Temmuz ayının ilk okumalarındandı kitap. Fakat bu ay çok fırtınalı geçince okuduklarımı yazmaya ne fırsatım ne de isteğim oldu açıkçası. Bu nedenle geç de olsa sizlerle paylaşıyorum okuduklarımı.
Barış Çağrı Genç'in okuduğum ikinci kitabı Radde . " İçindeyim " kitabı ile tanıştım yazarın kalemi ile. Aslında Radde yazarın ilk kitabı imiş. Kısa öykülerden oluşuyor kitap. Bendeki 10. yıl özel baskısı . Bu nedenle yazar 10. yıla özel ön sözde kitabın yazılış ve tekrar basıma hazırlanış serüveni yanında kendisinin yazman serüveninden de bahsetmiş. Kitap ilk yayımlandığı zaman içerisinde Cemil Kavukçu'nun öyküleri de yer alırken benin okuduğum baskısında sadece yazarın öyküleri yer almakta.
Kitapta Güneş , Grilenirken Ufuk , Koklanınca Solan Bir Çiçek , Odysseus'un Gözleri , Gri Sokak , Denizin Kolları isimli altı öykü yer almakta. Öykü severler bu öyküleri de okumalılar. Çevremizde gördüğümüz , belki yanından geçtiğimiz ancak fark etmediğimiz. sıradan insanların öyküleri yer alıyor. Sıradan derken öyle basit anlamında kullanmadım. Çevremizde yer alan fakat hayatın koşturmasında fark etmediğimiz , gözümüzden kaçan ancak toplumun her kesiminde yer alan demek istedim.
Ben her bir öyküyü çok sevsem de Koklanınca Solan Bir Çiçek benim en sevdiğim ve etkilendiğim öykü oldu. Bahçesine topu kaçan çocuklara topu iade etmek için belirlediği kitabı okumalarını şart koşan emekli Türkçe öğretmeni ve çocuklara belirlenen kitabı okumaları için satın alan bir genci ve aralarındaki ilişkiyi anlatıyor öykü . Hayatta böyle insanlarla karşılaşmasam da öykülerde olsun karşılaşmak güzel oluyor.
Kitabın Adı : Radde
Yazar :Barış Çağrı Genç
Yayınevi :Yitik Ülke Yayınları
Sayfa Sayısı :88
“Kitaptaki öyküler, yalnız sergilediği ayrıntıların, getirdiği çağrışımların, önümüze çıkardığı yaşam kesitleri ve insan ilişkilerinin yolculuğu olarak değil, aynı zamanda öykü dünyamızın gelenek zincirine eklenen halkanın ve bu zincire bundan sonra eklenecek yeni halkaların yolculuğu olarak da okunmalı.”
- Kemal Özer-
“Dosyanın ilk öyküsünün ilk cümlesini okuduğumda nasıl bir yolculuğa çıktığımı da anlamıştım. Genç öykücülerin önündeki engellerin en büyüğü birikime dayanmadan yola çıkmaları ve çok aceleci olmaları. Çağrı’nın onlardan biri olmaması rahatlattı beni. Cümle yapısı, sözcük seçimi, ayrıntılarının işlevsel olması, diyaloglardaki doğallık kendi sesine çok yakın olduğunun göstergeleriydi. Birikimli olduğu, öykü üzerine yoğunlaştığı, yazdıklarını dinlendirip farklı süzgeçlerden geçirdiği hemen belli oluyordu. En önemlisi de ilginçlik peşinde koşmayıp kendi öyküsünü aramasıydı. Yazdıklarını doğal ve içten yapan da buydu.”
- Cemil Kavukçu-
Eğilip yerden taş topluyor. Bir, iki, üç… Dördüncüsü kayıp düşüyor elinden. Önemi yok; kalanlar avucunu dolduruyor zaten. Parmaklarının arasındaki taşları birbirine vurmaya başlıyor. Bir ses var artık; kendinin, eşeğin, cırcır böceklerinin dışında bir ses. Yeniden yürüyebilir şimdi; birbirine vuran taşların sesi ağır ağır ilerliyor patikada…
6 öykünün içinde "Radde" olur sanmıştım ama yok, acaba radde ismini neden koymuş çok merak ettim. Beğendiğiniz öyküden yola çıkarak, "çocuklara veya pek kitap okumayanlara nasıl kitap okutabilirim, kitabı nasıl sevdirebilirim sancısını" çok değerli buluyorum.
YanıtlaSilYazarı sanırım ilk defa duyuyorum . Son paragraftaki yorumunuz çok güzel
YanıtlaSilNot aldım, teşekkürler... 😘
YanıtlaSil