Milena'ya Mektuplar kitabı ile tanıştım Franz Kafka'nın kalemi ile. Sonra hayran olduğum Dönüşüm kitabını okudum. Dönüşüm ile kendisine , anlatımına , kalemine hayran oldum Kafka'nın . Bu kadar hayran olduğum yazarın ismini çok duyduğum ve henüz okumadığım eseri Dava'yı aldım hemen . Aldım almasına da kitapta bir bölüm ancak okuyabildim. Kitap akmadı bir türlü , ben de dikkatimi tam olarak kitaba veremedim derken kitabı yarım bırakmak zorunda kaldım. Hiç sevmem böyle yarım bırakmayı fakat olmadı mıydı olmuyor işte. Zamanı daha gelmedi diyerek bir kenara bıraktım kitabı. Bu olayın üzerinden tam dört sene geçti. r Dava - Franz Kafka esene sonra kitaplığıma bakarken tekrar gözüme ilişti Dava. Belki zamanıdır diyerek aldım ve o zaman kitabı okuyamamış olan ben üç günde kitabı bitirdim ve üstelik de çok sevdim. Bir kitap size de uzak geliyorsa zorlamayın zamanı gelince okursunuz siz de ....
Kafka öldükten bir yıl sonra basılmış Dava. Yazıldığı dönemin ötesinde bazı evrensel sorunlara ve değerlere de değiniyor kitapta Kafka. Birçok inceleme okuyabilirsiniz bu eserle ilgili. Farklı görüşlere göre ve metnin altında anlatılmak istenenleri , imgeleri ele alıyorlar. Ben profesyonel bir yorumcu değilim. Bu yazıda tamamen kendi düşündüklerimi ve kitabın bana hissettirdiklerini yazıya dökmeye çalışacağım.
Kitaptaki baş karakterimiz Josef K . . Kitap boyunca K. olarak geçiyor ve gerçek ismini öğrenemiyoruz. Bir sabah uyandığında tutuklandığını öğreniyor. Aynı bir sabah Gregor Samsa'nın böceğe dönüşmüş olarak uyanması gibi . Tutuklanıyor ancak hapse koyulmuyor. Davasının konusu da bildirilmiyor kendisine. Bu noktada okuyucu olarak kendimi K. nın yerine koyunca çok kolostrofobik hissettim. Kapana sıkışmış ve çıkamıyormuş gibi. Tutuklandığınız söyleniyor , hakkınızda bir dava var üstelik de zor bir dava olduğu söyleniyor ancak ne neden tutuklandığınız ne de davanızın konusu belli değil ....
K. başta çok önemsemiyor olanları ve hayatına aynı rutinde devam ediyor. Arada dava aklına gelse de yanlışlık olmuştur deniliyor. Bir gün gelen bir telefona kadar . O telefonda haftasonu davanın görüleceği kendisine bildirilir. İşin ilginç yanı davanın saati söylenmez. Üstelik dava bir mahkeme salonunda da değil kenar mahallelerden birisinde bir apartman dairesinde görülecektir. Ne yargıcın davranışları normaldir ne de K. kendisini savunmak için söyledikleri. Sanki trajikomik bir olayı seyrettiğimi hissettim.
Aslında Kafka'nın anlattığı ortam ve olaylar distopik bir ortamı anlatmaktadır . Dikkatli olarak okunduğunda ise sistemin çarpıklığını vurguluyor yazar . Adaletin sadece isimde kaldığı bir düzen !!! Tüm bu sıkıntıların ortasında ise stajer avukat ve yargıcın şehvete düşkünlüğü de vurgulanıyor. Gittiği yerdeki kadınların K. yı baştan çıkarma çabaları da çabası ...
Kitabı okumak isteyenler isminden yola çıkarak bir davanın anlatıldığını düşünmesinler. Bu kitap bir davadan çok daha fazlası . Josep K. nın bir nevi hayatı , kendisini sorgulaması ve çevresini eleştirel gözle incelemesi. Okuması kolay bir kitap demeyeceğim. Zor bir kitap . Yeri gelip gülecek yeri gelip bunalacaksınız. Ama dediğim gibi kitabı zamanı gelince okursanız benim gibi büyük bir keyif alabilirsiniz.
Kitabın Adı :Dava
Yazar :Franz Kafka
Yayınevi :İş Bankası Kültür Yayınları
Orjinal adı :Der Prozess
Çevirmen : Gülperi Sert
Sayfa Sayısı :224
Dava yazılışından bir süre sonra dünya sahnesine çıkan, yurttaşlık haklarının askıya alındığı, bir sivil itaatsizlik imasının dahi zulümle karşılandığı totaliter rejimlere dair bir öngörü ve eleştiri olarak yorumlanır çoğunlukla. Nazi Almanya'sına dair bir "önsezi" barındırdığı söylenebilir belki. Erişilmez bir otorite tarafından yöneltilen ve ne olduğu hiçbir zaman açıklanmayan bir suçlamayla karşı karşıya kalan Josef K.'nın davasında, mahkemeye dinsel ya da metafizik bir otorite de atfedilebilir.
Kafka Dava'da suçu yalnızca bir eylem olarak tanımlamayıp zanlının "kötü niyeti"yle de ilişkilendiren ve suçtan çok suçluya odaklanan absürd bir hukuk sistemi paradigması inşa eder. Kuramsal olarak ortada yasadışı bir eylem olmaksızın suçu mümkün kılan bir sistemdir bu. Ancak Kafka suç, sorumluluk ve özgürlük üzerine yazarken bir sistem ya da doktrin ortaya koymaz, çözüm önermez. Okuru ister istemez içine çeken bu karanlık dünya tasavvurunun tartışmaya açık olmayan tek bir özelliği varsa, o da müphemliğidir.
Franz Kafka Kimdir ?
Yahudi asıllı Praglı yazar 3 Temmuz 1883 yılında doğdu. Liseden 1901 yılında mezun oldu ve ardından Prag’taki Karl-Ferdinand Üniversitesine girdi. Kafka, Hukuk tahsilli yazarlardan biriydi. Eserlerinde suç, özgürlük, yabancılaşma gibi dönemin edebiyatında sıklıkla işlenen temalara ve konulara değindi. Despot bir babası vardı ve Kafka’nın babasıyla ilişkisinin etkileri eserlerine yansımaktaydı. Kafka, 3 Haziran 1924’te 40 yaşında öldüğünde ardında birkaç eser bıraktı. Bu eserlerden en çok bilinenleri Dava, Dönüşüm, Şato ve Milena’ya Mektuplar adlı eserleriydi.
Kafka, yakın arkadaşı Max Brod’a eserlerinin hepsini yakmasını vasiyet etti. Kafka’nın vasiyetini yerine getirmeyen Max Brod, Kafka’nın dünya edebiyatında önemli bir konuma gelmesini sağladı.
Franz Kafka'nın Okuduğum Diğer Kitapları :
Milana'ya Mektuplar
Dönüşüm
Aforizmalar
Okuduğum güzel eserlerden harika bir inceleme olmuş
YanıtlaSilEditöre teşekkür ederiz
Dava yi sevmemiştim ancak dediğin gibi belki yanlış zamanda okudum.
YanıtlaSil