Nazım Hikmet çok sevdiğim şairlerimizdendir. Benim gibi birçok okur da şiirlerini sevdiği gibi sosyal medya platformlarında da " Nazım Hikmet Şiirleri " ni görmeniz mümkündür.
Kitap yorumuna geçmeden önce kitabı alış öykümüzü ve kitabın kitaplığıma nasıl eklendiğinden bahsetmek istiyorum.
Kızım ilköğretim 6. sınıfa başladığı zaman - ki o zaman henüz ortaokul diye ayrılmamıştı , bir kaç sene sonra ayrıldı okullar - Türkçe dersi için öğretmenleri okuma kitapları belirlemişti. Her öğrenci bu kitapları alıp okumak zorundaydı . Hatta bu kitaplardan sınav yapacaklarını söylemişlerdi öğretmenleri. İşte o istenen kitaplardan birisi de Memleketimden İnsan Manzaraları idi . Diğer kitaplardan bazılarını da söyleyeyim sizlere : Kumral Ada Mavi Tuna , Patasana , Beyaz Gemi . Bunlardan sadece Beyaz Gemi okutuldu çocuklara . Diğer kitapları okutmaktan vazgeçtiler. Süre kısıtlı olduğu için internet yerine kitapçıdan oldukça yüksek bir fiyata almıştım kitapları . Öğretmenleri vazgeçince sinir olmuştum . Alınan kitaplara değil yapılan davranışa ...
Memleketimden İnsan Manzaraları'nın kitaplığıma girme öyküsü işte böyle . Kitabı incelediğim zaman zaten 6. sınıf çocuğu için uygun olduğunu da düşünmedim açıkcası...
Nazım Hikmet'in 1941 yılında Bursa hapishanesinde yazmaya başladığı Memleketimden İnsan Manzaraları oldukça kalın bir kitap ve kendi içerisinden beş kitaptan oluşmaktadır . Yaklaşık yirmi yıllık bir sürede yazmış Nazım Hikmet 17 .000 satırdan oluşan Memleketimden İnsan Manzaralarını .
İkinci Meşrutiyetten 2. Dünya Savaşının sonuna kadar uzanan bir zaman diliminde yaşayan insanlar yer alır kitapta. Bu insanların öykülerini , yaşamlarını , düşüncelerini , birbirleri ile ilişkilerini şiirleştirerek aktarır şair.
Her kesimden insan yer bulmuş Nazım'ın satırlarında. Sade bir anlatımı olan kitabın bazı yerlerini severek okusam da sevmediğim satırlar da oldu. Beş kitaptan oluştuğu için her kitaptan sonra dinlenerek okudum. Bir solukta bitirilecek bir kitap değildi benim için. Kitabı okurken ve karakterler gözümde canlanırken hapishanedeki insanlardan ve onların öykülerinden esintiler var mı diye düşündüm. Bazı karakterler o kadar canlıydı ki sanki öykülerini anlatmışlar Nazım'a , o da şiir-hikaye haline getirmiş gibiydi.
Bu tarz şiirsel anlatımlar çok bana göre olmadığı için belki de ağır okudum kitabı . Ama iyi ki de okudum diyorum bitirince . Dediğim gibi çevremizdeki insanlar hakkında hissettiklerimiz gibi kitaptakiler hakkında da sevdiğim de oldu sevmediğim de . Hatta bunu Nazım neden yazdı dediğimde...
Kitabın Adı :Memleketimden İnsan Manzaraları
Yazar :Nazım Hikmet
Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı :544
Türk şiirinin çizgisini değiştirmişi çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş "külliyatı"...
Nazım Hikmet Kimdir?
Türk şair, oyun yazarı, senarist ve romancı Nazım Hikmet Ran, 15 Ocak 1902 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Romantik-komünist, romantik devrimci olarak anılan Nazım Hikmet, politik görüşleri nedeniyle sıklıkla tutuklandı ve gençlik yıllarının çoğunu hapiste veya sürgünde geçirdi. Nazım Hikmet şiirleri 50’den fazla dile çevrildi.
Nazım Hikmet, ilk şiirlerini hece ölçüsüyle yazmış olsa da daha sonra kendini hece ölçüsü kullanan şairlerden ayırdı. Nazım’ın şiirdeki gelişimiyle birlikte hece ölçüsü tekniğinin dar kalıplar şair için çok fazla kısıtlamayı beraberinde getirdi. Bu nedenle Nazım, şiirleri için yeni kalıplar bulma arayışına çıktı.
Nazım Hikmet, fütürizm akımını savunan genç Sovyet şairlerinden etkilendi. Türkiye’ye dönüşünde Türk öncü sanat akımının karizmatik lideri haline geldi. Ard arda yenilikçi şiirler, piyesler ve senaryolar yazdı. Hece ölçüsünün zincirlerini kıran Nazım Hikmet, serbest ölçüde yazmaya başladı ve bu da Türkçenin zengin sesli uyumu özelliğiyle mükemmel bir uyum oluşturdu.
Nazım Hikmet, yapıtlarıyla adını tüm dünyaya duyuran bir şairdi. Hiroşima’ya atılan atom bombası atıldıktan sonra yazdığı Ölü Kızcağız şiiriyle savaş karşıtı mesaj veren Nazım Hikmet, bu şiirinin Türkiye’de ve dünya çapında şarkılara uyarlanmasıyla da büyük ölçüde tanınmaya başladı. Nazım Türküsü, ünlü sanatçı Joan Baez tarafından seslendirildi.
Nazım Hikmet, eserleriyle sadece ülkemize değil tüm dünyaya büyük bir miras bırakarak 3 Haziran 1963’te Moskova’da yaşamını yitirdi.
Bir başkadır benim memleketim:) Sevgiler
YanıtlaSil