"Hayat size insanlara güvenmeyi öğretecek. Güvenmemeyi de. Bazı insanlar ortak iş yapmak için sizin güveninizi çalacak. Bazıları aşk bahanesi ile güveninizi öldürecek. Bazıları ise, sırf onlara acıdığınız için arkanıza geçip, sırtınızdan vuracak. Size tavsiyem mi? Güveninizi tek bir duvar ile sunmayın insanlara. O duvarı aşan, hemen size tamamen ulaşmasın. Soğan gibi olun. Katmanlarınız olsun. Dost dediğin hemen her sırrınızı öğrenmesin. Sevdiğinize, güvendiğinize tüm maddi ve manevi servetinizi açmayın. Kademeli güvenin ve kademeli bırakın kendinizi ona. En azından her şeyinizi alıp gidemez."
Dikil İlişkiler kitabı ile ilk kez tanıştım Haluk Tatar'ın kalemi ve kendisi ile . Kendisi ile de diyorum çünkü kendisinini you tube kanalı varmış , araştırınca bu kanalı izleyenlerin çok beğendikleri ve bu kanalın eğitici olduğunu öğrendim. Ben instagram ,twitter ve blog aleminde gezerim. You tube pek bana göre değil. Bu nedenle yazarın kanalına bakınca kendisi ile de tanışmış oldum dedim.
Dikili İlişkiler kişisel gelişim kitabı . Arka kapak yazısı ile de hemen dikkat çekiyor zaten . Arka kapak yazısını aşağıda verdim . Merak edenler okuyabilir ...
Beş bölümden oluşuyor kitap . İlk bölüme geçmeden önce Haluk Tatar ilişki nedir , dikili ilişki nedir bilgi veriyor . Sonra ise " eğitim ve kariyer hayatımızdaki dikili ilişkiler " ile birinci bölüme başlıyor . Bu bölümün başında yazar okuyucuya okul ve iş hayatı seni etkilemiyor ve ilgilendirmiyorsa , atla ikinci bölüme diyerek onun zaman kaybetmesini ya da sıkılmasını istemiyor . Sıkılmasını istemiyor diyorum ancak zaten bu kitabı okurken sıkılmanıza imkan yok . Yazarın sizinle konuşur gibi yazması , eğlenceli dili ve gerek kendi hayatından gerekse çevresinden verdiği örneklerle kitap nasıl akıyor anlamıyorsunuz . Şahsen ben kitabı elimden bırakamadan bitirdim.
İkinci bölüm ise gönülde dikili ilişkiler . Çoğu okuyucunun merak ettiği bölüm de bu oluyor sanırım . Çünkü kitabın isminde geçen "İlişki " kelimesi akla direk olarak gönül ilişkisini getiriyor. Çevremde yaptığım gözlemin bir sonucu bu çıkarım. Bu konuyu okurken yazarın toplumu çok iyi gözlemlediğini gördüm. Yazdığı çoğu örnek benim de çevremde gördüğüm hatta başıma gelen cinsten . Okulu bitirirsin daha işe bile girmeden "eee ne zaman evlilik ? biri yok mu ? bak şu da iyi birisi " diye hemen başlarlar . Bir rahat nefes aldırmazlar . Bir süre sonra da isteyen yok mu , evde kaldı muhabbeti başlar .... Elendikten sonra oh be deyip derin nefes almayın çünkü bu sefer de ee çocuk ne zaman , yoksa olmuyor mu muhabbeti başlar . Sözün kısası rahat yok bu toplumda :D
Üçüncü bölümün ismi ise biz kimiz . Bu bölümün adını duyunca aklıma felsefeciler geldi . Felsefenin temel sorusu ben kimim değil mi? Benim aklıma geldiği gibi sizin de aklınıza felsefeciler ve felsefe geldiyse unutun derim . Burada bahsedilen biz yapışık ikiz gibi dolaşıp her şeyi beraber yapanlar . Bu tarz gruplarda genellikle dominant bir karakter vardır yanında da onun her dediğini yapan pasif karakter. Bu durum ne zamana kadar devam eder ? Asıl soru bu sanırım ... Bu bölümde yazar çocuğu yerine konuşup onun yerine karar veren anneden tutun da arkadaş gruplarına kadar her kesimden örnekler ile konuyu irdeliyor.
Dördüncü bölüm ise rutinler ve gerçekler . En eğlence bölümlerden birisiydi bu bölüm . Hayalinizde canlandırdıklarınız ile gerçekte olanları karşılaştırıyor yazar bu bölümde . Aynı zamanda da kadınların erkeklerde sevmediklerine de yer veriyor . Ve günümüzde sahte mutlulukların en çek yaşandığı yer alan sosyal medya da var bu bölümde. Herkesin mutlu , herkesin arkadaş olduğu rengarenk bir dünya. İçine girmedikçe dışarıdan parıltılar sizi cezbediyor. Sosyal medyada çevreniz genişleyip de dönenleri fark ettiğiniz zaman soğuyorsunuz . Sakın orada olanları kafayı takıp da sevdiklerinizi eleştirmeyin , benden söylemesi ...
Beşinci ve son bölüm ise " tamam mı devam mı ? "ismini taşıyor . Kadın -erkek ilişkisinde ayrılım mı görünüyor yoksa evliliğe mi ilerliyor durum . Evliliğe ilerliyorsa aileler de işe karışıyor . Tabii bir de kıskançlık durum var. Ayrıldınız ise bu durumda ayrılık acısı ve depresyon var... İşte bu bölümde okuyacaklarınızın bir bölümünü bunlar oluşturuyor .
Kitabı bitirmek bu yazıyı kaleme almaktan daha kolaydı inanın. Bazen duyguları yazıya dökmek zorluyor beni . İlk cümle her zaman çok önemlidir benim için . O ilk cümleyi yazıncaya kadar iki bazen de üç gün düşünürüm ve düşündüklerimin olgunlaşmasını beklerim. Okuduğum kitaplara ve yazarlar saygımdan dolayı haksızlık yapmak istemem . Ama o ilk cümle zihnimden klavye üzerinden dolaşan parmaklarım aracılığıyla bilgisayar ekranında belirince arkası kendiliğinden geliyor . Sanki ben aradan çekiliyorum ve parmakların otomatik olarak yazıyorlar. Bu kitabı yazıya dökmek için de beş gün bekledim. Hislerimi size daha kolay ifade edebilmek için.
Ben bu kitabı çok sevdim . Bir kişisel gelişimden öte hayat rehberi gibi olduğunu söyleyebilirim. Yazarın verdiği örneklerin yanında ben de çevremden örnekler vererek , karşılıklı yazarla sohbet ederek okudum kitabı . Yeri geldi örnekleri çevremdekilere sesli okudum , fikir alışverişi yaptım . Eğitimden iş hayatına , arkadaşlıktan evliliğe , aile yaşamından sosyal medyada olanlara kadar hayatın her alanından ilişkilere değinen ve onları örneklerle zenginleştirerek anlatan harika bir kitap .
Dikili İlişkiler Kitabından Alıntılar :
* Dikili ilişkiler ömründen gün çalar . Aylar hatta yıllar öylece akar gider . Sen de camdan yolu izleyen teyzeler gibi kendi hayatının ziyan olmasını izlersin.
* Bazı ilişkiler hiç başlamamalıdır . Hadi bir şekilde ilk tanışma oldu . Bırak işte. İlk dürten olma . Ateşi sen yakma.
* Siz de boşluklar verin, tüm varlığınızın içinde. Sizi kimse tamamen ,tanıyıp ele geçirmesin.
* Ülkemizde çok etiket var maalesef . Kutuplaşmayı da bunlar sağlıyor . Açık , kapalı , yeşil , kırmızı , dinci , solcu ... Hepsi öylesine saçma ve başarısız üretilmiş etiketler ki . Cahil toplumlarda bunlar işe yarar . Ayrışırlar . Ama okuyan toplum bu etiket ile kandırılamaz.
* Herkes yapıyor diye bir şeyi yapmanız gerekmez ya da mutluluğun formülü çoğunluğun yaptığı şeyde gizli diye bir şey yok. Sakin olun , içinizi ferah tutun . Kendiniz için doğru olanı zamanı geldiğinde hayat size söyleyecektir.
* Umarım bekleyecek birisi olur . Beklemeye değecek birisi de . Sizi de bekleyen . Gelmeyecek olanı , beklemeyin de.
* Unutma , avcı olduğunu sanıyorken , avlanabilirsin.
* "... değişmek istemeyen birini değiştiremezsiniz. Değişim önce kişinin kendisinde başlar. "
* BİZ demek için önce sen onu , o seni tanımalı . Hoş önce sen kendini bir tanı lütfen.
Kitabın Adı : Dikili İlişkiler
Yazar : Haluk Tatar
Yayınevi :İnkılap Kitabevi
Sayfa Sayısı :192
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, gizlilik sıfır. Sosyal medya senin tüm sırlarını biliyor. Monoton hayatlarımızı televizyon ya da internette gördüğümüz senaryolara ya da akıl almaz başarı hikâyelerine dönüştürme derdindeyiz.
Arkadaş olarak, sevgili olarak, eş olarak, dost olarak dışarıda bir yerlerde mükemmel birileri var. Sen de onlara şans eseri denk geleceksin. Peki, sorun ne mi? Ya o mükemmel seni katledecek ya da sen onu bozacaksın. Nasıl mı?
Bu kitapta amacımız ilişkilerin kötü yönlerini göstermek değil. En azından sadece o değil. Potansiyel hataları görelim ve nasıl bir şeyleri düzeltebiliriz ya da yanlışları engelleriz onu bilelim. Yoksa güzel başlayan ama büyüsünü bozduğumuz tüm diğer ilişkilerimizde olduğu gibi zaten önümüzdeki maçlara bakacağız.
Hazırsan biraz hayallerini yıkacağız. Seninle ben yıkacağız. Fakat söz veriyorum:
YERİNE DAHA İYİLERİNİ İNŞA ETMEK ÜZERE!
Haluk Tatar Kimdir?
1979 yılında dünyaya gelmiştir. İTÜ ve Yıldız yüksek lisans ve makine mühendisidir. Kendi şirketine sahip olan Haluk Tatar Türkçe dahil üç dil bilmektedir.
Kendi kişisel video kanalını hazırlayan Haluk Tatar, Video Eğitim kanalında eğitim bilgileri vermektedir. Youtube üzerinde kendi stratejisini ve üniversite derslerini hazırlamaktadır.
Alıntılar güzelmiş. Teşekkürler tanıtım için. Bir ara yazarla da tanışayım...
YanıtlaSil