Pepuk kuşunun efsanesini daha önce duymuş muydunuz? Erzincan-Tunceli yöresine ait bu efsane oldukça acıklı. İki kardeşi anlatıyor. Annelerini küçük yaşta kaybetmiş , üvey ananın eziyetlerine maruz kalan iki kardeş. Sonları ise oldukça acıklı. Hepsini burada anlatmayayım. Merak edenler internetten araştırabilirler.
Pepuk ile ilk kitabına imza atmış olan Serhat Güven , Pepuk Kuşu efsanesinden yola çıkmış . Kitabın çıktığını duymadan yorumlarını okudum sosyal medyadan. Anlatanlar bir efsaneden , duygulandıklarından, gözyaşlarını tutamadıklarından bahsediyorlardı. Efsaneleri, tarihin derinliklerinden gelen öyküleri çok seven biraz fazlaca sulu gözlü olan ben de bu kitabı mutlaka okumalıyım dedim. Uzun aramalarım sonucunda kitabı bulunca da bitirmem bir gün bile sürmedi.
Yazar bir röportajında kitabı okurken limon kokularını duyacak, Egenin meltemini hissedeceksiniz diyordu. Ben kitabı okurken ne meltem ne de limon kokuları duydum. Kitapta kasvet , iletişim kopukluğu , güvensizlik buldum. Normalde dediğim gibi çok sulu göz olmama rağmen bir damla yaş süzülmedi gözümden. Kitabı okurken ipuçlarını yakaladım ve sonu tahmin ettiğim gibi çıktı.
Ege'nin şirin bir kasabasında üniversitede okuyan gençler. Ülkemizin farklı yörelerinden gelmişler , güzel dostluklar edinmişler. Yelda da sonradan ek yerleştirme ile gelen bir öğrenci. Hacer, Dilan, Damla ile Yelda aynı evi paylaşırlar. Emre deli dolu , cana yakın bir çocuktur. Eren yakışıklı şiir ve şarkıları ile öğrencilerin gönlünde taht kurmuş bir çocuktur. Bu gençler arasında okulların açılması üzerinden fazla zaman geçmemesine rağmen çok güzel bir dostluk vardır. Yelda'nın ailesi Dİyarbakır'da bir bombalı saldırıda şehit olmuştur. Bir şehit çocuğudur Yelda. Dİlan ve Eren ise Tunceli'dendir. Dilan'ın babası siyası suçludur. Okulda bu durum öğrenciler arasında kutuplaşmaya sebep olmaktadır. Her şey bir kıvılcım ile bir anda alev alır ve ortalık karışır.
Kitapta önyargıyı, kendini ifade edememeyi görüyoruz. İletişim eksikliği de var. Eren bildiklerini başta açık etse olaylar farklı olabilirdi. Yazarın ilk romanı olduğu için ufak tefek aksamalar olmuş. Bir de kitapta çok fazla yazım yanlışları vardı. Bu durum da okurken kopmalara sebep oldu. Kitaptaki olaylar 2007 yılında geçiyordu. O yıllar öğrencilerin bol olarak internet kullandığı ve araştırma yaptığı yıllardı. Hele ki üniversiteye sıkı çalışıp yüksek puan alan Yelda gibi bir karakterin internete girip araştırma yapmaması düşünülemez. Babasının yüzünü unuttuğunu söylüyor. Bir tek resmi bile yok. Oysa ki şehit olayında , olayın nasıl gerçekleştiği iki tık ötede. Kitap 90 lı yıllarda geçse bu konuya takılmazdım. Ancak 2007 de böyle olunca mantık hataları var diyorum kitapta.
Sonuç olarak kitap bana uymadı. Vermek istediği duyguları hissedemedim.
Kitabın Adı : Pepuk
Yazar : Serhat Güven
Yayınevi : Gece Kitaplığı
Sayfa Sayısı :462
Türü: Roman
Hangi kente sığınsam
Çarcıradır bütün meydanlar
Ferman verilir, mahkemeler kurulur
Sorgulanır tenim, kırılır kalem,
Hangi mevsime sığınsam,
Dökülür yaprakları akasyaların,
Neşter vurulur bahara
Kan kaybeder gelincik...
-Dündar Sansur-
(Tanıtım Bülteninden)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(