Merhaba , yeni bir yazarla tanıştım ve sizleri de tanıştırmak istiyorum. Ceynur Daldal 1999 doğumlu bir genç kız. Yazdığı yazıları babası ve yayınevinin katkısı ile kitap haline getirmiş ve iki de öyle yapmış. Anladım ki Sonbaharsın bir roman. Gençlerin çok seveceği romantik bir kitap. Daha ilk romanı olmasına rağmen oldukça başarılı bir kalemi var Ceynur Daldal'ın . Yazmaya devam ettikçe kendisini daha da geliştireceğini , tarzını oturtacağını ve ufak tefek hataları düzelteceğini düşünüyorum.
Bir gençlik romanı kitap. Elis baş karakterimiz olsa da yan karakterler de önemli yer tutuyor kitapta. Öncelikle de Elis'in yakın arkadaşları .
Elis ile depresif bir kız olarak tanışıyoruz kitapta. Aşk acısı çekiyor, yaşamdan kendisini soyutlamış adeta.
Hayata devam etmesi için dürtülmeye ihtiyacı var.
Acı çeken kızı ve acısının sebebi olan Yağız'ın adını duydukça çok sinirlendim. Fakat esas Elis'in aşkının karşılıksız olduğunu ve Yağız ile arkadaşlık dışında yaşanmışlıklarının olmadığını okuyunca Elis'e daha çok kızdım. Terk edilmenin acısı, geçmiş günlerin acısı depresyona sokabilir , tamam da sen hiç Yağız ile çıkmamışsın, sana sevdiğini söylememiş bu kadar - üç yıl - acı ve gözyaşına değer mi?? Kız ergen ,yazarımız da ergen olunca duyguları üst notalarda yaşamışlar doğal olarak...
İzmir'de üniversiteyi kazanan Elis en yakın arkadaşı Derin birlikte ev tutarlar. Sürekli depresyonda zannettiğim Elis'in güldüğünü ve arkadaşları ile de iyi vakit geçirdiğini görmek beni mutlu etti. Üniversite yaşamı ,arkadaşlıklar, yeni bir şehir derken Elis'in hayatına yeni birisi girer : Doruk...
İşte bu noktadan sonra kitap hızlanmaya ve olaylar karışmaya başlar. Aslında Elis ayakta uyuduğunu ve en yakını zannettiklerinin arkasından nasıl işler çevirdiğini öğrenir.
Kitabı merakla ve hızla okumaya başladım. Hem konu olarak beni cezbetti hem de bu kadar genç olan kardeşimizin kalemini merak ettim. Kendi kızımdan biliyorum bazı gençlerin kalemi çok kuvvetli oluyor. Biraz destek ve cesaret ile çok güzel yerlere gelebilirler. Kitabın başlarında gençlerin diyalogları oldukça fazla geldi bana . Daha kısa şekilde olaylar anlatılabilirdi. Fakat Doruk'un ortaya çıkmasından sonraki kesimlerde olaylar daha bir hızlanıp hareketlendi. Böyle olunca kitap okuma hızı da artıyor meraktan. Birçok olay ve kargaşa dolu geçiyor bu zaman ve ben Elis'in bazı davranışlarına anlam veremeyip kızdığım yerler oldu. Ben şahsen başıma onca işler açan insanlara karşı bu kadar hoşgörülü ve anlayışlı olamam....
Genç ve yeni yazarlarımıza şans verilmesi ve seslerinin duyulması taraftarıyım. Kitabı sevdim, eğlenceli bir kitap genel itibari ile. Sizlerin de bu genç yazarımıza bir şans vermenizi istiyorum:)))
Kitabın Adı :Anladım ki Sonbaharsın
Yazar :Ceynur Daldal
Yayınevi :Truva Yayınları
Sayfa Sayısı :368
Elis, hayatını geçmişinin acıları ile boğulmaya adamış genç bir kızdır. Hayatından ve kendisinden o kadar habersizdir ki Doruk’un rutin yaşamına girmesiyle başlayan yalanlardan sıyrılma serüveni ona bambaşka kapılar açacaktır. Düşündüğü ve hayal ettiklerinin aksine onu bambaşka bir yolculuk beklemektedir. Hiç beklemediği bir karanlığın içinde oradan oraya savuran bir rüzgâr…
Yalanlar ve mutluluklar ne zamandan beri birbirini kapatır vaziyettedir? Yoksa bazı yalanlar mutluluğu yaşatabilecek kadar güvenilir mi? Fakat nasıl olur? Bir yalan ne kadar güvenilir olabilir?
Çok sevmiş bir kadın için geçmişten kurtulabilmek ne kadar kolaydır? “Bir mucize olmazsa?” Bir tarafta lise aşkı olan Yağız öteki tarafta ise yıllardır kendisini tanıdığını iddia eden bir ukala… Elis için hayat denilen macera en yakın arkadaşı Derin’in ihanetinden de sonra daha yeni başlamaktadır aslında!
“Bakın ne diyeceğim size, beni kulaklığım ve birkaç okuma kitabımla beraber uzay boşluğuna falan fırlatsanıza Satürn’ün uydularından birisine otururum ardından ayaklarımı sallandırıp Dünya’nın ne kadar acımasız olduğuna birde oradan şahitlik ederim.” Elis, hayatını geçmişinin acıları ile boğulmaya adamış genç bir kızdır. Hayatından ve kendisinden o kadar habersizdir ki Doruk’un rutin yaşamına girmesiyle başlayan yalanlardan sıyrılma serüveni ona bambaşka kapılar açacaktır. Düşündüğü ve hayal ettiklerinin aksine onu bambaşka bir yolculuk beklemektedir. Hiç beklemediği bir karanlığın içinde oradan oraya savuran bir rüzgâr… Yalanlar ve mutluluklar ne zamandan beri birbirini kapatır vaziyettedir? Yoksa bazı yalanlar mutluluğu yaşatabilecek kadar güvenilir mi? Fakat nasıl olur? Bir yalan ne kadar güvenilir olabilir? Çok sevmiş bir kadın için geçmişten kurtulabilmek ne kadar kolaydır? “Bir mucize olmazsa?” Bir tarafta lise aşkı olan Yağız öteki tarafta ise yıllardır kendisini tanıdığını iddia eden bir ukala… Elis için hayat denilen macera en yakın arkadaşı Derin’in ihanetinden de sonra daha yeni başlamaktadır aslında! “Bakın ne diyeceğim size, beni kulaklığım ve birkaç okuma kitabımla beraber uzay boşluğuna falan fırlatsanıza Satürn’ün uydularından birisine otururum ardından ayaklarımı sallandırıp Dünya’nın ne kadar acımasız olduğuna birde oradan şahitlik ederim.”
Yeni ve genç bir yazarın kitabı.Elbette destek veririm.Umarım eserleri kalıcı olur.Size de böyle genç bir yeteneği tanıttığınız için teşekkür ederim.Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilTeşekkür ederim:))
SilGençlik romanlarını pek sevdiğimi söyleyemem ama bu kitabın ismini pek beğendim bir şans verebilirim :)
YanıtlaSilBitanemm Elis'e kızgınlığını yorumlardan çıkarmak mümkünn :)) Ben de tanımak isterim Elis'i ve yazarımız çok gençmiş desteklemek gerek :)) Emeğine sağlık bitanem :))
YanıtlaSil