bu konuda. Yazarın farklı kitaplarını da okuduğum zaman bu konu hakkında fikirlerimi sizlere bildirebilirim.
Konu yönü ile çok farklı değildi kitap. Anlatım tarzı ve konuyu ele alış biçimini sevdim yazarın . Okuyucuyu sıkmadan, konuları çok uzatmadan, çok fazla da ipucu vermeden ilerletiyor romanı. Kurgunun içerisinde tarihi öğelerinde yerleştirilmiş olması hoşuma gitti. Normalde tarihsel öğelere çok fazla yer verilmesi bir polisiye romanda beni rahatsız ediyor. Bu kitapta ise ustaca yerleştirilmiş öğelerden rahatsız olmak bir kenara hoşuma bile gittiler. Belki de kendi ülkemiz ve tarihimizin bir parçası, geçmişimiz olduğu içindir bilemiyorum.
Gelelim konumuza:
İşlenen gizemli cinayetler, maktullerin ellerine bırakılmış çeşitli dönemlere ait sikkeler... İstanbul'un ilk adı olan Byzantion'dan başlayan macera günümüz İstanbul'una kadar uzanıyor. Öldürülen insanlar İstabul'un tarihi olarak önemli mekanlarına bırakılıyor ve hangi tarihi bölgede ise o devire ait bir sikke elinin içerisine bırakılmış olara bulunuyor. Bu cinayetleri araştıran Komiser Nevzat ve ekibi ile birlikte biz de İstanbul'un geçmişine yolculuk yapıyor ve hem tarihi öğreniyor hem de tarihin nasıl katledildiğini öğreniyoruz. Medeniyetler beşiğinin üzerinde oturuyoruz da başka bir şey yapmıyoruz. Ne tam anlamı ile bu toprakların geçmişini biliyoruz ne de onu tam anlamı ile koruyabiliyoruz. Çok geçmişe bakmamıza da gerek yok. En basitinden bundan 100 yıl sonra torunum benim evimin yerini bulmak istese sürekli değişen sokak isimleri yüzünden bulamayacak. Tarihi korumak bugünü de korumaktır. Bir de sürekli sokak, cadde isimleri ile oynanmasına da karşıyım. Sonuçta ortaya büyük bir karmaşa çıkıyor. Artık ülkede oturmuş bir sistem istiyorum. Bunuda buradan dile getireyim....
Konumuza dönersek Nevzat ve ekibi ile olayları araştırırken dostlukları, aşkları ve arkadaşlıklarına şahit oluyoruz. Aynı zamanda da acılarına....Bir tarafta İstanbul'un tarihi mekanlarını korumaya çalışan bir grup, diğer taraftan verilen rüşvetlerle bu mekanların üzerine inşaat yapmak isteyen ünlü bir iş adamı... Katil ya da katilller bunlardan birisi mi yoksa bambaşka birisi mi? Tamam son ana kadar ipucu verilme se de banden kaçmaz:)))) Tahminimde yanılmadım ve suçlu ya da suçluların kim olduğunu anladım. Bu konu benim için sürpriz olmadı. Kitaptan beğendiğim bir kaç cümle ile yazımı bitirirken emeğine sağlık Ahmet Ümit diyorum. Kitabı ve güçlü kalemini çok sevdim....
*Önemli olan baktığın şey değil, baktığın şeyin sende uyandırdığı...
*Uğurdur lan. Allah rahmet eylesin. Ölüya bakmak şans getirir. Lakin, mutlaka fatiha okumak lazım.
*İnsan ruhunun yarası dikiş tutmaz.
*Ölümü yoldaş seçenlerin ölümden başka kazanacakları zafer yoktur.
İstanbul Hatırası
Ahmet Ümit
Everest Yayınları
685 sf.
Sevgilerle♥♥♥
Merhaba, bloğunu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım. Bana da beklerim ;) Sevgiler...
YanıtlaSilAramıza hoşgeldiniz:)) Ben de sizi takibe aldım. Sevgiler♥♥
SilHoşgeldiniz Yağmur Hanım:))) Ben de sizi takibe aldım:) Sevgiler♥
YanıtlaSilYazarın kitaplarını hiç okumadım. Ahmet Ümit'i bir tv programında izlemiştim ve konuşmalarıyla dikkatimi çekmişti ve o zamandan beri de kitaplarını merak ediyorum. Güzel yorumundan sonra ben de tanışmalıyım artık yazarla :)
YanıtlaSilBen tanışmak için bu kadar beklediğime pişman oldum:))
SilPişman olmamak beklememeliyim o zaman :) Bu arada mimlendin arkadaşım :)
SilTeşekkür ederim canım mim için , hemen bakıyorum:)
Sil