Marketler kitap sektörüne de el attılar ucuz kitap almaya başladık. Büyük ve zincir marketler açıldıktan sonra küçük esnaf yaşayamaz oldu ve birer ikişer kapanmaya başladılar. Böyle giderse aynı durum kitapçıların da başlarına gelecek. Etrafta onca kitapçı varken zincir marketlerin yaptığı indirimler sayesinde okuyucular da uygun fiyata kitap satın alabiliyorlar. Bugün de A 101 yeni kitaplar getirmiş. Ben saat 12 de gitmeme rağmen 5-6 kitap kalmıştı. Kitapların çabuk satılmış olması , okuyucu bir kesim olduğunu hatırlattığı için çok sevindim. Bir yandan da bu durum beni üzüyor. Böyle giderse kitapçıların sonu da küçük esnaf gibi olacak.
Bu hafta markete 4 kitap getirmişler. Khaled Hosseini 'den Uçutma Avcı'sı ve İskender Pala'dan Od kitaplarını daha önce okuduğum için almadım.Ahmet Ümit'ten İstanbul Hatırası ve Ayşe Kulin'den Veda kitaplarını aldım. Kitaplar cep boy, fakat içlerine baktığımda yazı boyutları göz yormayacak şekilde olduğunu görünce aldım.
Şimdi kitaplarımızı tanıyalım:
İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit
İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit
Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven...
Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi.
"Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Hiç yağmalanmamış, yıkılmamış, kirletilmemiş gibiydi şehir. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç gibi... Genç, umutlu, güzel...
İstanbul'a bakıyorduk denizden. Ölülerimizin yüzlerine bakıyorduk... Onların gözlerindeki kendi kederimize. Çaresizliğimize bakıyorduk, avuçlarımızda büyüyen zavallılığa, kanımızda filizlenen korkaklığa... Elimizden alman hayata bakıyorduk... Güneşli günlerimize, umut dolu sabahlara, eğlenceli bahar akşamlarına... Sönen anılarımıza bakıyorduk, ölen hayallerimize, yıkılan düşlerimize... Sönen anılarımızı, ölen hayallerimizi, yıkılan düşlerimizi yüklenip yorgun bir şilep gibi bizden uzaklaşan şehrimize... Şehrimizle birlikte yitirdiğimiz kendimize bakıyorduk...
Veda- Ayşe Kulin
Osmanlı'dan Günümüze
İstanbullu Bir Ailenin Hikayesi -1
Ayşe Kulin, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde, işgal altındaki İstanbul'da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. Son Maliye Nazırı ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen Veda, çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan Milliciler arasında sıkışan o dönem Osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor.
Ayşe Kulin'in her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubu ile okurlarının elinden bırakamayacakları bir kitap bu. Günümüz Türk edebiyatında neredeyse eşsiz olan, biyografik veriler ile roman tekniğini birleştirmekteki ustalığını bir kez daha sergileyen Kulin, bu kez bir İstanbul öyküsü bir imparatorluk tarihini birlikte ele alıyor.
Kitaplığımın yeni üyelerini sıralarını beklemek üzere kitaplığıma koyuyorum. Eğer bu kitapları okumadı iseniz fiyatlar çok uygun. Sizler de alabilirsiniz:)
Sevgilerle♥♥♥
Hayirli olsun kitapların ablacim :) Keyifle oku. Bende almayi düşünüyorum ama tabii ben gidinceye kadar kalirsa. :))
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım:)) Umarım sana da kalır kitaplardan. Sevgiler♥
Sil