Aralık ayı benim için son zamanların en güzel ayı oldu. Hiç kazanmadığım kadar çok kitap, çekilişlerden kazandım. Bu hızla devam ederim diye düşünürken yılbaşı çekilişlerinden hiçbir şey kazanamadım. Kendi kendime hayıflanırken İnstagramdan Ülker Laviva'dan bir koli kazandığımı öğrendim. Umarım yakın zamanda elimde olurlar. Yine de kitap kazanamamış olmak biraz içime oturmuştu. Bugün ev işleri ile uğraşırken eşim elinde bir kargo paketi ile yanıma geldi. Sana kitap gelmiş deyince şaşırdım. Bir yerden kitap
beklemiyordum ki! Birisi bana sürpriz mi yaptı da kitap gönderdi diye düşündüm. Gönderene bakınca yayınevinin adresini gördüm. Blogda yorumlamam için bir iyilik yapıp kitap mı gönderdiler acaba derken 1. adresimi bilmiyorlar. 2 . Benimle kimse iletişime geçmedi 3.Açıkçası bu ihtimaller çok uzaktı. Paketin ebatlarına bakınca birden fazla kitap diye düşündüm. Büyük bir hevesle açınca içerisinden 910 sayfalık muhteşem bir kitap çıktı. Brandon Sanderson 'un yazdığı Fırtınaaşığı Arşivi birinci cilti Kralların Yolu.
Bir taraftan çok sevinirken bir taraftan da hala neden gönderildiğini düşünüyordum. Halim içler açısı:))
İnternette araştırmaya başladım ve sonunda nereden kazandığımı buldum. Goodreads'de Arkadaş Yayın Grubu bir çekiliş düzenlemişti ve ben de katılmıştım. Kitabı oradan kazanmış bulunuyorum. Sonunda nereden kazandığımı öğrenince içim rahatladı. Buradan Arkadaş Yayın Grubuna, Akılçelen Kitaplar bu güzel kitabı bana gönderdikleri için teşekkür ediyorum.Kitabı biraz inceleyince çok sevdim . Okuyunca daha çok seveceğime eminim.
Son Issızlık'tan önceki günlerin özlemini çekiyorum.
Elçiler'in bizi terk etmesinden ve Parlayan Şövalyeler'in bize karşı dönmesinden önceki çağın. Dünyada hâlâ büyünün ve insanoğlunun kalbinde de onurun olduğu zamanın...
Dünyayı ele geçirdik ve sonra da onu kaybettik. Görünüşe göre insan ruhu için hiçbir şey zaferin kendisinden daha zorlu değil.
Yoksa o zafer, en başından beri bir aldatmacadan başka bir şey değil miydi? Onlar ne kadar zorlu savaşırsa, direnişimizin de o kadar güçlendiğini mi fark etti düşmanlarımız? Belki de ısı ve çekicin sadece daha kaliteli kılıçları mümkün kıldığını gördüler. Ama çeliği yeteri kadar uzun bir süre boyunca bırakırsan, eninde sonunda paslanıp gider.
İzlediğimiz dört kişi var. Birincisi hekim, tıbbı bir kenara bırakıp içinde bulunduğumuz dönemin en vahşi savaşında bir asker olmaya zorlanmış. İkincisi öldürürken ağlayan bir katil, bir suikastçı. Üçüncüsü yalancı; bir hırsızın kalbi üstüne bir âlimin cübbesini giymiş genç bir kadın.
Sonuncusu ise bir yüceprens, yani savaş açlığı tükenirken gözleri geçmişe açılmış olan bir savaş beyi.
Dünya değişebilir. Dalgabağlama ve Parekullanma geri dönebilir; antik çağların büyüleri tekrar bizim olabilir. Bu dört kişi bunun anahtarı.
Bir tanesi bizi kurtarabilir.
Ve bir tanesi de bizi yok edecek.
Sevgilerle♥♥♥
O zaman hayatınızın her anı Aralık gibi olsun :) Bana da beklerim. http://mutfakhazinem.blogspot.com.tr/
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Hemen geliyorum:))
SilBir şey kazanmaktan çok, kitap kazanmak asıl mutlu eder insanı. 2015'te de tüm aylar Aralık ayı gibi olsun :)
YanıtlaSilÇok haklısın arkadaşım. Kitabın verdiği mutluluk bambaşka:)) Hepimizin 2015 'i bol kitaplı ve sürprizli olsun♥
Sil