Yıllar önce televizyonda gecenin bir yarısı bir filme denk gelmiştim. Meryl Streep'in başrolünde oynadığı bu film Ruhlar Evi idi ve beni çok etkilemişti. Neredeyde 15 yıl önce seyretmeme rağmen dün gibi hatırlıyorum . Ben filmin bir kitaptan uyarlandığını bilmiyordum. İnstagramda gezerken İsabel Allende'nin Ruhlar Evi kitabı paylaşımına denk geldim bir arkadaşımın . Aaa ben bu isimde bir film seyretmiştim muhteşemdi dedim ki filmin İsabel Allende'nin aynı isimli kitabından uyarlandığını öğrendim. Bu yazara ilgi duymama sebep oldu . Ruhlar Evi kitabının üçleme olduğunu öğrendim ve ona başlamadan önce Cinayet Oyunu kitabını okumak istedim.
Ruhlar Evi Filminin Fragmanı :
Bu ay instagramda @biryazarbinokur grubumuzla birlikte sevgili @nazan_toy un seçimi ile Isabel Allende kitapları okuyacaktık . Ben de tabii ki okumayı çok istediğim Cinayet Oyunu kitabı ile katıldım etkinliğe .
512 sayfadan oluşan kalın bir kitap olan Cinayet oyunu , Can Yayınları tarafından yayımlanıyor. Geçen yaz Can Yayınevi kitaplarında her yerde harika indirimler olunca ben de bu kitaba denk gelmiş ve almıştım. Şimdi çoğu satış sitesinde satışta yok veya tükenmiş durumda. İyi ki kaçırmadan aldım kitabı .
Kitabın ismi Cinayet oyunu ve polisiye kitap zannedebilirsiniz. Kitapta cinayet ve araştırma var ancak bir cinayet romanı ya da polisiye bir kitap demek doğru değil bu kitap için.
Isabel Allende ve tarzını nette araştırınca büyülü gerçeklik ile karşılaştım . Nedir bu büyülü gerçeklik? Latin Amerika'da oluşan bu akım gerçekçilik ve fantezinin bir karışımı olarak karşımıza çıkıyor. Kurguda olan bazı olaylar ya da karakterler ne kadar olağandışı olsalar da yaşam normal bir şekilde akmaya devam ediyor ve olan bu olağandışılık ya da fantastik olaylar diğer karakterler tarafından normal kabul ediliyor büyülü gerçeklikte. Bu türün önde gelen isimlerinden birisi Gabriel Garcia Marquez'dir.
Isabel Allende'nin Cinayet Oyunun'da da büyülü gerçeklik kendisini gösteriyor.
Kitap okulda bir ceset bulunması ile başlıyor . Evet bir ceset bulunuyor fakat okurken açıkçası ben çok eğlendim ve kahkahalarla güldüm bu sayfalarda. Bu nedenle ilk sayfadan ben bu kitabı çok seveceğim dedim.
İkinci bölüm ve ilerleyen bölümlerde ise kitaba konsantre olmak , yazarın tarzına alışmak ve karakterleri öğrenmekle geçti. Bu nedenle çok yavaş aktı ve ben erken karar mı verdim diye düşünürken kitap yine akmaya başladı ve bir çırpıda bitti. Özellikle son bölümler daha heyecanlı ve daha akıcı idi.
Kitaba adını da veren Cinayet Oyunu gerçekten bir oyundan geliyor . Karındeşen Jack'ten esinlenilmiş Ripper isminde bir oyundan esinlenerek sanal ortamda bir grup birleşerek gerçek cinayetleri çözmeye uğraşıyorlar. Amanda grubun başı . Büyükbabası " Kabil" onun emir kulu . Kitapta olaylar Amanda ve çevresinde gelişse de yazar bize bütün karakterleri , yaşamlarını tek tek tanıtıyor. Bu nedenle sadece bir cinayet kitabı değil. İnsanı , doğasını ve yaşamını da içeriyor kitap. Bir bütün olarak bize her detayı ile sunuyor kitap . Başta yorucu gelse de bir noktadan sonra herkesi tanıyor ve sizin çevreniz haline geliyorlar. Amanda , annesi , babası , annesinin erkek arkadaşı , müşterileri , cinayet oyununu oynayanlar ,... Aslında hepsi birer ana karakter . Kendine özgü ve konuda az da olsa bir katkısı var hepsinin . Polis olan babasından dava dosyalarını öğreniyor ve onu üzerine yorum yapıp kendi araştırmalarını yapıyorlar. Aralarında medyum olan bile var. Polisten daha güçlü sezgileri olduğunu da söyleyebiliriz.
Kitapta bir cinayet değil cinayetler ve bir seri katil var . Bütün kitap bir anlatıcı tarafından anlatılmasına rağmen sonuna doğru katilin ortaya çıktığı noktada onun yani katilin ağzından kim olduğunu ve nedenlerini okuyoruz .
Yazar kitabın sonunda kendisinden bir polisiye yazılması istendiği ve bunun üzerine kitabı yazmaya başladığını anlatıyor . Kitap tam anlamıyla bir polisiye olmasa da yazar kendi tarzı ile polisiyeyi harmanlamaya çalışmış ve kendine özgü bir eser çıkmış.
Polisiye okumayı bekleyenler , sıkı polisiye okurları kitabı okurken biraz sıkılabilirler. Polisiye beklentisine girmeden dram , polisiye okumak isteyenler kitabı çok seveceklerdir.
Kitabın Adı :Cinayet Oyunu
Yazar : Isabel Allende
Yayınevi : Can Yayınları
Orjinal adı : El juego de Ripper
Çevirmen : İnci Kut
Sayfa Sayısı : 512
Yeniden ağzını bağlamak zorundayım. Dinlenmeye çalış, ben bu gece dönerim; çünkü öyle her saat girip çıkamam. İnanmayacaksın ama dışarıda sabah vakti. Bu odanın duvarlarında acayip bir malzemeden yapılmış perdeler var, siyah muşamba ya da kauçuklu branda bezinden ağır bir şey ama az çok esnek, su geçirmiyor, bu yüzden sana hep geceymiş gibi geliyor. San Francisco'da işlenen bir dizi cinayet, bu cinayetleri çözmek için bilgisayarları başında hafiyeliğe soyunan, dünyanın dört bir yanından bir grup oyuncu… ve oyunculardan birinin annesinin kaçırılmasıyla tetiklenen esrarlı bir kovalamaca. Isabel Allende'nin alışılmış tarzının dışına çıkarak polisiyeye göz kırptığı ve her zamanki gibi titizlikle dokuduğu Cinayet Oyunu'nu soluk soluğa okuyacaksınız.
Isabel Allende Kimdir?
1942 yılında Peru'nun başkenti Lima'da doğdu. Ancak birkaç yıl sonra ailesi Şili'ye göç etti. Isabel Allende, amcası, Şili Devlet Başkanı Salvador Allende'nin 1973'te öldürülmesinden iki yıl sonra kocası ve çocuklarıyla birlikte Venezuella'ya sığınmak zorunda kaldı. 17 yaşında gazeteciliğe başlayan Allende, bir süre sonra San Francisco'ya yerleşti, ABD'nin önde gelen üniversitelerinde edebiyat dersleri verdi. 1982'de yayınlanan ilk romanı Ruhlar Evi'ni, 1984'te Aşktan ve Gölgeden, 1985'te Eva Luna adlı romanları, 1989'da Eva Luna Anlatıyor adlı öykü kitabı izledi. Sonsuz Düzen adlı romanı 1991'de, Paula 1994'te, Kaderin Kızı 1999'da, Sararmış Bir Fotoğraf 2000'de, Yüreğimdeki Ülkem 2003'te yayınlandı. Allende 2002-2004 yılları arasında Canavarlar Kenti, Altın Ejder Kenti ve Pigmeler Ormanı adlı romanlardan oluşan gençlik üçlemesini kaleme aldı. Türkiye'de tüm yapıtları Can Yayınları arasında yer alan Allende, hemen tüm öykü ve romanlarında gerçekçi bir anlatım ve siyasal bir yaklaşım ile büyülü gerçekçiliğin gerçeküstücü geleneğini ustaca kaynaştırdı.
Büyülü gerçeklik sevdiği türlerdendir. Can yayınlarının bir kaç gerilim kitabını almıştım. beğendiklerim de olmuştu. Bu kitabı da not alıyorum.
YanıtlaSilüçleme olduğunu bilmiyordum alayım bunları..
YanıtlaSilRuhlar Evi , Kaderin Kızı ve Sararmış Bir Fotoğraf üçlemenin kitapları .
Silİlk iki serisini okudum. Güzel bir seri. Üçüncü seriyi de yakında satın alacağım. Güzel bir tanıtım olmuş, yeni kesfettim blogunuzu. Artık severek takip ederim.
YanıtlaSilBen de filmi izlemişim demek ki görür görmez tanıdık geldi ☺️
YanıtlaSil