. Kendimden bahsedersem her şeyi bu kadar kafaya takmamayı isterdim. Biraz vurdum duymaz olmak fena olmazdı....

2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler

 2. Meşhur Alaaddin'in Sihirli Lambası oldu ya kucağına düştü. Ve tabi ki 3 dilek hakkı verdi. Dikkatli düşün, klavyenden çıkan her cümleyi gerçeğe dönüştürebilir. Ne dilerdin?

 - Sağlıklı,mutlu , huzurlu  bir şekilde ailemle bir arada olmak istiyorum.
- Issız, deniz kenarında tropik bir adada bir - iki ay tatil fena olmazdı:))
- Çocuklarımın geleceğini garanti altına almak isterdim.







2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler

3. Şimdi gerçek hayata dönüyoruz, evin, çocukların, kendin, kedin.. için yeni yılda neler yapmak var aklında?

Boşladığım ikinci bloguma biraz daha ağırlık vermek, bahçemdeki verimi arttırmak, gelecek için yaptığım bazı planları adım adım gerçekleştirmeye başlamak....

2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler

4. Piyangodan büyük ikramiye çıksa hepimiz dünyayı gezeriz değil mi? Sen neler yapmak isterdin? 

Her zaman para mutluluk getirmiyor. Paran çok olursa paranın peşinde dolaşan da çok oluyor:))) Çok param olursa şehir dışında büyük bir çiftlik yaptırırdım. Orayı hayallerime göre döşer , bitkilerle uğraşır kitaplarımı keyifle okurum.... Bunun için piyango çıkması lazım... Ama ben piyango almam ki!:))))

2017'ye Doğru Hayaller, Dilekler ve Hedefler

 5. Para para para. Para harcamadan da gerçekleştirebileceğin hayallerin vardır elbet. Haydi onları da paylaş, bekliyoruz.


 Paramız yoksa hayallerimiz var. Hayal kurmak da parayla değil ya :D    


Son gün olduğu için kimseyi etiketlemiyorum. Yapmak isteyen olursa davetlimdir:)))                                                




                                                     

12/30/2016

Olağanüstü Bir Gece - Stefan Zweig || Kitap Yorumu

Aralık 30, 2016 8 Yorum
kozmokitap

 " Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."

   Zweig kitaplarını okumayı seviyorum. Daha önce hiç yazarın kitaplarını okumayıp merak edenler için söylemek isterim ki sevmemin nedeni kitapların konusu değil. Konusu değil derken çok da farklı konuları yok kitapların . Benim yazarı ve kitaplarını sevmemin asıl neden, anlatım tarzı. Konuyu anlatırken kelimeleri seçişi... Olaylara ve kişilere yaptığı psikolojik tahliller... Öyle bir ahenk ile anlatıyor ki yazar, tüm duyguları ve kitapta olanları tüm çıplaklığı ile hissedebiliyorsunuz. Bu nedenle her ay bir Zweig kitabı okumaya çalışıyorum. Bu ay da okuduğum kitabı Olağanüstü Bir Gece.

Kitaptaki kahramanımız burjuva kesiminden bir erkek. Artık tüm duyularını kaybettiğini düşünen ve yaşama karşı hiçbir şey hissetmediğini düşünen birisi. Bir gün gittiği at yarışlarında bir bahis taşını saklaması ve  sonrasında onu sahibine iade etmeyerek çalması sonucunda gelişen olayları ve bu olay ile birlikte bir şeyler hissetmeye başlayan karakterimizi okuyoruz kitapta. Hissettiği suçluluk duygusunu yaşadığını hissettiği için bastırak karakter, o günü hiç yapmadığı şeyleri yaparak ve yaşadığını hissederek geçirir.

 Çünkü sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaşayabilenlerin gerçek anlamda yaşadıklarına inanıyorum. 

Sonuç olarak Zweig okumaya ilk başladığınızda başlarda sıkılsanız da biraz sabredin. Kitabın sizi nasıl içine aldığını ve kelimelerin içindeki duyguları hissedince tekrar okumak isteyeceksiniz....





kozmokitapKitabın Adı :Olağanüstü Bir Gece
Yazar :Stefan Zweig
Yayınevi :İş Bankası Kültür Yayınları
Orjinal adı :Phantastische Nacht
Çevirmen :İlknur İgan
Sayfa Sayısı :80


   Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak "suç" işler. Böylece yeniden "hissetmeye" başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, "hayatın en dibindeki lağımlara" sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.


                                                            Kozmokitap

12/29/2016

Rüya Dedektifi - Bülent Ata || Kitap Yorumu

Aralık 29, 2016 0 Yorum
kozmokitap


   Bir rüya gördüm. Yaşlı, bir kadın dedi ki " Her rüya bir evdir. Rüya aleminde sen de bir misafirsin. Ne zaman can bedenden çıkar artık sen de bir ev sahibi olursun."

  Erdem Yayınlarından okuduğum ikinci kitap Rüya Dedektifi. İlk olarak Ela'yı okumuştum. Bir yapı zeka romanı olan Ela farklı konusu ile beni cezbetmişti. Şimdi ikinci kitap olarak ise Rüya Dedektifi'ni okudum. Diyebilirim ki bu da farklı bir tarzda yazılmış bir kitaptı. Siz de benim gibi farklı tarzları keşfetmeyi seviyorsanız bu kitapları seveceksiniz...

   Bir rüya gördüm. Yaşlı, sakallı bir amca dedi ki " Her rüya bir yolculuktur, Rüya aleminde alırsın, verirsin ama hiçbir şeyi değiştiremezsin. Sadece sen değişirsin bu yolculukta.

   Rüyalar bilinmezliğini korurken insanlar da rüyalara karşı meraklarını her daim canlı tutarlar. Rüyalarını hatırlayamayanlar olduğu gibi gördüğü rüyaların söyleyen insanlar da vardır. Hal böyle olunca Rüyalar ile ilgili kitaplar da daha ilgi çekici oluyor. Rüya dedektifi de adını ilk duyduğum zamandan beri dikkatimi ve ilgimi çeken bir kitap oldu. Alacaklar listemde yer alan kitap Babil.com aracılığı ile Erdem yayınları tarafından gönderilince çok mutlu oldum:))))

   "Evvel zaman içinde bir yol varmış. Yolun iki kıyısında deniz gibi tarlalar. Şehrazat , elinde tuttuğu güvercini boynundan öpüp açık pencereden uçurmuş. Güvercin kanatlarını açıp bir zaman parisi gibi alemi katlandığı, dürüldüğü yerlerden açıp yol bulmuş kendine." Kitap bu cümleler ile başlıyor. Böyle başlayınca da meraktan elimden bırakamadan bir günde bitirdim kitabı...

" Rüya öğretir. Öğrenme biçimleri hep bir müfredata ve öğretici kabiliyetine bağlıdır. Oysa rüyada anlayıverirsin bilinmeyeni,sırası gelmeden . Bilginin havuzunda yüzersin ve gözüne su kaçar gibi bilgi sana ulaşır ve sende kalır. "

    Kitap farklı bir tarz ile yazılmış dedim. Bu tarz her bölümde bir karakterin bakış açısı ile anlatılıyor. Başlarda sanki biraz karışık gibi gelen kitap okudukça , karakterleri tanıdıkça anlam kazanıyor ve sonunda ne olacağını merak ediyorsunuz.

" Rüyada mazur sayılırsın gördüklerinden . Kim olduğun değişmemiş olabilir. Ama değişebilir de her an . Bir bakmışsın hiç tanımadığın biriymişsin. Hiç bilmediğin bir şehirde bundan yıllarca önce , belki yıllarca sonradasın. Aynı anda birkaç kişisin. şekillerin ve zamanın dünyanın bilinen bilinen fizik kurallarını pek tanımadığı söylenebilir. Gördüğün canlı ve cansızlar biçin değiştirebilir. "

  Kitapta bir polis olan Ali boşanma sürecindedir. Aynı zamanda bir suçtan dolayı zanlı konumuna düşmüştür. Bu zor durumlardan kurtulma çabalarını ve kendisine kurulan kumpasın aydınlatılması anlatılıyor kitapta. Rüya dedektifi denmesinin sebebi de Ali'nin bir çok olayı ve gerçeği rüyasında görmesidir.

   Farklı bir anlatım tarzını keşfetmek isterseniz kitaba bir şans verin derim:)) Ben kitabı çok sevdim.....


kozmokitap
Kitabın Adı :Rüya Dedektifi
Yazar :Bülent Ata
Yayınevi : Erdem Yayınları
Sayfa Sayısı :120


Senaryodan denemeye, masaldan öyküye her türlü anlatıya dönen bir kaleme sahip Bülent Ata. İnsan hikâyelerini her yolla görünür kılmak için aralıksız çalışan yazarlardan. Onun insanları, ulaşılmaz uzak yerlerin, bilinmedik dünyaların yaşayanları değil. Tam içimizden, şehrimizden, semtimizden, mahallemizden... Yaşadığınız herhangi bir an, umut etmek istediğiniz uzun geceler, bitmek bilmeyen günler... Bülent Ata tadı damakta kalacak bir anlatıyla rüyadan rüyaya, kalpten kalbe geçiriyor okuyucuyu. Çaresizlikten aşka, hüzünden umuda kadar hayatın her türlü cilvesini rüya âlemlerinin somut eşyaları hâline getiren unutulmaz bir hikâye...
"Bir rüya gördüm. Yaşlı, sakallı bir amca dedi ki 'Her rüya bir yolculuktur. Rüya âleminde alırsın, verirsin ama hiçbir şeyi değiştiremezsin. Sadece sen değişirsin bu yolculukta.'
Bir rüya gördüm. Yaşlı, bir kadın dedi ki 'Her rüya bir evdir. Rüya âleminde sen de bir misafirsin. Ne zaman can bedenden çıkar artık sen de bir ev sahibi olursun.'

Onu tanıdığımda kanatları kırılmıştı. Revirdeydi. Muhsin Ağabey başında. 'Üzülme.' diyordu. Bana döndü 'Evine kadar bırak.' dedi. İstemedi önce. Muhsin Ağabey ısrar edince çaresiz kabul etti. Birlikte emniyetten çıktık. Yüzüne baktım. İyi görünmüyordu. 'Ne tarafa?' diye sordum. Bir şey söylemeden öylece sustu. Nereye gideceğini bilmediğinden öyle kalakalmış filan değildi. Uçmak istiyordu. Her ileri atılışında çaresizce düşüyor, kalkıyor yeniden uçmaya çalışıyordu. Anlamıyordu kanatlarının kırık olduğunu, bir anlam veremiyordu. Peşinde birileri varmış gibi uzaklara gitmek isteyen biri. Gözlerini gördüm. Güvercin gözlerini."


                                                            Kozmokitap

12/28/2016

Takvim Kızı - Şubat || Audbey Cablan || Kitap Tanıtımı

Aralık 28, 2016 4 Yorum
Takvim Kızı - Şubat || Audbey Cablan || Kitap Tanıtımı


Kitabın Adı :Takvim Kızı - Şubat
Yazar :Audbey Cablan
Yayınevi :Arkadya Bitter Yayınları
Orjinal adı : Calendar Girl - February
Çevirmen :Esra Çetin
Sayfa Sayısı :164
Etiket Fiyatı : 17.00 TL
Türü: Roman
Baskı Tarihi : Aralık 2016
Çıkış Tarihi : 27 Aralık

Bir İlham Perisi! Hem de ben! Yani sert motorcu kız Mia Saunders, bu kez bir aylığına dünyanın en ünlü ressamlarından birinin İlham Perisi olmaya gidiyor.

Açıkçası bir takvim kızı olmayı kabul ederken Seattle’daki boş bir tuvalin önünde çıplak kalacağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Ancak görünen o ki Ressam Alec Dubois’in fırçası kadar ikna yeteneği de oldukça güçlü.

Öte yandan güçlü olduğu yanların bunlarla sınırlı kalmayacağını da tahmin etmek zor değil. Sanırım şubat ayının kahramanı Bay Dubois’ten hayat ve aşk adına öğrendiklerim ömrümün sonuna dek aklımdan çıkmayacak.




                                                            Kozmokitap

12/27/2016

Takvim Kızı - Ocak || Audbey Cablan || Kitap Tanıtımı

Aralık 27, 2016 0 Yorum
Takvim Kızı - Ocak || Audbey Cablan ||  Kitap Tanıtımı


Kitabın Adı :Takvim Kızı - Ocak
Yazar :Audbey Cablan
Yayınevi :Arkadya Bitter Yayınları
Orjinal adı : Calendar Girl - January
Çevirmen :Esra Çetin
Sayfa Sayısı :164
Etiket Fiyatı : 17.00 TL
Türü: Roman
Baskı Tarihi : Aralık 2016
Çıkış Tarihi : 27 Aralık

1 MİLYON’dan fazla adetle satış rekorları kıran, listeleri altüst eden ve hakları 30 farklı ülkeye satılan…

New York Times Çoksatanlar Listesi’nin 1 numarası…

Audrey Carlan’ın dünya çapında ses getiren TAKVİM KIZI Arkadya Bitter farkıyla sizlerle.

Takvimlerinizi hazırlayın! Her aya farklı bir kitap, her ay farklı bir macera.

Para! Para! Para!

İşte bu kadar basit. Herkes gibi benim de ona ihtiyacım var. Hem de çok!

Üstelik o parayı bulmak için yalnızca bir yılım var. Yoksa bir mafya babası bu dünyada herkesten çok sevdiğim adamı –yani babamı- bilirsiniz işte, BOM!

Peki, o kadar parayı nereden bulacağım dersiniz?

 Elbette çalışarak! Fakat bu sizin bildiğiniz işlerden değil.

 Kuralları olan, tehlikeli ama bir o kadar da tutkuyla yapılması gereken bir iş. Kurallar belli. Her ay farklı bir adam.

Âşık olmak yok, bağlanmak yok, yakınlaşmak yok… Tek yapmam gereken birbirinden zengin ve yakışıklı adamların kollarına girip salınmak. Desem de inanmayın… Tabii ki işler öyle yürümüyor. Hiçbir zaman öyle yürümez.

Yine de eğlenceli olacağını düşünüyorum. Unutmayın her ay bir adam.

 Ben Mia Saunders. Cemiyetin yeni TAKVİM KIZI! İddia ediyorum bana abone olacaksınız.



                                                            Kozmokitap

12/24/2016

Matilda'nın Son Valsi - Tamara McKinley || Kitap Yorumu

Aralık 24, 2016 5 Yorum
Matilda'nın Son Valsi - Tamara McKinley


"Ruh şarkı söylediğinde gözlerde yaş yoksa, kalp kırıklıkları iyileştiremez..."

      Arkadya'nın pembe kitaplarına bayıldığımı beni takip edenler bilirler. Kapak tasarımlarıma, ayraçlarına ve seçtikleri kitaplara bayılıyorum. Matilda'nın Son Valsi kitabını da kapağına vurularak aldım ... Arkadya okuyucuyu büyülemeyi biliyor kapak konusunda!...

     Kitap Avustralya'da geçiyor ve şok bir olayla başlıyor. Birinci Dünya Savaşı sonrası bir çiftlik: Churinga. Matilda 14 yaşında bir çocuk. Annesi öldükten sonra çiftliğin bütün işleri onun üzerindedir. Babası Mervyn - ki bu adamı ben bir kaşık suda boğabilirim - Gelibolu'dan döndükten sonra psikolojisi iyice bozulmuş ve kendisini içki ve kumara vermiştir. Çiftlikle ilgilenmediği gibi ailesine de işkence etmektedir.

    Günümüzde Sidney'de yıldızı parlayan bir ressam olan Jenny eşini ve oğlunu bir kazada kaybetmiştir. Eşinden kendisine bir çiftlik miras kaldığını öğrenir. Bu çiftlik Churinga'dır. Orayla ne yapacağına karar vermeden önce gidip görmek ister.

    Issız bir arazideki Churinga'da ruhundaki yaraları iyileştirmeye çalışan Jenny bir sandıkta Matilda'nın günlüklerini bulur. Bu zavallı kızın başına gelenleri okurken hem çevresindeki insanlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olacak hem de sırları aydınlatacaktır. Bu sırlardan kendisi de nasibini alacak olan Jenny'nin geleceği de bu çiftlikte onu beklemektedir.

     Hızlı okunan ve merakı üst seviyede okunan bir kitap olsa da bazı şeylerin kitaplarda bile olsa çocukların başına gelmesi beni sinir etti. Kitaplarda bari , kurgu olsa bile çocukları rahat bırakın!.... Spoiler vermemek için ayrıntılı yazamıyorum fakat eminim okuyanlar da benimle aynı şeyleri düşünüyorlardır. Bir deyim vardır ya pişmişmiş tavuğun başına gelmez diye işte bu tam da Matilda'ya göre. Matilda'nın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmez.

    Kitap sürükleyici, betimlemeler güzel olsa da size kesin okuyun diyemiyorum. İçerisinde ki bazı olaylar sizi de etkileyebilir. Belki Matilda'nın mezar taşında yazanlar bir ipucu olabilir:

                                   Matilda McCauley Burada Yatıyor
                                   Sevgili, Anne, Kardeş ve Eş
                                   Tanrı Bizi Bağışlasın


Matilda'nın Son Valsi - Tamara McKinley/>
Kitabın Adı :Matilda'nın Son Valsi
Yazar :Tamara McKinley
Yayınevi :Arkadya Yayınları
Orjinal adı :Matilda's Last Waltz
Çevirmen :Ayhan Ece Şirin
Sayfa Sayısı :552


Ruh şarkı söylediğinde gözlerde yaş yoksa, kalp kırıklarını iyileştiremez...

Jenny Sanders renkleri tuvalde konuşturan ünlü bir ressamdır. Ama hayatı, siyah-beyaz renklere bürünmüştür. Ta ki yirmi beşinci yaş gününde çok sevdiği eşinden ummadık bir hediye alana kadar… Bu hediye hep hayalini kurduğu bir çiftlik evidir. Churinga…

Jenny merakına yenik düşerek Avustralya kırsalındaki çiftliğe gitmeye karar verir. Adıyla adeta bir tılsımı çağrıştıran bu evdeki bir tablo ise onun dikkatini çeker. Churinga'yı tasvir eden bu tabloya bakarken kulağına uzaklardan bir yerden bir vals çalınır. O an bu yerle ilgili duyduğu dedikodular gelir aklına. Churinga ve eski sahibesi Matilda Thomas efsanesi… Jenny artık sahibesi olduğu Churinga'nın kutsal mı, yoksa lanetli mi olup olmadığını zamanla görecektir. Ve bunu öğrenmek için de tek yapması gereken, dillere destan Matilda'nın çağrısına cevap verip valse eşlik etmektir…

Parçalanmış bir hayatı yeniden inşa etmenin, çaresizliği çareye dönüştürmenin ve bazen de imkânsıza yenik düşmenin hikâyesi Matilda'nın Son Valsi…


                                                            Kozmokitap
Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.