İsteklerin ve hayallerin gerçekleşmesi, sıkıntıların ve dertlerin kaybolması için bir saniye ya da daha az bir an kafiydi görebilen için. Verenin kim olduğunu, kimden istediğini bildikten sonra her şey "an" meselesiydi. O vardı madem zor da yoktu imkansız da! Veren Allah-u Teâlâ, vesile ettikleri de kullarıydı. İşte hayat bu kadar basit iken, ademoğlu ne endişe etmekten ne de ümitsizliğe düşmekten alıkoyamıyordu kendini...
1978 doğumlu Buket Soyhan 'ın kısa hikaye ve denemelerinin ardından ilk romanı Sin ve Şın'ı 2016 yılında tamamladı. 2017 yayımlanan kitap en yeni kitaplardan bir tanesi .
Uyanış Yayınları instagram çelişinden kazandım Sin ve Şın'ı. Bu kitap ile sadece yazar ile değil yayınevi ile de tanışmış oldum.
Kitabın konusuna geçmeden önce kapağını çok sevdiğimi belirtmeliyim. Kapak ve sayfaların kalitesini de çok sevdim.
Baki Usta , Konya;'da el yapımı tespih yaparak geçinen , kendi halinde birisidir. Yalnız yaşayan , etrafına yaptığı yardım ve iyilikleri ile tanınmaktadır. Kazancı fazla olmasa da kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmemiştir.
Arap lakabı ile tanınan Ahmet ,Baki Ustanın yanında çırak olarak çalışmaktadır.
Selim üniversite sınavında hukuk fakültesini kazanmıştır . Onu okutabilmek için babası Baki ustadan yardım ister ve o da geri çevirmez.
Şahap bir tır şoförüdür. Babasının ölümünden sonra annesi ve kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenmiş , ekmek parası için günlerce yollarda direksiyon sallamaktadır.
Yusuf Ali bir derviştir. Şeyhinin yanında ilim öğrenebilmek için elinden geleni yapmaktadır.
Bu insanlar bir sır etrafında bir araya gelecekler , fizik kanunlarının ötesinde manevi olarak kavrayabileceğimiz bir yolculuğun kahramanları olacaklardır.
Her şey herkese anlatılmaz . Bazı sırlar vardır , bir sen bilirsin bir de Allah-u Teala. Bir kişiye daha açarsan sır kalmaz , sır sahibi sana bir daha sır vermez...
Bazı kitaplar vardır , okurken dinlendirir , huzur verir. İşte Sin ve Şın okurken benim hissettirdiklerim bunlardı. Her bir kahramanı ve başına gelenleri okurken sırlar alemini ve bazı olayları anlamak ve anlatmak için kelimelerin yetmeyeceğini düşündüm.
Herkesin maddiyata düştüğü bu dönemde acaba Baki usta gibi insanların sayısının ne kadar olduğunu düşündüm. Para , başarı , ün uğruna masum insanların nasıl çiğnendiğini ve her zaman ezilen mazlumlar olduğu bir kere daha gözlerimin önüne geldi. Nasrettin hoca ne güzel demiş: " Parayı veren düdüğü çalar " . Günümüzde de çoğu insan - sadece toprağın üzerini düşünenler - böyle davranmıyorlar mı???
Farklı bir hayat yaşayan insanların yaprak misali nasıl savrulduğunu ve birbirini tanımayan üç adamın bir sır ile emanet etrafında nasıl bir araya geldiğini okuduğum kitabı gerçekten çok sevdim. Mistik ve tasavvuf öğeleri ile bezeli güzel bir kitap Sin ve Şın. Bu tarz kitapları sevenlere tavsiyemdir.
Kitabın Adı :Sin ve Şın
Yazar :Buket Soyhan
Yayınevi : Uyanış Yayınları
Sayfa Sayısı :304
“İşte şimdi sırları açmanın vakti gelmiştir. Saklı kaldıkça sahibine sadık olan sır artık ehline teslim edilecek fakat sahibi bulmak gerek önce.”
Nereye ya da hangi zamana ait olduğunu bilmeyen başarılı bir avukat… Hayatın zorluklarına göğüs germiş, tek amacı ailesine sahip çıkmak olan bir Anadolu genci… Küçük yaşta büyük hayalleri olan, çocuk olmadan büyümek zorunda kalmış bir çırak…
Üç farklı insan ve üç farklı hayat nasıl olur da bir araya gelir?
Gündelik hayatlarında sıradan yaşamlarını süren ama yaradılış gayelerini bilmeyen üç adamın hikâyesi… Zaman ve mekânın ötesine kapı açan bir aile mirası imkânsızı imkânlı kılıyor.
roman olması ilginç geldi :) ben farklı bir tür zannettim girişte ki cümleden.
YanıtlaSilÇok merak ettim okumak isterim :) teşekkürler :) dinlendiren huzur veren kitapları okumayı çok seviyorum 💕
YanıtlaSilEsrarengiz kitaplari seviyorum. Resimdekiler badem sekeri mi 😊
YanıtlaSil