4/20/2020

# Georges Simenon # Kabalcı Yayınları # Kitap Yorumu

Bella'nın Ölümü - Kanaldaki Ev || Georges Simenon

Bella'nın Ölümü - Kanaldaki Ev

  Georges Simenon'un elimdeki son kitapları Bella'nın Ölümü ve Kanaldaki Ev'i birlikte yorumlamaya karar verdim. İkiside zaten ince kitaplar.


Daha önce yazarın Dedektif Maigret serisine ait iki kitap okumuştum. Farklı bir tarzı var yazarın. Şimdi okuduğum iki kitabı da Bella'nın Ölümü ve Kanaldaki Ev , Maigret serisi harici olan kitaplardan.

 İki kitabı da son sayfalara kadar merakla okudum. Yazar diğer kitaplarda sonunda hep şaşırttığı için bu kitaplarda da şaşırtma bekliyordum ancak bu kadar değil. Bu kitaplardaki şaşırtma bana iyi yönde gelmedi. Sinir oldum , bu mu şimdi dedim bitince. Heyecanla bir kitabı okuyorsunuz ve zank diye bitiyor ve öylece kalıyorsunuz. Kitap bitti ancak ben yarım kalmışlık hissettim. Aklımda deli sorularla öylece yarı yolda bıraktı beni yazar. Kitapları okuyup çok sevenler de var belki siz de okursanız seversiniz ancak kusura bakmayın ben bu iki kitabı sevemedim.  Hüsran duygusunu hissettim bittiği zaman.

 Konularına biraz girersem  Bella'nın Evi'nde , bir karı koca yanlarına arkadaşlarının kızlarını alırlar , bir süre onlarla kalacaktır. Eş akşam briç partisine gider , kız sinemaya . Erkek ise evde kalıp öğrencilerinin ders notlarını okur ve torna tezgahında uğraşır biraz. Sabah işe gittiğinde eşi acil eve çağırır . Eve geldiğinde Bella'nın yani kızın gece öldürülmüş olduğunu öğrenir . Gece boyu evdedir ve hiçbir ses duymamıştır. Soruşturma başlar ve başlarda suçlu gözü ile bakılır. Kitap boyunca suçlu arasa da kasabalı gözünde suçlu bulunmadığı için suçlu o olur .

Kanaldaki Ev de ise anne ve babası öldükten sonra teyzesinin yanına kalmaya giden bir kız ve yaşadıkları anlatılıyor. Kız Fransızca konuşuyor ve teyzesi Flamanca. İki teyze oğlu ve bir kızı Fransızca bilmektedir.  Bu evdeki yaşam ve kızın hissettikleri ve yaşadıkları üzerine yoğunlaşan kitap yine bana göre hızlandırılmış bir son ve belirsizlikler içinde bitti.





Kitabın Adı : Bella'nın Evi
Bellanın_ölümüYazar : Georges Simenon
Yayınevi : Kabalcı Yayınları
Orjinal adı :La mort de Bella
Çevirmen :Bilge Karasu
Sayfa Sayısı :200

Kişinin, evinde gidip geldiği, alışıldık hareketleri, her günkü hareketleri yaptığı, yüz çizgilerinin yalnızca kendisi için gerildiği, sonra ansızın, başını kaldırınca, perdelerin açık kaldığının, sokaktan gelip geçenlerin kendisini seyrettiğinin farkına vardığı zamanlar olur. Spencer Ashby de biraz bunu yaşadı işte. Gerçi, tıpkı öyle değil; çünkü, doğrusu ya, o gece kimsecikler ona dikkat etmemiş, ilgilenmemişti. İstediği gibi bir yalnızlığa kavuşmuştu; yorgan gibi kalın, dışarıdan tek bir gürültüyü olsun içeri sızdırmayan bir yalnızlığa... Üstelik lapa lapa yağmaya başlayan kar, sessizliğin daha bir gözle görülür, elle tutulur hale gelmesini sağlıyordu. O gecenin daha sonra bir büyütce tutularak inceleneceğini, kendisine yeniden yaşatılacağını, büyütecin altında duran kendisi değil de bir böcekmiş gibi davranılacağını, Spencer değil, kim olursa olsun, aklının köşesinden geçirebilir miyiz?



Kanaldaki_ev
Kitabın Adı : Kanaldaki Ev
Yazar : Georges Simenon
Yayınevi : Kabalcı Yayınları
Orjinal adı :La maison du canal
Çevirmen :Oktay Rıfat
Sayfa Sayısı :166

Çıkış kapısına doğru itiş kakış ilerleyen yolcu selinin içinde telaş etmeyen bir o vardı. Elinde yol çantası, biletini görevliye vermek için sırasını bekledi. Yas tülünün altında başı dimdikti. Brüksel'den trene saat altıda binmişti. Hava karanlıktı. Buz gibi bir yağmur yağıyordu. Üçüncü mevki sırımsıklamdı. Çamur içindeki yerler ıslak, içinden dışından sular sızan camlar ıslaktı. Islak giysili insanlar uyukluyordu. Saat sekizde Hasselt'e gelince trenin de, garın da elektrikleri sönmüştü. Bekleme salonunda şemsiyelerden yol yol ıslak ipek kokan sular akıyor, sobaların başında yolcular kestiriyorlardı. Çoğu, Edmèe gibi, karalar giymişti: Bu bir raslantı mıydı? Yoksa, kendisi tepeden tırnağa karalar içindeydi, yastaydı ondan mı tuhafına gidiyordu herkesin koyu renk giymiş olması?







Georges Simenon Kimdir? 


Georges Simenon1903 yılında Liège'de doğmuştur. Genç yaşlarda okulu bırakıp gazete muhabirliğine atılmış ve 19 yaşında Paris'e yerleşmiştir. İlk polisiye romanlarını bu dönemde Sim takma adıyla yayımlamıştır. 1945'te Amerika'ya yerleşmiş ve 20 yıl bu ülkede yaşadıktan sonra, önce Fransa'ya sonra da İsviçre'ye geçmiştir. 1989 Eylülünde Lozan'da ölmüştür. Polisiyeler dışında psikolojik romanlar ve denemeler de yazmıştır. Polisiyelerindeki psikolojik derinlik, gerilimi sürekli ayakta tutmakta ve okurun ilgisini sürekli sonuca yönelik olmaktan çıkarmaktadır. Birçok romanı sinema ve televizyona uyarlanmıştır. Bazı yapıtları: Pietr-le-Leton (1931, Letonyal Pietr), La Maison du Canal (1933, Kanaldaki Ev), L'homme Qui Regardait Passer les Trains (1938, Trenlerin Geçişini İzleyen Adam), La Chambre Bleue (1964, Mavi Oda).

Georges Simenon'un Okuduğum Diğer Kitapları :

* Flamanların Evinde 

* Hollanda'da Bir Cinayet 

                                                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda link vermemeye dikkat ediniz. Link verdiğiniz yorumları yayımlamıyorum maalesef :(

Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.