Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
Sadık Hidayet'in Kör Baykuş kitabı okumayı çok istediğim bir kitaptı benim için. Bir hafta önce kitabı bitirmeme rağmen bir türlü yorum giremedim kitaba. Bunu sebebi vakit azlığı değil ne yazacağımı tam olarak toparlayamamış olmamdı. Kör Baykuş öyle bir kitap ki düşünceleri toparlamak ve yorum yapabilmek kitabın inceliği ile tezat oluşturuyor. Birçok duygu ve düşünce bulunduruyor kitap.
Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar; birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler.
Öncelikle belirtmek isterim ki kitabı Behçet Necatigil'in çevirisi ile okumak çok güzeldi. Kitabın bu kadar etkileyici olmasında çevirinin etkisi büyüktür diye düşünüyorum. Kitabın ilk sayfalarında Necatigil'in kaleminden İran edebiyatı ve Sadık Hidayet'i okuyoruz. Bu sayfalar sayesinde yazar hakkında bilgi edinirken kitabı anlamada da bize yardımcı oluyor.
Önümdeki mangalın ateşinden, geriye bir üfleyişte uçup gidecek bir avuç kül kalmıştı. Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur, bir üflemeye bakar...
Kitabı duygusal ve karamsar bir döneminizde okumamanızı tavsiye ederim. Çünkü kitap depresif ve melamkolik olduğu için sizi kötü etkileyebilir....
Sadık Hidayet kendi depresif ve karamsar ruh halini kitabe da yansıtıyor bana göre. Kitapta tam olarak zaman ve mekan belirtilmiyor çünkü bütün zamanlar ve mekanlar içiçe geçmiş durumda. Karamsar ruh haline sahip olan baş karakterimiz. Kah odasında , kah geçmişte kah dışarıda... Kendi ruhsal çöküşünü anlarken eşinin sadakatsizliğinden bahsediyor, dışarıda ilgisini çeken bir genç kızı anlatıyor ve bir de baba-amca mevzusu var. Karakterler birbirine girmiş durumda ve hepsi aynı kişi mi yoksa karakterin yanılsaması mı anlaşılmaz....
Hayat,soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. Fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar , ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske. Tutumlu kimselerdir bunlar. Bir kısmı evlatlarına saklarlar maskelerini ; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşlandıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde , ve bu da prk çabuk eskir , o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya.Kitabın sonsözünde ise Bozorg Alevi Sadık Hidayeti anlatmış . Yazarı daha iyi tanıyabilmek için bir de onun kaleminden okuyoruz burada.
Hayatta bazı olaylar vardır anlatılamaz. Anlayabilmek için yaşamaız gerekir. İşte bana göre de Kör Baykuş böyle bir kitaptır. Tam olarak anlatılamaz , anlayabilmek için okumanız gerekir......
Kitabın Adı : Kör Baykuş
Yazar : Sadık Hidayet
Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları
Orjinal adı :بوف کور
Çevirmen : Behçet Necatigil
Sayfa Sayısı :100
Modern İran edebiyatının kurucularından Sâdık Hidâyet'in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, kendi deyişiyle "özenle hesaplanmış, net, bilinçli etkilerle dolu" ve "her sayfası bir partisyon gibi düzenlenmiş" Kör Baykuş (Bûf-i Kûr), öteki yapıtları gibi, pek çok dile çevrildi, pek çok ülkede pek çok yazarı etkiledi.
Sadık Hidayet Kimdir?
İran Edebiyatının en iyi psikoloji roman yazarı olan Sadık Hidayet 1903 yılında Tahran’da doğmuştur. Modern İran Edebiyatının babası olarak tanımlanır. Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Avrupa’ya gitmiştir.
Fransa ve Belçika’da dört yıl yaşayan Sadık Hidayet diş hekimi olmak istemiş daha sonra Mühendislik okumaya başladı. Sonrasında bu okulunu da yarıda bırakarak İran’a döndü ve devlet memurluğu yapmaya başladı.
İran modern öykücülüğün öncüsü olan Sadık Hidayet Doğunun Kafkası olarak adlandırılır. Koyu bir afyon tiryakisi olan yazarın depresif ruh haline sahiptir.
Bir dönem Budizm’e merakından dolayı Hindistan’a gitti ve Budizm konusunda incelemelerini Kör Baykuş isimli kitabında işledi.
Kör Baykuş kitabı Bambay’da basıldı. Bu dönemde Buda’nın bazı yazılarını da Farsça ’ya çevirdi ve yayınlattı.
Sadık Hidayet kitaplarında Batı üslubunu benimseyerek Fars kültüründen de yararlanmıştır. Bu şekilde Farsçayı Çağdaş Edebiyat alanına sokan ilk isim olmuştur.
Sadık Hidayet ve Stefan Zweig’ın edebi anlayışları birbirine oldukça benzer. 25 Yaşlarında iken Paris dolaylarında bir marinada yaşamına son vermek için kendini denize atar bir kayığın yetişmesi ile hayatı kurtulur.
Beethoven ve Çaykovski aşığı olan Sadık Hidayet bir dönem resimle de uğraşmıştır. Ölümünden sonra bir araya getirilen resimleri kimileri için anlamsız iken kimilerine göre geleceğin resimleri olarak nitelendirilir.
Sadık Hidayet İran’ın gittikçe dindarlaşan bir toplum olmasından rahatsız oldu ruhban sınıfının yaygınlaşmasına karşı gelen yazar Hacı Ağa isimli eserinde bunu vurgulamıştır.
Kör Baykuş ve Hacı Ağa isimli eserleri İran’da ilk yasaklanan kitapları olup günümüzde İran’da Sadık Hidayet’in tüm eserleri yasaklıdır.
Sadık Hidayet’in ölümünü çok yakın arkadaşı şu şekilde anlatır; Paris’te iken günler süren hava gazlı bir ev arayışı oldu. Nihayet aradığı evi bulmuştu. 9 Nisan 1951 tarihinde evine kapandı.
Havanın çıkacağı tüm delikleri kapattı ve gaz musluğunu sonuna kadar açtı. Bir gün sonra ziyarete gelen arkadaşı onu mutfakta yerde yatarken buldu. Kafka gibi ölmeden önce eserlerini yakmıştı ve bunlarda kül olmuş şekilde yanı başında duruyordu.
Sadık Hidayet bu intiharı için çok güzel giyinmiş ve traş olmuştu. Cebinde de parası vardı. İran’ın en büyük yazarlarından olan Sadık Hidayetin mezarı Yılmaz Güneyin yattığı Père Lachaise mezarlığındadır.
Bu aralar okumamam gereken bir kitapmış ama yorumundan da çok etkilendim. Listeme aldım, iyi bir zamanda okumak üzere... Sevgiler...
YanıtlaSilSevgiler canım:))
Sil"Hayat,soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. Fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar , ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske."
YanıtlaSilHayat üstüne denemeler. İran yazarları ilginç kişiler.
İlginç gerçekten :)) Yazarın kitapları İran'da hala yasakmış bildiğim kadarıyla...
SilBloga döndüm. :)
YanıtlaSilÇok sevindim , geliyorum bloga:))
SilBu kitabı 3-4 sene önce okumuştum ve o zaman yorum yapmakta çok zorlanmıştım. Gerçekten bazı kitapları anlatmak zor, okumak ve yaşamak lazım...
YanıtlaSilKitabi duymamistim ama baykuslari çok severim 😊
YanıtlaSilkesinlikle anlatması, kaleme dökmesi zor bir yorum nilü, katılıyorum son sözlerine!
YanıtlaSilBen Kör Baykuş'u sevdim, yetişkinler okumalı diyorum ;)
Bende şu an okuyorum kafam çok karıştı
YanıtlaSil