"Herkes bilirdi her akşam bütün yıldızlardan önce görünen bu yıldız gök ile yer arasındaki geçittir."
Katre-i Matem kitabı ile tanıştım İskender Pala'nın kalemi ile. Kitabın kurgusu ve yazarın anlatım tarzı hoşuma gittiği için diğer kitapları ile devam ettim okumaya. Günümüzde GöbekliTepe'nin adı daha fazla duyulmaya başlayınca ve 2019 yılı Unesco tarafından Göbeklitepe Yılı olarak belirlenince ben de bu konu ile ilgili bir kitap okumak istedim. Yanlış anlaşılmasın bilimsel olarak bu konuda kitap okuyup belgesel seyrettim . Bu konuda yazılan kurgulardan birisini okumak istedim. Bu konudaki kurguları araştırınca en güvendiğim isim olan İskender Pala'nın kitabını almaya karar verdim.
İskender Pala açıklayıcı bir önsöz yazarak başlamış kitaba. Bu önsözde Göbeklitepe'ye yaptığı ziyareti , burası hakkında yaptığı araştırmaları ve konuştu yetkin kişileri belirttikten sonra kitabı neden ve nasıl yazmış.
Akşam Yıldızı ile birlikte geçmişe avcı ve toplayıcı insanların yaşadığı devirlere tarihte bir yolculuk yapıyoruz. Kabile içinde doğan albino bir bebeğin lanetli olduğunu düşündükleri için onu öldürmek isterken yaşanan bir doğa felaketi sonrası kabileden sadece üç kişi hayatta kalır . Sarıca , albino bebek ( Tırnak) ve annesi Çıra . Sonrasında sorgulamaya başlar Sarıca . Bu bebek lanetli olduğu için mi başlarına bunlar gelmiştir. Lanetli olsa o da ölmez miydi? İşte ilk sorgulamalar böyle başlarken sonrasında hakikati arama serüvenine dönüşür.
Avcı toplumdan çiftçi topluma dönüş , bir iki kelimeden başka konuşamayan insandan alet yapıp ekip biçen , iletişim kuran insana , bütün olanların arasında filizlenen ve koca bir çınara dönüşen aşk , aşığının peşinden mecnun gibi yollara düşen maşuk ... Evet Sarıca , Çıra'nın peşinden yollara düşüyor fakat bu yolda hakikati arıyor ayını zamanda ve kendisini de buluyor ...
Kitap tarihi bir kurgu olsa da mistik ve tasavvufi yönleri de var . Çok tanrılı inançtan tek Tanrıyı bulma ve tek Tanrıya yönelme , Hz İdris ve Hz Nuh , İlk tapınak olan Göbeklitepe ve kutsal ağaç.
Kitabı ilgi ile okudum. Yazarın olayları ve olayları bağladığı sonuçlar güzeldi. Kitap sayfalarına yapılan çizimler de zenginlik katmış içeriğe . Ayrıca kitabın sonunda yazarın yararlandığı kaynaklar da belirtilmiş ki bu , kitabın nasıl bir araştırma sonucunda ortaya çıktığının göstergesi. Yazarı takdir ettim . Göbeklitepe'yi merak edip araştırmak isteyenler için de güzel bir kaynak listesi olmuş.
Yazarın okuduğum diğer kitaplarına göre daha sade bir dille yazılmıştı Akşam Yıldızı . Karşılaştırma yaparsak diğer kitaplara göre daha basit ve anlaşılır olduğunu söyleyebilirim. Yazarı okumaya başlamak isteyenler için iyi bir başlangıç kitabı olacaktır Akşam Yıldızı .
Akşam Yıldızı Kitabından Alıntılar:
* ''Dünyanın kirlendiği için yıkanmaya değil, kirletenlerin kendilerini yıkamaya ihtiyaçları var. Eğer bir şans verilecekse Rab bunun için insanlığa değil, insana şans veriyor, hem de her gün, her an...''
* "Ağlamakta büyük lezzet vardır, çünkü gözler yaşla dolunca acılarda akar gider"
* ''İyilik yapmak yetmez , oğlum; iyi de olmak gerekir! ''
* "Ölenlere acınır da doğanlara neden acınmaz? "
* "İnsanın insanı avladığı bir dünya bozulmaya düzelmekten daha yakındır!"
* "Göbektepe hayat ile ölümün göbek bağı, ikisi arasındaki geçişin dehliziydi. Göbektepe ölümleri hayata gönderen geçit, Göbektepe hayatlar harmanıydı."
Kitabın Adı :Akşam Yıldızı-Bir Göbeklitepe Romanı
Yazar : İskender Pala
Yayınevi : Kapı Yayınları
Sayfa Sayısı : 250
“Sana Kervankıran derler
Bana dertli Kerem derler
Yare ikrar veren derler
Niye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız
Evler yıkan, beller büken
Kanım döken, Kervankıran”
Dün ve bugün…
İyi ve kötü…
Aşk ve inanç…
Akşam Yıldızı, okurlarını bugünden alıp asırlar öncesinin Göbeklitepe’sine götürüyor. İyi ile kötünün mücadelesinde bir aşk yolculuğu bu… Sevginin inanca, inancın tutkuya, tutkunun hayata adım adım karıştığı noktadan Göbeklitepe hakkında bilinen her şeye yeni bir bakış, bir ters yüz ediş…
On iki bin yıl önce yaşayan kadim insandan günümüzün modern insanına evrilen anlam arayışı… Duymak istediğimiz belki de ilk insanın var oluş hikâyesi…
İskender Pala’nın yetkin kalemi ve ustaca kurguya dönüşen hayal gücü, Göbeklitepe üzerine herkesi yeniden düşündürecek; Akşam Yıldızı kendi gerçekliği ile ezber bozacak.
İskender Pala Kimdir?
1958, Uşak doğumlu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi (1979). Divan edebiyatı dalında doktor (1983), doçent (1993) ve profesör (1998) oldu. Divan edebiyatının halk kitlelerince yeniden sevilip anlaşılabilmesi için klasik şiirden ilham alan makaleler, denemeler, hikâyeler ve gazete yazıları yazdı. Düzenlediği Divan Edebiyatı seminerleri ve konferansları geniş kitleler tarafından takip edildi ve “Divan Şiirini Sevdiren Adam” olarak anıldı. Bazı çalışmalarıyla Türkiye Yazarlar Birliği Dil Ödülü’nü (1989), AKDTYK Türk Dil Kurumu Ödülü’nü (1990), Türkiye Yazarlar Birliği İnceleme Ödülü’nü (1996) aldı. Hemşehrileri tarafından “Uşak Halk Kahramanı” seçildi. Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk, Katre-i Matem, Şah&Sultan, OD, Efsane, Mihmandar, Karun ve Anarşist adlı romanlarının baskıları yüz binlere ulaştı, bu romanları pek çok ödül aldı ve yabancı dillere çevrildi. Türk Patent Enstitüsü tarafından marka ödülüyle taltif edilip adı tescillendi. 2013 yılı Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülü’ne edebiyat dalında layık görüldü. Bülbülün Kırk Şarkısı adlı kitabını ömrünün en güzel çabası sayan İskender Pala evli ve üç çocuk babası olup İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim üyesidir.
İskender Pala'nın Okuduğum Diğer Kitapları:
* Karun ve Anarşist
* Katre-i Matem
* İki Darbe Arasında
Selam :)
YanıtlaSilÇok severim İskender Pala. Lakin bu kitabı hızlı yazılmış geldi bana.
Ki diğer kitaplarına nazaran...Birde daha çok Göbeklitepe'den çok aşkı anlatmış... Yine de elimden bırakamadan okuduğumu da belirtmeliyim.
Ben iskender pala ile bu kitapta tanıştım, diğer kitaplarını da okuyacağım.
YanıtlaSiliskender pala bi tane okudum, okuyamam artık, of çok sıkıldım yani :)
YanıtlaSilKatre-i Matem severek okumuştum, İskender Pala'nın ilk okuduğum eseridir.
YanıtlaSil