John Katzenbach 'i daha önce okuduğum Psikoanalist kitabından tanıyorum. Yazarın anlatımındaki incelik beni kendisine hayran bırakmıştır. Yazarın yazdığı diğer kitapları da okumak istediğimden bu kitabını da temin eder etmez okudum.
Ne yalan söyleyeyim okumaya başladığımda bu kitabı Psikoanalist kadar sevmeyeceğimi, düşünüyordum. Belki ilk bir kaç sayfanın da bunda etkisi vardır. Bu heralde ağır tempoda ilerleyen bir kitap olacak demiştim ki o anda kitapta birşeyler oldu. Yok canım kitapta değil bence birşeyler oldu. Kİtap temposunu arttırdıkça ben kitaba daha fazla yapıştı. İşler beni beklesin ben öyle bir gömüldüm ki kitaba kaldırabilene aşk olsun :)))
İnsan, duvarlarla çevrili , pencereleri parmaklıklı, kapısı kilitli, delilerle dolu bir odada bulanabilir , hatta tek başına bir tecrit hücresine tıkılabilirdi , ama içinde bulunduğu oda orası değildi aslında. İnsanın asıl bulunduğu oda hatıralarından , ilişkilerinden, olaylardan, bin bir çeşit görünmez güçten oluşuyordu. Bazen delüzyonlardan . Bazen halüsinasyonlardan. Bazen arzulardan. Bazen hayallerden , umutlardan ya da hırstan. Bazen öfkeden. Önemli olan gerçek duvarların nerede olduğunun ayrımına varabilmekti.
Kitabımızın anlatıcısı Francis. Francis yirmi bir yaşında iken ailesi tarafında zorla akıl hastanesine yatırılır şizofren tanısı ile. Francis sesler duymaktadır ve bu seslerin verdiği emirler onun ve çevresindekler için tehlikeli olmaya başlamışıtr. Akıl hastanesine alışır ve kendisine arkadaşlar edinir Francis. Bir gün stajer hemşier öldürülene kadar herşey sakindir. Hemşirenin ölümünden hastalardan birisi sorumlu tutulup tutuklanır. Hemşireyi bulan da Francis ve İtfaiyeci Peter'dır. Peter bir hasta değil akıl sağlığı değerlendirilmek için mahkeme tarafından gönderilmiştir. Kitaptaki ilginç ve sürükleyici olaylar da böylece başlamış olur. Bir kadın savcının gelip olayı araştırmaya başlaması ve Francis ile Peter'dan yardım almasıyla da Francis kendisini olayların içerisinde bulur. Yıllar sonra bu olayları duvarına yazmaya başlayan Francis anlattıkçe biz de olayları ve neler olduğunu öğreniyoruz.
Son derece sürükleyici, öngörülemez ve şaşırtıcı bir kitap Şizofren. Kesinlikle tavsiye ederim!....
Kitabın Adı :Şizofren
Yazar :John Katzenbach
Yayınevi :Koridor Yayıncılık
Orjinal adı : The Madman's Tale
Çevirmen :Elif Özkaya
Sayfa Sayısı :544
Yirmi yıl önce Francis Petrel kendi iradesi yok sayılarak ailesi tarafından bir akıl hastanesine gönderilir ve uzunca bir müddet orada tutulur. Ta ki seri cinayetler işlenip hastanenin kapıları mühürleninceye dek. Yıllar sonra, üstü örtülü ve unutulmaya yüz tutmuş olaylar silsilesi kararlı bir dedektifin soruşturma talebiyle yeniden irdelenir.
Francis yaşadığı gerçekliğe dönmüş olmasına rağmen hâlâ sesler duymakta ve ancak ilaçlarla bu sesleri susturabilmektedir. O günlere dair anıları içine bir korku salar ve o da yaşadığı her anı zihninin tozlu raflarından indirip gün ışığına çıkarmaya, yazmaya niyetlenir; elinde kısalıp duran kaleme bir palamar gibi asılarak. Kağıt yerine evinin duvarlarına yazmaktadır hikayesini. Karanlığın içinde ona göz kırpıp duran, delilerin kendisine "Melek" dediği ölüm saçan gizemli bir psikopatla baş etmek hiç kolay olmayacaktır. Gerçekte böyle biri var mı yok mu, o bile bilinmezken.
"Okumayı bitirdiğinizde bile onun hikayesi zihninizi kurcalamaya
devam edecek… Katzenbach'ın bu muhteşem, gerilim dolu romanı
müthiş bir sürükleyicilikle sizi hayal bile edemeyeceğiniz
derinliklere çekiyor."
The Miami Herald
Hakkaten çok ilgi çekici bir kitap. Zaten kitabın ismi çok ilgi çekici. İçerik de insanın iç dünyasını çok kurcalıyor. Kesinlikle okunası bir kitap.
YanıtlaSilBu tarz kitapları seviyorum. Umarım siz de seversiniz.
SilOy oy oyyy benim bu kitabı okumam gerek nasıl merak ettim ama şimdi
YanıtlaSilUmarım benim kadar seversin :))
SilBen de kitapta heyecan ve gerilim dozu ne kadar yüksekse o kadar seviyorum.
YanıtlaSilBen de gerilim dolu kitapları seviyorum :))
SilPeki melek dedikleri kişi kim ?
SilPsikoanalist bende de var bu kadar beğendiysen öncelik vermek lazım :) Sonrasında Şizofren gelir :)
YanıtlaSilYazarın ilk okuduğum kitabıdır Psikoanalist. Kesinlikle hayal kırıklığına uğratmıyor okuyucuyu.
SilSPOILER !!!!!!!!!
YanıtlaSilBen okudum bu kitabi ama pek sevmedim. Tamam anlatimi guzeldi kesinlikle olaylar filan. Ama sonu bosluk oldu. Katilin amacini, neden Lucy'i sectigini kim oldugunu soylemedi. Sonra ucuncu bolumde bir anda insanlarin hayati degismis yani kitap daha bitmrdi gibi sanki. Ya da ben anlayamadim biri bana aciklasin lutfeeennnnn :))
Petere ne olduğunu anlayan var mı? Yaşıyor mu
YanıtlaSilCevap kitabın sonunda hastanedeki kısımda iki kardeşle karşılaştığında anlaşılıyor
Sil