Babil kitaplığı serisi ikinci kitabı Sevimsiz Öyküler idi. İsmi duyunca sakın okumaktan vazgeçmeyin. İsmi sevimsiz olabilir fakat öykülerde öyle bir sihir var ki heyecanla okutuyor.
Bu kitap ile yeni bir yazarla tanışmış oldum. Leon Bloy farklı bir tarzı olan yazar. Onun için nefret koleksiyoncusu da deniliyor. İçindeki bu nefreti kara mizah türüne giren öykülere öyle bir aksettirmiş ki normal başlayan ya da normal ilerleyen bir öykünün sonunda sizi ters köşe yapıyor.
On iki kısa öyküden oluşan kitapta okuyucuyu defalarca ters köşe yapıyor. Yazarın hayatını okuduğum ve sonra da öykülere baktığım zaman onun bu ters köşelerden ve okuyucuyu bir nevi rahatsız etmekten mutlu olduğunu söyleyebilirim.
Bu öykü kitabını mutlaka okuyup yazarla tanışmanızı isterim. Kitaba başlamadan Borges tarafından yazılan ön sözü de okumalısınız çünkü yazar ve tarzı hakkında harika bilgiler vermiş.
Kitabın Adı :Sevimsiz Öyküler
Yazar :Leon Bloy
Yayınevi :Kırmızı Kedi Yayınevi
Orjinal adı :Histoires désobligeantes
Çevirmen :Işık Ergüden
Sayfa Sayısı :112
"Bloy, okuyucunun ruhsal durumuna göre çekilmez ya da harika sayılabilecek benzersiz bir üslup geliştirmiştir. Her iki durumda da yazın sanatının en canlı üsluplarından biridir bu. Bloy'un üstatlarından Carlyle, evrensel tarihin, durmaksızın okumak ve yazmak zorunda olduğumuz ve başkalarının da bizleri yazdığı bir kitap olduğunu yineler; hayalci Swedenborg, hayvan, bitki ya da mineral gibi çevremizi saran tüm varlıkların tinsel olaylarla bağlantılı olduğuna inanır. Léon Bloy ise evreni, her insanın bir sözcük, bir harf ya da sadece bir noktalama işareti olarak yer aldığı bir tür ilahi şifre olarak kabul eder. Kozmik uzamı reddederek tüm uçurum ve ışıkların insan bilincinin yansımasından başka bir şey olmadığını iddia eder. Bir keresinde, zaten cehennemde yaşadığımızı ve her insanın en yakınındaki kişiye işkence etmekle görevli bir şeytan olduğunu söylemiştir."
Jorge Luis Borges
Leon Bloy Kimdir?
1846’da Perigueux’de doğdu. Genç yaşta Paris’e gitti, görüşlerini paylaştığı Barbey d’Aurevilly ile arkadaşlık kurdu, Figaro ve Gil Blas adlı gazetelerde çalıştı. Propos d’un Entrepreneur de Démolitions (Bir Yıkma Müteahhidinin Sözleri, 1884) ve haftalık bir yergi broşürü olan Le Pal ile (1885) kendini tanıttı. İlk eserleri Le Révélateur du Globe, (Yeryuvarlağının Kâşifi) ve 1884’ten sonra otobiyografik bir roman olan La Désespérée’yi (Umutsuz) yayınladı. Kendi çağına karşı bir çeşit savaş ilanı olan bu kitapta aforoz edilmiş şairleri övdü (Hello, Barbey d’Aurevilly, Verlaine) ve günün şöhretlerine çattı (Brunetière, Bourget). La Femme Pauvre (Yoksul Kadın, 1897), Les Dernières Colonnes de l’Église (Kilisenin Son Destekleri, 1903), Belluaires et Porchers (Vahşi Hayvan Eğiticisi ve Domuz Çobanları, 1905), Le Sang du Pauvre (Fakirin Kanı, 1909) adlı eserlerinde, büyük bir felaket sonunda yok olmaya mahkûm törelere körü körüne bağlı bir dünyanın soysuzluklarını açıkladı. Bu burjuva dünyasını, L’Exégèse des Lieux Communs’de (Beylik Düşüncelerin Açıklanması, 1902), acı bir dille alaya alarak ortaya koydu, öfkeler ve tedirginlikler içinde geçirdiği hayatını, sekiz ciltlik günlüğünde ateşli bir üslupla kaleme aldı: Mendiant Ingrat (Nankör Dilenci, 1892-1895), Le Pèlerin de l’Absolu (Mutlağın Yolcusu, 1910-1912), La Porte des Humbles (Yoksullar Kapısı, 1915-1917). 1917’de Bourg-la-Reine’de öldü.
bi dolu babil okudum ama bunu değil, aklımda olsuun :)
YanıtlaSilSelam iyi haftalar.
YanıtlaSilİg'de de çok görmeye başladım "Babil Kitaplığı Serisi" ni merak etmedim desem yalan olur. Bir ara başlarım bende 😊
özellikle, papini kaçan ayna, öğütlerim, müthişki kitap :)
YanıtlaSililgimi çekti bakacağım bu kitaba..
YanıtlaSilBabil Kitaplığı Serisini hiç duymadım ama mutlaka bakacağım :)
YanıtlaSilSenin bu kitap resimlerin okumayanı bile motive eder. Bunları da not alayım bir ara netten bakarım ☺️
YanıtlaSil