Sen hep benimleydin . Bir gün bana geri dönmeni diledim Kelebek...
Kelebek ile Keman İkinci Dünya Savaşı zamanını, Nazilerin yaptıklarını, acı ve gözyaşını farklı bir dille anlatan bir kitap.
O dönene ait çok fazla kitap yazıldı, film ve belgesel yapıldı. Bu yapıtları ne kadar izlersek de ya da ne kadar okursak okuyalım her seferinde o vahşete karşı hissettiklerimiz hiç değişmiyor...
Hep Yahudilerinin gözünden anlatılan kitaplar okumuştum Erik Ağacı 'na kadar. Erik Ağacı bir Alman kızın gözünden anlatıyordu olayları. Kelebek ile Keman da yine bir Alman kızın gözlerinden anlatıyor.
Kitap iki zaman arasında paslaşarak ilerliyor. Günümüz ve İkinci Dünya Savaşı.
Günümüzde Sera bir galeri sahibidir. Geçmişindeki büyük üzüntüden sonra kendisini işine vermiş ve çocukluğundan hatırladığı bir tabloyu aramaya başlamıştır. Elinde kemanı olan üzgün bakışlı bur kızın tablosu....
Bu tabloyu ararken yolları William ile kesişir. O da tabloyu aramaktadır , bambaşka sebeplerle.
Bu iki genç tabloyu ararken birburleri arasında oluşan çekim, Sera'nın erkeklere karşı olan güvensizliğini yenebilecek mi dersiniz ????
Tabloda olan o kız Adele 'dir. Adele İkinci Dünya Savaşı sırasında İmparatorluk ordusunda generaldir. Kendisi ise üniversite öğrencisi, aynı zamanda da orkestra üyesidir. Bir keman virtiözü....
Arkadaşı olan bir Yahudi ailesinin kaçmasına yardım etmeye çalıştığı için toplama kampına gönderilir. En büyük ve korkunç kamplarda birisi olan Auschwitz'e.
Oradaki zorlu şartları, insanların nasıl muamele gördüğünü Adele'nin gözleri ile görüyor, onun yüreği ile hissediyoruz. Sevdiği adamın yaşadığını bile bilmeden içindeki müziğe tutunarak yaşamaya çalışır genç kız.
Kitabı okurken ne kadar üzülüp, etkilendim de ikinci şansların olduğunu görmek umut verici oldu.
Yazar konuyu derinlemesine araştırıp harika bir kitap ortaya çıkartmış. Kalemine ve yüreğine sağlık diyorum.
Kitabın Adı : Kelebek ile Keman
Yazar :Kristy Cambron
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Orjinal adı :The Butterfly and The Violin
Çevirmen : Esra Yüksel
Sayfa Sayısı :456
Yüreğinin en ıssız köşesinde bile bir kelebeğin umuda kanat çırptığını duyabilirsin…
Manhattan’da bir sanat galerisi işleten Sera James’in çocukluğundan bu yana içinde taşıdığı tek bir tutkusu vardır. Hüzünlü mavi gözlere sahip, güzel bir keman virtüözünü tasvir eden gizemli tabloyu yeniden görmek…
Araştırmaları onu tablonun sırrını çözmesinde yardımcı olabilecek birine götürecektir. Söz konusu resimdeki kızın hikâyesini ise birlikte öğreneceklerdir. Avusturyalı keman virtüözü Adele Von Bron’un hikâyesini…
1942 yılında yüksek rütbeli bir Nazi subayının kızı olan Adele, hayallerini ve yüreğinde sakladığı aşkı riske atarak Viyena’daki masum insanlara kaçması için yardım ediyordur. Ancak kendisini tel örgülerle çevrili bir toplama kampında bulacaktır. Ve esir kemanın gözyaşları artık neşeyle değil, hayatları gaz odasında son bulan masumlar için hüzünle akacaktır.
Sera, Adele’in yürek burkan bu hikâyesinin ayrıntılarını keşfettikçe umudun yok olduğu yerlerde bile güzelliklerin açabildiğini öğrenecektir. Tıpkı toplama kampında ve kendi kederli kalbinde açabildikleri gibi…
Kelebek ile Keman, savaşın ürkütücü yanını, sonsuz fedakârlığı ve inancın yüceliğini muhteşem bir dille ortaya koyan bir başyapıt. Ağlayan kemanın sesine kulak verin…
Güzel bir kitap.Tavsiyene uymak lazım 😊
YanıtlaSilKonusu güzel. Hemen not alayım bunu. Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilHep Yahudilerin gözünden yazılan kitapları okudum bende. Söylediğin gibi o vahşete karşı hissettiklerim değişmiyor. Kitap hakkında bir bilgim yoktu ama karşıma çıkarsa alıp okuyacağım sanırım :)
YanıtlaSilHiç bir zaman aklımdan çıkarmayacağım bir kitap♥️ Muhteşem.....
YanıtlaSil