Kitap Hırsızı - Markus Zusak

 
     Avustralya'lı bir yazar olan Markus Zusak'ın en iyi bilinen kitaplarından birisidir Kitap Hırsızı. 2005 yılında yayınlanmış ve toplamda 30 dile çevrilmiştir. 2013 yılında kitap filme uyarlanmıştır. Ben filmini seyretmedim fakat en kısa zamanda seyretmeyi düşünüyorum.



      Kitap, İkinci Dünya savaşı sırasında Almanya'da geçiyor. O zamanın şartlarını, zorluklarını gözler önüne seriyor. Kitabın en etkileyici olan tarafı ise kitabın ölüm tarafından anlatılıyor olması. Azrail demiyorum çünkü böyle söylenmesi, elinde orak ve siyah cübbesi ile tasvir edilmesiyle dalga geçiyor. Savaş sırasında  ölüm çok meşguldür, bu durumdan rahatsızdır çünkü çok yorulmaktadır

     Annesi Liesel'i tren ile güvende olacağı başka bir ailenin yanına evlatlık olarak götürmektedir. Bu tren yolculuğunda erkek kardeşi ölür. Ölüm ile Liesel'in ilk karşılaşması böyle olur. Kardeşini karların arasına gömerlerken mezar kazıcısı kitabını düşürür ve küçük kitap hırsızı ilk kitabını burada çalar. "Mezar Kazıcısının El Kitabı"

   Yeni ailesinde Hans  babasıdır. Her yönden Liesel'i destekleyen ve koruyan bir baba. Rosa ise annesi. Biraz sinirli, bağırmayı seven birisi olsa da aslında kendi çapında Liesel'i sevmiştir. Çok yemekleri olamasa da Liesel burada rahattır. En yakın arkadaşı Rudy adında bir oğlandır. O dönemin Almanyasında yaşamak yahudiler kadar Almanlar için de çok zordur. Açlık, savaş ve korku... Hele bir yahudiyi saklayan Almanlar için daha zordur. Himmel sokağında yeni ailesi ile yaşayan Liesel'in ve çevresindekilerin yaşamı ve dönemin atmosferi anlatılıyor kitapta.

    Kitabın başlarında anlatım tarzına zor adapte oldum. Kitabın ölüm tarafından anlatılması bir tarafa her bölüm başında kısa açıklamalar, kelimelerin anlamlarının verilmesi ya da ölecek olanların önceden bildirilmesi bana tuhaf geldi. Bölümler ilerledikçe yazarın anlatım tarzına ister istemez alışılıyor.

   Kitapta kelimeler rahatça akıyor ve okuduklarınızı adeta yaşıyorsunuz. Basit cümlelerle yazar duyguları okuyucuya aksettirebilmiş.  Zamanın kötü şartları , bu şartlarda yaşamanın iki taraf için de zorluğu , hele çocuk olmanın o devirde nasıl birşey olduğu çok güzel anlatılmış. Kitabın sonu ise tahmin edemeyeceğiniz bir şekilde bitiyor. Sürpriz...

    Kitabı sırf ben değil benden önce okuyan 14 yaşındaki kızım da çok sevdi. Her yaş gurubuna hitap eden güzel bir kitap. Kesinlikle tavsiye edilir. Filmini de en kısa zamanda seyredeceğim.

      Sevgilerle...
                                    

Kitap Hırsızı

The Book Thief

Markus Zusak

Martı Yayınları

Çevirmen: Selim Yeniçeri

574 sf. 

Kül parçaları öyle güzel yağıyordu ki uzanıp dilinizle yakalamak ve tadına bakmak istiyordunuz. Ancak böyle bir şey yaparsanız dudaklarınız yanar, ağzınız pişerdi.
Uyanık geçirdiği zamanlarda saatler tepesine dikiliyor, onu yıpratmakta kesinlikle tereddüt etmiyorlardı. Gülümseyerek canını çıkarıyor ama sonra da yaşamasına veriyorlardı. Bir şeyin yaşamasına izin vermekte ancak bu kadar art niyet olabilirdi.
    ...savaş, mantık ile batıl inanç arasındaki farkı belirsizleştirmişti.
    Caddenin her yerinde insanlar vardı ama boş olsa, yabancı bundan daha yalnız olamazdı.
    Sözcüklerden nefret ettim ve onları çok sevdim , umarım onları doğru kullanmışımdır.  

Kitap Hırsızı film fragmanı: