5/23/2019

# Elias Canneti # Kitap Yorumu # Körleşme # Sel Yayınları

Körleşme - Elias Canneti

Körleşme - Elias Canetti

  Uzun zamandır okumayı istediğim fakat gerek kalınlığından dolayı gerek zor okunduğu düşüncesiyle ön yargıya sahip olduğum için okumayı hep ertelediğim bir kitaptı Körleşme . Zaten bu ön yargılar bizi hep engelleyen . Kalın bir kitap Körleşme kalın olmasına da okunması ise bir o kadar kolay . Yalın ve sade anlatım ile yazılan kitap çok rahat okunuyor . Okurken bizi zorlayan esas unsur karakterler...

  Kitaba geçmeden önce yazar Elias Canneti'den bahsetmek istiyorum. 1905'te Bulgaristan'da doğmuş olan yazar Osmanlı Yahudisi imiş. Zorunu göç sebebi ile birçok ülkeyi gezip oralarda yaşayan yazan kitaplarını Almanca yazmıştır. Körleşme 'yi yazdığında henüz yirmi altı yaşındadır yazar. Kafka'nın Dönüşüm isimli eserinden etkilenerek basit ve yalın bir anlatım ile yazar kitabını . Her ne kadar yalın ve basit bir anlatımı hedeflemiş olsa da kitabının 500 küsur sayfa olmasını engelleyemez. 1981 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü aldığında yazar 76 yaşındadır . Edebiyatçılar tarafından James Joyce ve Dostoyevski ile kıyaslanır Elias Canneti .

Elias Canneti , Körleşme'yi üç bölüme ayırmış. Her bölümü nakış işler gibi işleyerek oluşturmuş yazar. Her bir karakter , karakterlerden beklenen davranışlar ve olan olayları oldukça güzel tasarlamış yazar.




 İlk bölümün ismi “Dünyasız Bir Kafa”  . Bu bölümde kitabın ana karakteri olan Kien'i tanıyoruz. Kien kendi tabiri ile bir kitaplık sahibi , aynı zamanda da dünyanın en iyi sinologu. Tüm zamanını kitap okuyarak , çeviriler yaparak ve makaleler yazarak geçiriyor. Üniversitelerde kendisine bir kürsü vermek isteseler de o kabul etmiyor. Çünkü bir yere bağımlı olmak istemiyor. 25 000 kitabı ile evinde tüm zamanını kendi işlerine vermek istiyor. Para derdi de yok çünkü kendisine kalan miras ile yaşıyor. Belki bu yüzdendir paranın hesabını tutmaması belki de aşırı kitap düşkünlüğünden...   Kien'in hayatta tek önem verdiği şey kitaplardır. Onun dışındakilerin önemi yoktur. Bu anlamda bencildir , insanları cahil olarak görür. Bu nedenle arkadaşı da yoktur. Evinin temizliği ve özellikle de kitaplarının da temizliği için evine bir hizmetçi tutar. 8 yıl yanında çalışan Therese onun huylarını ve zaaflarını öğrenip onun eşi olacaktır. Ah o Therese beni bitirdi kitap boyunca . O davranışları hele de o kolalı mavi eteği ... Olmaz olsun böyle bir karakter. Kİtap boyunca öyle karakterler görüyoruz ki gerçek hayatta bir araya gelmesi neredeyse imkansız karakterler . Yine de çevremizde yok mu böyle insanlar !!!

  Sadece kendisi ve kitapları ile ilgilenen bir adam ve ondan evliliğin gereğini bekleyen bir kadın . Bu kadın ki kitaplarla aslında hiç alakası yok. Bu tuhaf çiftin evliliği ve yaşamını okurken sinir olacaksınız. Kien öyle kendi içine kapanmıştır ki tüm dünyaya karşı körleşmiştir. Yalnızlığı çoğumuz severiz ve ben de kitapları çok severim ama Kien gibi saplantı seviyesinde ya da çevreme karşı körleşecek kadar değil ...

“Körlük, zamanı ve mekânı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları gerek kapsamları bakımından pek yetersiz olan duyularımızla kavradığımız birkaç kırıntının dışında, sonsuzluğa dek uzanıp giden bir körlükte bulur. Evrende egemen olan kuram, körlüktür. Körlük, birbirlerini görmeleri halinde beraberlikleri düşünülemeyecek nesnelerin ve yaratıkların yan yana bulunmalarına olanak tanır. Zamanın artık çekilmez olduğu, taşınması olanaksız bir yüke dönüştüğü noktada koparılabilmesi ancak körlüğün yardımıyla düşünülebilir”

İkinci bölüm ise " Kafasız Bir Dünya " . Bu bölümde dışarıya , dış dünyaya açılıyor Kien. Burada Fischerle ile tanışıyor. Bu bölümün öne çıkan karakteri .Kambur bir cüce olarak tarif ediliyor ve en büyük hayali Amerika'ya gidip satranç şampiyonu olmak. Kien'e yardım eder görünüyor bu karakterde fakat aslında yine onun zaaflarını öğrenip onu kandırma derdinde. Aslında kitaptaki çoğu karakter kitapları kullanarak Kien'e yaklaşıp onun parasını alma derdinde.

  Üçüncü ve son bölümde " Kafadaki Dünya " .  Bu bölümde emekli polis memuru ve aynı zamanda da Kien'in kapıcısı  olan Benedikt'i yakından tanıyoruz. Bu karakter de ne sevgi ne de sempati duyabileceğimiz bir karakter. Bu da yardım etmek için Kien'i evine alır . Ancak yaptıkları amacını aşar. Bu arada bu karakterin de geçmişine göz atıyoruz ve aslında ne kadar sevilmeyecek bir karakter olduğunu anlıyoruz. Aslında en başlarda yazar bunun ip uçlarını vermişti bize.

  Kitap boyunca saçma sapan davranışlarda bulunan Kien en mantıklı konuşmalarını kendisine yardım etmek için gelmiş olan kardeşi ile yapar ...

 Basit bir roman gibi karakterler sinir olarak okuyacağımız bir kitap olduğu gibi Körleşme , anlamının dışında metaforik olarak da değerlendirilebilir. Başta Kien olmak üzere her bir karakter bu dünya üzerindeki bir kesimi temsil eder . Ayrıca kitapta dikkatimi çeken bir husus da kadınlara bakış ve davranış tarzları . Kadınları  küçümsemek bir tarafa kadına şiddeti normal hatta gerekli gören karakterler var.   Zaten bu karakterlerin diğer davranışları doğru mu ki bu doğru olsun ... Yine de bu husus beni rahatsız etti.

 Oğuz Atay'ın tavsiyesi ile dilimize çevrilen kitap kitaplığımın en özel köşelerinden birisine sahip oldu. Olayların farkına varmak ve çevremize özellikle de kendimize körleşmemek dileğiyle ...









Körleşme - Elias Canneti
Kitabın Adı :Körleşme
Yazar :Elias Canneti
Yayınevi : Sel Yayınları
Orjinal adı :Die Blendung
Çevirmen : Ahmet Cemal
Sayfa Sayısı : 565


Dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olduğu tartışmasız kabul edilen Körleşme, Almanya'da edebiyatın, politikanın kirli gölgeleri altında yitip gitmeye yüz tuttuğu bir dönemde yazılmıştır. Ancak, Elias Canetti kurguladığı zaman ve mekân, kullandığı dil ve üslup, karakterlerindeki soyutlamanın isabetliliği ve bunları aktarmadaki başarısı sayesinde sınırları aşmış, evrenselliğin en üst boyutlarına ulaşmıştır.

Çoktandır kendi fildişi kulesine çekilmiş bir aydının trajedisinde cisimleşen Körleşme, insanoğlunun kendi eliyle kurduğu, sonra da kendisine yabancılaşmış, düşman kesilmiş bulduğu dış çevreyi, son derece özgün bir biçimde ve en uçta sayılabilecek araçlarla tasvir etmeyi başarıyor.

İnsanın gerçeklik karşısında ne ölçüde körleşebileceğini, her dönemde ve her toplumda rastlanabilen "aymaz" aydın karakterinde ustalıkla yansıtan Canetti, düşünce ile gerçeklik arasındaki kopuşun hikâyesini anlatırken yarattığı dehşet atmosferiyle okuru derinden sarsıyor.


                                                            Kozmokitap

8 yorum:

  1. Selam.
    Hep gördüğüm, okumak istediğim ama sizin de dediğiniz gibi kalın bir kitap, okuması zordur beklesin biraz daha dediğim kitaplardan biri....
    Teşekkürler paylaşım için öne çekmek gerek.
    İyi geceler 🌼

    YanıtlaSil
  2. Bilgilendirme için çok teşekkürler Nilüfer Hanım. ''Beni Benden Daha İyi Anla'' şiirimi okumak için sizi bloguma beklerim.

    YanıtlaSil
  3. Benimde okunma listemde bekleyen ve çok merak ettiğim kitaplardan canım. Çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. Körleşme uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı ve bugüne kadar en iyi yorumu burda okudum. artık sıra bende . şu an bende "Körlük" kitabını okuyorum bitince ilk sırayı Körleşme'ye verdim.

    YanıtlaSil
  5. Böylesine muazzam bir eseri henüz 26 yaşındayken yazdığını öğrendiğimde, Elias Canneti hayranlığım ikiye katlandı. "Körleşme" asla kenarda okunmayı bekleyen kitaplardan olmamalı, derhal okunmalı.

    YanıtlaSil
  6. müthiş bir kitap bu eveet dediğin gibiii çok özel :) körleşme sözünü ben de bu kitaptan dolayı çok kullanıyom :)

    YanıtlaSil
  7. Düşünce ile gerçeklik arasında kopuş, körleşmeyi özetliyor. Ve tabi önyargılar da körleşme sebebi. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  8. Körleşme bir baş yapıt. Zor bir kitap. Ahmet Cemal müthiş çevirmiş.
    Prof. Kien benim kitaplara Kaçan karakterlerimden.Ancak, dünyasız bir kafaya sahip. Blogumun ilk yazısının da konuklarından biri.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(

Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.