Nancy Pickard adını hep övgü ile duyduğum bir yazardı. Okumayı çok istememe rağmen şu ana kadar bir türlü sıra gelemedi.
Kitabı okuduktan sonra kendime çok kızdım , neden kitap elimde olmasına rağmen bu kadar geç okudum diye. Yazarın bir diğer kitabı Cinayetin Şifresi de kitaplığımda, onu bekletmeden okumayı düşünüyorum.
Nancy Pickard 'ın iyi bir hikaye anlatıcısı olduğunu duymuştum. Bence iyi demek az gelir, harika bir anlatıcı.
Kitap ilk sayfalardan itibaren beni içine çekti. Karakterler ve kurgu o kadar iyi ayarlanmış ki okurken kusur bulamıyorsunuz. Her karakterin öyküsü tam üzerine oturmuş , ne eksik ne fazla. ..
Jody üç yaşında anne ve babasını kaybetmiştir. Babası öldürülmüş, annesinin ise akıbeti belli değildir ; öldürüldü mü, kaçtı mı yoksa kaçırıldı mı...
Yirmi üç yıl sonra Jody artık genç bir hanımdır. Çiftlikten, babaanne ve dedesinin yanından ayrılmış kasabadaki ailesinin evine taşınmıştır. Kendi hayatını düzene sokmaya çalışırken babasının katilinin erken tahliye edildiğini öğrenir. Bu haber onu sinirlendirir, öfkelendirir, bir taraftan da meraklandırır.
Jody öfkelene dursun yazar bizi geçmişe götürür. Anne ve babasının hayatını, nasıl insanlar olduklarını gösterir. Tabii hapisten çıkan Billy 'nın de! !!!
Sakin , durağan bir kasaba hayatı gibi görünürken geçmişteki sırlar ortaya birer birer çıkıyor. Bir cinayet, tutuklanan bir insan ve akıllardaki şüpheler. ..
Yazarın anlatım tarzını ve olayı kurgulayış şeklini, sürekli merakı canlı tutmasını ve çok az ipucu vermesini sevdim.
Kitabın Adı : Fırtına Kokusu
Yazar : Nancy Pickard
Yayınevi : Ephesus Yayınları
Orjinal adı :The Scent of Rain and Lightning
Çevirmen :Süreyya Çalıkoğlu
Sayfa Sayısı :395
Jody Linder, güzel bir yaz gününde sarsıcı bir haber alır: Babasının katili olarak hapis yatan adam salıverilmiş, Kansas'taki küçük Rose kasabasına geri dönmektedir. Babasının vurularak öldürüldüğü, annesinin ise kaybolduğu ve cinayete kurban gittiğine hükmedildiği fırtınalı gecenin üzerinden yirmi üç yıl geçmiştir. Ne amcalarıyla eniştesinin kendisini koruyup bağırlarına basmaları ne de büyükannesi ile büyükbabasının güvenli bir limanı andıran çiftliği, o felaket gecesinde Billy Crosby'nin sebep olduğu acıları silebilmiştir.
Hayatını babasının masumiyetini kanıtlamaya adayıp avukat olan oğlu Collin'in çabaları sayesinde Billy Crosby artık serbesttir. Kasabanın küçük nüfusuna rağmen çocukluklarından beri birbirlerinden uzak durmaya çalışan Jody ile Collin, kaybettiklerinden dolayı duydukları üzüntünün ortak olduğunu keşfederler.
Jody eski yaraları deştikçe ailesinin trajik geçmişine dair ürkütücü sırlar ortaya çıkmaya başlar. Bu mücadele ve zorluklara rağmen daha iyi bir geleceğe, hatta belki de aşka dair umutlar besleme cesaretini gösterir.
Güzel kitaba benziyor.
YanıtlaSil