10/10/2017

# İthaki Yayınları # Kitap Yorumu # Nick Cutter

Karanlık Ada - Nick Cutter || Kitap Yorumu

Karanlık Ada - Nick Cutter


   İthaki Yayınları'nın en yenilerinden bir tanesi Karanlık Ada. Kitap çıktığından beri ilgimi çekmişti. Yapılan tanıtımlar , kitabın kapak dizaynı ve korku -gerilim olması kitabı hemen okuma isteği yarattı bendi. En kısa sürede kitabı alıp bekletmeden okudum:))

   Kitabı okumadan önce arka kapağı okumadım. Arka kapak yazıları yüzünden hüsrana uğradığım ve bazı yazılarda da çok fazla konudan bahsettikleri için sinir oldum. Bu nedenle bir süredir arka kapak okumuyorum...

 Öncelikle belirteyim ki kitaptan gerilim filmi olursa çok başarılı olur. Kitap olarak okurken ise ben gerilmedim, korkmadım. Ne hissettiğimi belirteyim mide bulantısı , tiksinme ,sinir olma...  Kitabı okumak istiyorsanız sağlam bir mideye sahip olsanız iyi olur;)






   Kitap bir adada geçiyor. İzci başı Tim ve yanında beş izci çocuk adada vakit geçireceklerdir. Adadan ayrılma zamanları gelince bir kayık gelip onları alacaktır. Bu adada telsiz dışınca dış dünya ile bağlantılarını sağlayacak bir cihaz da yoktur!...

   Gecenin karanlığında adaya bir yabancı gelir. Hastalıklı görünüme sahip bu yabancı bir deri bir kemiktir. Görüntüsünün aksine oldukça iştahlıdır. Çok açtır ve açlığın  bastırması çok zordur. Yiyecek bir şey bulamazsa toprağı bile yemektedir....

   İzci başı Tim bir doktordur aynı zamanda. Yardıma muhtaç bu yabancıyı düşünmeden kulübeye alır. Çocukları korumak için uzak tutsa da olacakları engellemek için çok geç kalmıştır.

   Diğer taraftan bir laboratuvar insanları zahmetsiz zayıflatmak üzere deneyler yapmaktadır. Bu deney için de bağırsak solucanları kullanılıyor ve bu yaratıkların genetikleri ile oynanıyor. Yapılan bu deneyler ve deney sonuçlarının anlatıldığı bölümler , en çok tiksindiğim bölümlerdi.

   Her izci çocuğun farklı bir karakteri olaylar karşısında farklı tepkileri vardı. Fakat içlerinde en garip olanı Shelley'di . Çocuk tam anlamıyla bir sosyopattı...

    Yazar kitapta geçekten farklı bir konu ve anlatış biçimi seçmiş. Ne kadar midem alt üst olsa da sonunda ne olacak diye okumayı bırakamadım. Aralarda dinlenmem ve biraz uzaklaşmam gerekti. Özellikle yemek esnasında kitap aklıma geldi bazen:)))

   Yazarın bazı bölümlerde özellikle çocuklar ile ilgili yerlerde geriye dönüp anılarını yazması biraz fazla geldi bana . Çok fazla geriye dönüş olmasa daha başarılı bulabilirdim.

   Kitabın sonunda ise yazar aklımda soru işaretleri bırakarak gitti. Sonunu isteğime göre tamamlayabilirim. İster güzel bir son ister felaket senaryosu...

   Sonuç olarak farklı bir kitaptı. Fakat tekrar okumak isteyeceğim bir kitap değil...

 Karanlık Ada hakkında neler söylenmiş ... 

Stephen King : “Karanlık Ada’yı okurken ödüm patladı ve elimden bırakamadım. Korku dediğin işte böyle yazılır.”

Jonathan Maberry : “Karanlık Ada, elinizden bırakamayacağınız, mükemmel ve hayli rahatsız edici bir roman. Şiddetle önerilir.”

Mira Grant : “Karanlık Ada’da Nick Cutter korku türüne yeni bir soluk getiriyor. Mükemmel bir roman.”


Satın almak ve incelemek için : The Troop: A Novel




Karanlık Ada - Nick Cutter
Kitabın Adı :Karanlık Ada
Yazar :Nick Cutter
Yayınevi : İthaki Yayınları
Orjinal adı : The Troop
Çevirmen : Burak Eren
Sayfa Sayısı :448


İşe yarar bir diyet hapının dünyayı ne ölçüde değiştireceğini hayal edin. Eğer kilo vermek bir şeker çözeltisinin yapabileceği kadar basit olsaydı ne olurdu? Bunun günlük hayatı nasıl da çarpıcı bir şekilde değiştireceğini bir düşünün. Bu, gerçekten devrim niteliğinde olurdu. Ve elbette bazı insanları da oldukça zengin ederdi...
Doktor Clive Edgerton’ın ilgilendiği ise para değil bilimdi. İnsan taşıyıcılarda kullanılacak bir hidatid üzerinde çalışıyordu. Bir hapla insan sistemine yerleşen ve kirli işini bitirdikten sonra diğerine geçen bir bağırsak solucanı çığır açıcıydı. Peki bu hap başka nelere yol açardı...

İzcibaşı Tim Riggs ve onun izci birliği, Kanada’nın ıssız bir adasında üç gün sürecek bir kamptaydı. Korkutucu zayıflıkta ve rahatsız edici solgunluktaki davetsiz bir misafir kulübelerine çıkageldiğinde işlerin dehşet verici bir hal alacağından habersizlerdi. Kamptakiler, hayatta kalmak ve evlerine dönmek için amansız bir mücadele vermek zorunda kalacaklardı.
Sineklerin Tanrısı ve 28 Gün Sonra’nın bir araya geldiği bu gerilim dolu romanda Nick Cutter, okurları ormanın derinliklerinde hiç unutamayacakları, dehşet dolu bir gezintiye çıkarıyor.



                                                     

5 yorum:

  1. Canım o zaman ben almayayım. Gerilmeye razıyım ama bulantıyı kaldıramayabilirm hahahaha
    Cidden bir film senaryosu olarak ta başarılı olabilecek bir hikaye ama sanırım bahsettiğin bölümler olmadan olmayacak o nedenle ben yine izleyemeyeceğim demektir :)

    YanıtlaSil
  2. Bu kitabı alıp 3 günde bitirmem gerek :)

    YanıtlaSil
  3. Mide bulantisi filan okumayayim en iyisi. Gerilim sorun degil 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerilimin her türünü okurum da parazit olunca kaldıramadım 😂😂😂

      Sil

Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(

Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.